ran’ın başkenti Tahran’da, 13 Eylül’de Jina Emini (22) isimli Kürt kadının polis tarafından “başörtüsünü uygun takmadığı” gerekçesiyle gözaltına alınması ve işkence sonucu öldürülmesi üzerine İran ve Doğu Kürdistan’da çıkan protestolar sürüyor.
Protestolarda sivil halk ile İran polisi arasında zaman zaman şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
Bölgedeki insan hakları örgütlerine göre, İran güvenlik güçleri protestoculara gerçek mermilerle ateş etti, şu ana kadar 15’ten fazla kişi öldürüldü, 750’den fazla kişi de yaralandı.
Daha önce olduğu gibi bu protestolar sonrasında da, “İran’da bir anayasal reform süreci başlayacak mı?” sorusu gündeme geldi.
İranlı ve Doğu Kürdistanlı gazeteciler, rejimin herhangi bir reform sürecini başlatmayacağını söylüyor.
İran’ı yakından takip eden Türkiye’deki gazeteciler ise, bu olayların İran’ı yeni reformlara zorlayacağı görüşünde.
“REFORM GÖRÜNMÜYOR”
K24’e konuşan İranlı gazeteci Taha Kermani, ülkede herhangi bir reform işaretini görmediğini belirterek şunları söyledi:
“Maalesef, çok uzak tarihe gitmeye gerek yok. Son 20 yılı gözden geçirdiğimiz zaman İran İslam Cumhuriyeti bu kapasiteye sahip değil. Kâğıt üzerinde anayasada rastlarız ama tecrübe bize göstermiş ki yönetim hangi cenahtan olursa olsun meseleleri bastırmaya odaklanıyorlar, çözmeye değil. Zorunlu İslami Giyim Yasası bir nevi İran’ın profili haline gelmiştir. Onur meselesi mahiyetinde bakıyorlar. Bu konuda asla taviz vermezler. Bundan dolayı bu olaylardan sonra herhangi bir reform işaretini göremiyorum maalesef.”
Eylemlerin yayılabileceğini söyleyen Kermani, “Kanımca bu itirazlar devem eder. Çünkü çok ciddi bir memnuniyetsizlikler var. Bugün eyleme katılan şehitlerin sayısı 83’ü buldu. Bu giderek artar. Çok klişedir hep sorarlar. Rejim değişir mı? diye, şimdi o potansiyel yoktur çünkü devlet tüm gücüyle bastırabiliyor” şeklinde konuştu.
“İRAN YASALARI REFORM YAPMAYA ENGEL”
Doğu Kürdistanlı gazeteci Rahim Rashidi de, Kermani ile aynı fikirde. Kürt gazeteci, devam eden protestoların İran’a reform konusunda adım attırmayacağını söyledi.
İran’da yasaların yeni reform atmaya engel olduğunu söyleyen Rashidi, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İran rejiminin yasaları Şii mezhebi üzerine hazırlanmış, onlara göre en sonunda mehdi gelecek, bütün dünya özgür kalacak. Bundan vazgeçmeleri mümkün değil. Biz biliyoruz ki İran şimdilik hiçbir konuda reform yapmayacaktır. Eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi 22 milyon İranlıdan oy aldı, televizyona çıkıp dedi ki ‘Ben bu yasa ile hiçbir şey yapamıyorum’. İran devriminde yer alan başbakan, meclis başkanları bile şu an hapisteler. İran’ın şu an içinde bulunduğu süreçte ve var olan yasayla reform için adım atması mümkün değil.”
İran ve Doğu Kürdistan’da devam eden protestolara ilişkin ise Rashidi şunları söyledi:
“Bu protestolar önümüzde süreç için önemli bir adım olarak değerlendiriyorum. Bu dönemde Azeriler, Türkmen, Farslar, Beluciler ve Araplar Kürtlerin arkasında duruyor. Çünkü Kürtlerin isteklerinin doğru olduğunu, Kürtlerin tüm İranlılar için özgürlük talep ettiğini, demokrasi istediğini anladılar. Şu an İran’da bütün milletler ayakta. Bu büyük bir kazanımdır. Ama dünyada destek çıkmaz. Çünkü ekonomik kriz ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi sorunlarla uğraşıyor dünya.”
“İRAN’DA DEĞİŞİM KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR”
Gazeteci İslam Özkan ise, İran’daki olayların değişimi zorladığını ifade ederek, “İran’daki olaylar reform sürecini zorluyor sanki. Şu an müthiş bir direnç var, statüko 'Biz bu konuda geri adım atarsak, bununla başka konularda da geri adım atmayı gerektirir. Sembolik de olsa, o yüzden devrimin en önemli kazanımıdır, bundan geri adım atmayalım' diyor. Bakış açısı bu. Ama bu doğru bir okuma değil. Toplumsal yapı çok hızlı değişiyor. Değişim ancak İran toplumunun dünya ile irtibatını kesmekle mümkün. Bu başarılırsa sosyal medya ve internet kullanmasını kesebilirseniz bu mümkün olabilir. Bu da çok mümkün olamayacağına göre değişim kaçınılmaz görünüyor” ifadelerini kullandı.
5 ila 10 yıl içerisinde İran’da anayasal düzeyde reformların gerçekleşebileceğini ön gördüğünü ifade eden Özkan, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya ile temas halinde olan ve entelektüel seviyesi yüksek bir halkın, aşırı kısıtlamalara boyun eğmesi zor görünüyor. Dolayısıyla bu değişim gerçekleşecek. Bu değişim yine mevcut siyasal yapının direncine bağlı. Ne kadar direnç gösterebilir? Dolayısıyla ben İran’da 5 ila 10 yıl içerisinde bir reform yapılacağını ve yeni anayasal düzenlemeler yapılacağını düşünüyorum. Aslında mevcut yapı belli konularda çok esnektir. Bunun hem iç hem de dış politikada örnekleri var. Esnekliği hızla gösterebilirse hem kendisi hem de İran halkı bu süreçten kazançlı çıkar.”
İRAN’DA REFORM SÜRECİ BAŞLAR MI?
Gazeteci Ramazan Bursa da bugün İran’da yaşananları 1970’lerdeki Şah dönemine benzetti ve hukuksuzluk ile ekonomik kriz gibi durumların İran’ı reform yapmaya mecbur kıldığını söyledi.
“1950’lerin başından 70’e kadar Şah çok güçlüydü. Ama adaletsizlik, ekonomi buhran, insan hakları ihlalleri bunların hepsi zaman içerisinde yönetimin gücünü zayıflattı” diyen Bursa, şunları belirtti:
“En sonunda 70’lerden sonra yoğunlaşan tepkiler, gösteriler, memnuniyetsizlikler sonunda devrimi getirdi. Şah dayanamadı ülkeden kaçtı. Bugün ise bu protestolar belki İslam devrimini yıkmaz, yıkmayacak da ama 50’den 79’a kadar olan süreçte ve 79’un sonunda 2 bin 500 yıllık şahlık sistemi yıkıldı. Bundan dolayı bu gösteriler, her problem ve her adım devrime olan inancı ve gücünü zayıflatır. Dolayısıyla bunları bir süreç olarak değerlendiriyorum ve diyorum ki İran devleti bu gösteriler içinde bulunduğu sıkıntılar, bölgesel politikalar, hukuki ve ekonomi sıkıntılar İran’ı kapsamlı bir anayasal reform yapmaya zorluyor. İran devleti ya bunu anlar ve bu reformu yapar ya da devrimin varlığıyla toplumun varlığı karşı karşıya gelir. Bu kadar açıktır. Devrimi korumak istiyorlarsa muhakkak bir reform sürecini başlatmaları gerekiyor.”
Gazeteci Bursa son olarak, “İran’da yaşamış bir gazeteci olarak bunu söylüyorum. Yolsuzluk meselesi, üst sınıf ve alt sınıf ekonomik olarak sınıflara ayrılması ve yönetici kademenin çocuklarının çoğunu yurt dışında olması. Ekonomideki sıkıntılar, adaletteki problemler, bir takım zorunlu hukuki yaklaşımlar, bunların izahının yapılamaması ve gösterilerde gücün kullanılması gibi her geçen gün devrimi zayıflatıyor” şeklinde konuştu.