20 09. 2018 Perşembe
İran´ın başkenti Tahran´daki Allame Tabatabai Üniversitesindeki Bağımsız Öğrenciler İslam Derneği, yayımladıkları mektupla Mali Eylem Görev Gücü (FATF) konusundaki açıklamalarına tepki gösterdi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif´in FATF üyeliğine ilişkin hazırlanan yasa tasarısının onaylanması halinde "düşmanların elindeki en önemli bahanelerin alınacağına" yönelik ifadesine yanıt verilen mektupta, "Bu anlaşmanın şeffaflığa katkıda bulunacağını iddia ettiniz. Evet, biz de FATF´ın şeffaflık getireceğine inanıyoruz. Fakat bu şeffaflık, ülkedeki kurumlar ve halka değil, Batılı casusluk teşkilatları ve yabancı düşmanların çıkarlarına getirilecek." ifadeleri kullanıldı.
FATF´la birlikte İran´ın füze programı, bölgedeki askeri varlığı ve insan hakları konularının da tartışmaya açılmasından endişe duyulduğu belirtilen mektupta, "Sayın Zarif, acaba FATF´tan sonra bahaneleri azaltmak ve şeffaflık için füze programı, bölgesel nüfuz, insan hakları gibi meseleler konusunda da halkımızın yeminli düşmanlarıyla müzakere masasına oturacak mısınız?" açıklamasına yer verildi.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney´in, FATF´ın onaylanmamasına ilişkin açıklamalarına işaret edilen mektupta, İran Dışişleri Bakanı Zarif´in yeni bir nükleer anlaşma macerasına girme çabasında olduğu savunuldu.
Öte yandan Doğu Azerbaycan eyaletine bağlı Bunab Milletvekili Ziyaullah Ezazi, mecliste FATF üyeliğine ilişkin konuşma yaptı.
Şu ana kadar ülkede FATF tarafından tavsiye edilen 32 maddenin uygulamaya konulduğunu anlatan muhafazakar siyasetçi Ezazi, buna rağmen uluslararası bankacılık sisteminde İran açısından bir iyileşme olmadığını söyledi.
Ulusal menfaatlere vurgu yapan Ezazi, "FATF´a üyeliğin ülkedeki ekonomik sorunlara çözüm getireceğine inanmıyorum." ifadelerini kullandı.
İranlı reformist siyasetçi Ahmed Hurrem de İranlı İşçiler Haber Ajansı´na (ILNA) verdiği özel mülakatta FATF tartışmalarını ele aldı.
FATF anlaşmasıyla bankaların, kara para aklamama, işlemlerinde şeffaf olma ve teröre destek vermeme konularında garanti sunduklarını belirten Hurrem, "İran ve Kuzey Kore dışında dünyadaki tüm bankalar bu anlaşmayı kabul etti." ifadesini kullandı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, iki gün önce yaptığı bir konuşmada, "FATF yasası" olarak bilinen kara para aklama ve terörün finansmanının engellenmesine yönelik yasa tasarısının mecliste onaylanması gerektiğini savunarak, "FATF yasa tasarısının kabul edilmesi düşmanın bankacılık ve iş birliklerine yönelik bize karşı öne sürdüğü bahaneleri elinden alacaktır." demişti.
ABD´nin terör finansmanıyla suçladığı İran´a uyguladığı yaptırımların bu ülkenin uluslararası finans sistemine girişini kısıtlaması ve buna bağlı olarak yabancı yatırımların sekteye uğraması nedeniyle Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümeti, FATF üyeliğine ilişkin bir yasa tasarısı hazırlayarak meclise sunmuştu.
Muhafazakarlar arasında ülkenin "hassas finansal bilgilerinin düşmanlara açılacağı ve devrimci güçlere yardımın engelleneceği" şeklindeki tepkilere neden olan tasarı, İran Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından Anayasa´ya aykırı bulunarak onaylanmamıştı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, 20 Haziran´da milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, meclise getirilen yasa tasarılarının ülkenin çıkarlarına aykırı olmaması gerektiğini vurgulayarak, "Sadece bazı olumlu yönleri göz önünde tutularak sonunun nereye varacağı ve sorunlu olduğunu bildiğimiz anlaşmalar meclisten geçmemelidir." demişti.
Meclise terörle mücadele ve kara paranın aklanmasının önlenmesi yönünde kendi yasalarını çıkarma çağrısında bulunan Hamaney, FATF gibi anlaşmaları büyük güçlerin kendi çıkarları için hazırladıkları anlaşmalar olarak nitelemişti.
OECD bünyesinde kara para aklamayla mücadele edilmesi için kurulan FATF, Kuzey Kore ile birlikte gri listede bulunan İran yönetimine, ülkenin finansal yapısını uluslararası normlara uygun hale getirecek reformları tamamlamak için ekim ayına kadar süre vermişti.
FATF, kara paranın aklanması ve terör finansmanının engellenmesine yönelik 37 üye ülkenin bankacılık ve mali sistemini denetliyor.