Irak’ta federal sistemin son bulmasını isteyenler, tarih bilincinden yoksun, balık hafızalı kişiler olsa gerek. Eski rejimin nelere kadir, ne kötülükler yaptığını ya unutmuşlar ya bilmemekteler ya da bilerek eskiye dönüşü ve otoriter faşizan bir rejimi arzulama şizofrenik hastalığına tutulmuş konumdalar.
Federal sistemden vazgeçilmesinin tartışılmasının bile, geçmişten farklı niteliksel bir durum, daha özgürlükçü bir durum olduğundan şüphe yoktur. Geçmiş otoriter faşizan Baas rejiminde, rejim hakkında küçük bir eleştirinin, Baas Partisi ve Saddam hakkında söylenecek hoşa gitmeyen bir sözün bedelinin ölüm olduğunu bilmek, ona göre hareket etmek gerekir.
Şu çok iyi bilinmeli ki, Irak’taki karmaşa ve ekonomik sıkıntının nedeni federal sistem değil, federal sistemin sosyolojik gerçekliklere, uluslararası hukuka, Irak’ta ulusların yeni ilişki tarzına, hak ve hukuka göre yapılanmamış olmasıdır.
ÜNİTER DEVLETE DÖNÜŞ VE ÜNİTTER DEVLETİN TÜM ARAPLARIN DA DEVLETİ OLAMAMASI
Federal sistem, Irak devletini ortak devlet haline getirdi. Irak devleti, Kürtlerin, Arapların, ulusal azınlıkların, değişik toplumsal kesimlerin devleti oldu. Federal sistemden vazgeçmek, ortak devletten vazgeçmek, eski üniter ve Araplara ait olan ırkçı, faşist, otoriter devleti yaratmak demektir.
Ama bu kurulacak yeni üniter devlet, tüm Arapların da devleti olmayacak. Eski devlet ve Baas diktatörlüğü zamanındaki devlet, Sünni azınlığın içinde Baas elitinin devletiydi. Yeni üniter devlet de büyük ihtimalle Şiilerin içinde bir elitin devleti olacaktır.
Bunu isteyen Kürt’ün, Arab’ın, diğer etnik topluluklardan insanların aklından şüphe etmekten başka bir şey yapılamaz.
KÜRTLERİN İKTİDAR VE EGEMENLİĞİNE SON VERME…
Kürtlerin mücadelesi, Irak’ta federal sistemin oluşmasının temelini oluşturdu. Kürtler, 2003-2005 yılından önce Irak için federal sistemi benimsediler, ona göre de Kürdistan’da yapılandılar. Demokrasilerini, toplumsal yapılarını, ekonomilerini, hak ve özgürlükler konusundaki güvencelerini ona göre yapılandırdılar ve yarattılar. Baas rejiminin 2003 yılında son bulmasından sonra, Irak’taki diğer milletler de federal sistemi benimsediler.
Federal sistemle birlikte Kürtler devletin ortağı oldular. Devlet yönetimini, iktidarı, egemenliği paylaştılar. Kürdistanlılar, Kürdistan’da iktidar ve egemenlik sahibi oldular. Kendi kendilerini kendi meclisleri, hükümetleri, kurum ve kuruluşlarıyla yönetmeye başladılar.
Kürdistan’da oluşan bu yeni statü, Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti (1946) ve Kürdistan Otonomisinin (11 Mart 1970) bir devamıdır.
Kürdistanlılar, 2017’de federal sistemin ihtiyaçlarına cevap vermediğini gördükleri için bağımsız ve konfederal devlet için referanduma gittiler. Kürdistanlılar da referandumda bağımsız ve konfederal devlete evet dediler.
Kerkük’ün işgali hem bu süreci engellemek ve hem de Kürdistan’daki statüye son vermek içindi. Bu işgale yardım eden Kürtlerin ihaneti de deşifre olmuştu. Ne yazık ki o ihanet yargılanıp cezalandırılmadığı için, bu dönemde de federal sistemin son bulmasını cesaretle savunanlar var. Kürdistan Parlamentosu, Hükümeti, tüm kurum ve kuruluşlarının bu ihanetin önüne geçmesi gerekir.
Federal sistemin son bulması demek, Kürdistanlıları Irak devletinin ortağı olmaktan çıkması, iktidar ve egemenlik paydaşlığının son bulması; esas olarak da Kürdistan’da iktidar ve egemenliğin son bulması demektir. Buna izin verilemez.
DEMOKRASİ VE ÇOĞULCULUKTAN VAZGEÇME, OTORİTER FAŞİST REJİME DÖNÜŞ
Irak’ın demokratikleşmesinde, federal sistem önemli enstrümanlardan ve hem de temel enstrümanlardan biridir. Federal sistem doğal olarak, bireyler, uluslar, farklı dinler ve mezhepler arasındaki ilişkilere yeni bir tanım ve kapsam getirmektedir. Bu da toplumsal, siyasi, fikirsel demokratik çoğulculuğa yol açmaktadır. Ulusların farklılıklarını kabul etmektedir. Farklı ulusların ilişkilerine çoğulcu ve demokratik bir tanım kazandırmaktadır. Bu çoğulculuk da demokratikleşmeye temel oluşturmaktadır.
Federal sistemden vazgeçmek demek, demokrasiden ve demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından biri olan çoğulculuktan vazgeçme anlamına gelir. Bu da eski rejime dönüş arzusudur. Eski rejim de otoriter faşist bir rejimdi. Irak’taki tüm milletlerin bunun hak etmediklerini bilmeleri, ona göre hareket etmeleri, eski rejim arzulayıcılarına izin vermemeleri gerekir.
BİREYSEL VE KOLEKTİF HAKLARIN SON BULMASI
Federal sistem, demokratik, çoğulcu bir sistem olduğundan; bireysel ve kolektif (grupsal) hak ve özgürlükleri kabul eden, geliştiren, güvenceye bağlayan bir sistemdir. Başka bir ifadeyle bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin olmadığı, geliştirilmediği, güvenceye bağlanmadığı sistemler, demokratik ve federal sistemler değildir.
Federal sistemin son bulması demek bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin son bulması demektir.
Bireysel ve grupsal özgürlüklerin olmadığı bir rejim otoriter faşizan bir sistemdir. Ulusların milli hak ve özgürlüklerini de yasaklayan bir rejimdir. Başka bir ifadeyle tam anlamıyla eski Baas rejimidir. Irak insanlarının ve milletlerinin kendilerine kötülük yapmamaları, bu tehlikeli gelişmeye izin vermemeleri gerekir.
ÖNÜ ALINMAZ YENİ ÇATIŞMALARA YOL AÇMA
Otoriter faşizan sistemleri birçok tanımı vardır. Bu tanımlardan biri de otoriter faşizan rejimlerin, çatışmaları besleyen ve körükleyen rejimler olmalarıdır.
Eski Baas rejimi döneminde olan da bundan başkası değildir. Kürtlerin milli hakları, iktidar, egemenlik hakları gasp edildiği için Baas diktatörlüğüne karşı 50 yıl silahlı mücadele yürüttüler.
Federal sistemin son bulması halinde bireysel ve grupsal hak özgürlükler son bulur, demokratikleşme süreci son bulur, çoğulculuk son bulur; devlet otoriter üniter bir devlet olursa; Kürdistanlıların iktidar ve egemenlik hakları ellerinde alınırsa, olacak sonuç açıktır.
Yeni dönemde büyük bir çatışma. Bu Irak ve Kürdistan için yeni bir yıkım olacak, bir çatışma ve bir savaş olacaktır. Buna izin vermemek gerekir. Bunun için de federal istemi yıkmak isteyenlerin önü kesinlikle kesilmelidir.
Federal sistem daha fazla geliştirilmeli ve demokratikleştirilmelidir.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.