05.10.2018 Cuma
Dünyanın en güvenilir politikacısı seçilen Almanya Başbakanı Angela Merkel, İsrail´de bir üniversitede öğrencilerin sorularını cevaplandırırken "İran´ın nükleer silah elde etmemesi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiği konusunda İsrail ile hemfikiriz." dedi.
Merkel, bu konuşmayı, ABD´nin İran´la ekonomik ilişkileri ve diplomatik temsilcilikleri tesis eden 1955 tarihli anlaşmayı feshetme kararından sonra yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da Suriye´den çekilmemelerini İran´ın bu ülkedeki varlığına bağladıktan sonra dün de İran´ın Irak´taki milislerinin Amerikan temsilciliklerine "tehdit" olduğunu öne sürdü.
İran bir İslâm ülkesidir ve Batı´nın en büyük korkularından biri Pakistan´dan sonra İran´ın da nükleer silâh geliştirmesidir.
ABD, İran ile imzalanan ve İran´ın nükleer silah üretmemesini esas alan anlaşmadan çekildi. Şimdilik İran´ı ambargolarla yıpratmaya çalışıyorlar. Böylece müdahale ettiklerinde daha zayıf bir İran bulmayı planlıyorlar herhalde...
***
ABD´nin İran politikası gittikçe gerginleşirken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın Gürcistan´ın üyeliğini desteklediğini belirterek, NATO´nun kapısının bu ülkeye açık olduğunu söyledi.
Rusya´nın Karadeniz´de askeri yığınak yaptığını ve NATO´nun bundan endişe duyduğunu da ifade eden Stoltenberg, ittifakın Karadeniz´in güvenliğine büyük önem verdiğini vurguladı.
Bilindiği gibi ABD, NATO´yu kullanarak uzun süredir savaş gemilerini Karadeniz´e çıkarmaya çalışıyor. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında, ABD savaş gemilerinin Karadeniz´e çıkmasını önleyen Türk Deniz Kuvvetleri´nin amiralleri hedef alınmıştı. Yine, Irak´ın işgali öncesinde, 63 bin askerini Güneydoğu Anadolu´ya konuşlandırmak için üsler kurmaya başlayan ABD, Samsun ve Trabzon limanlarını da istemişti. Yani 1 Mart 2003 tezkeresi geçseydi, ABD savaş gemileri o zamandan itibaren Karadeniz´de bulunacaktı. Şimdi Karadeniz´e çıkıyorlar ama sınırlı tonajda. Gürcistan´ı da NATO´ya alırlarsa Karadeniz´i bir NATO gölü haline getirmeyi umuyorlar.
Tabii ABD savaş gemilerinin Karadeniz´e serbest çıkışı, Rusya´nın kuşatılmasının yanında İran´ın da kuzeyden çevrilmesi demek olur. Bir savaş durumunda, İran´ın kendi coğrafyasının derinliğini kullanma şansını yok etmek istiyorlar.
Böyle bir durumda Türkiye, McKinsey üzerinden tamamen teslim alınmış olacağı için ABD´nin Kafkaslar üzerinden Orta Asya´ya açılması da mümkün hale gelecek!
***
ABD yine de aptalca bir politika takip ediyor. Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı, Rusya´dan S-400 hava savunma sistemi satın alması halinde Hindistan´a yaptırımlar uygulanacağını açıkladı!
Yani Asya´nın güney cephesini kaybediyorlar. Putin, Hindistan´a giderek S-400 anlaşmasını imzalayacak. Türkiye´nin S-400´leri ise 2019´da gönderilecek.
Rusya, Gürcistan hamlesine sert cevap da verebilir. Bu sebeple Gürcistan´ın daha akıllı olması gerekir!
***
ABD istihbaratının organizasyonu ile kurulan Suriye´deki terör örgütleri ise bu coğrafyadan kazınıyor.
Suriye ordusu Süveyde çölünde ilerlerken mevzilerini terk eden militanlar halka karışmak için sakallarını kesiyor!
İdlib´deki teröristler ise Putin tarafından Türkiye´ye kontrol ettiriliyor!
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim ise birkaç gün önce "İdlib´e gelenler, oraya Türkiye´den giriş yaptı, bu yüzden orada kimler bulunuyor, oraya nasıl ve nereden girdiler, Türkler bunu biliyor. Onların Türkiye´ye dönmesi de doğal olur!" demişti.
Gerçi teröristlerin çoğunluğu Suriyeli ama Batı ülkelerinden gönderilen teröristlerin Türkiye üzerinden geçtiği biliniyor.
Kısacası dünya en azından bir bölgesel savaşa gidiyor. Türkiye´nin böyle bir dönemde ekonomik olarak güçsüz düşürülmesi gerekiyordu ki ABD politikalarına mecbur kalsın! Böyle bir politika içeride iş birlikçi olmadan yürür mü?