Hepimizin bir şekilde yer aldığı internet ağı ile yeni bir dünya kuruluyor diyor matematik ve mantık filozofu Luc de Brabandere.
2017 yılında yazdığı İlhan Burak Tüzün’ün çevirisiyle Vakıfbank yayınları arasında çıkan kitapta, bilgisayar ve internetin doğuşunu milattan önce yaşayan düşünürlere kadar götürmüş. Ve bu bilgilerin ışığında internet nedir ne değildir sorusunun cevabını vermiş.
**
İnternet bir kamusal alan değildir, özel alandır.
İnternet küresel değildir, İngilizce yazılır, Amerikalıdır.
İnternet çevreci değildir, çok yüksek enerji ve muazzam sayılarda hammadde ve değerli metal tüketir. Her bir veri merkezi 40 bin nüfuslu şehir kadar enerjiye ihtiyaç duyar. Muazzam miktarda zehirli atık üretir ve bu atıklar Afrika ve Hindistan’daki çöplüklerde birikir.
İnternet ne sanaldır ne soyut. “Kablosuz” ağlar, yeraltındaki milyonlarca ve denizlerdeki yüzlerce kablo sayesinde çalışır. Okyanuslar bile örümcek ağı ile örülmeye devam ediliyor.
İnternet şeffaf değildir. Kim Amerikan istihbarat teşkilatları ve Big Data (internette paylaştığımız tüm bilgiler) arasındaki bağlantıların gerçek yüzünü bildiğini iddia edebilir.
İnternet tarafsız değildir. Her algoritma, sahibinin bir projesine karşılık gelir. Bağlı kalma süresini uzatma, dikkat dağıtma, bağımlılık yaratma. Bunlar algoritmaların gerçek projeleridir. Yani bağlantı her zaman iyi bir şey değildir.
İnternetin işleyişi tam olarak anlaşılmış değildir. Yazılımcılar bile kendi geliştirdikleri algoritmaların her tepkisini anlamadıklarını kabul ediyorlar. ‘Öğrenen makineler’den söz ediliyor. Tam olarak neyi öğrendikleri de bilinmiyor.
İnternet piyasa ekonomisinin teminatı değildir. Devletlerden büyük dev şirketlerin varlığı rekabeti ve ticaretin meşruluğunu tehdit ediyor.
İnternet demokrasinin teminatı değildir. Mutlak bir bireyselciliğe yol açabilir ve hiçbir şekilde dünya barışına hizmet etmez.
İnternet gerçeği bilmez çünkü bilgilerin büyük bir çoğunluğu kontrolden geçmez.
İnternet yararsız hale gelmiş bilgileri biriktirir.
İnternet arkadaş canlısı değildir. Beğeni ve arkadaş kelimeleri yoğun şekilde kullanılsa da şiddet ortamı olma özelliği daha baskındır. Özellikler ergenler için çok tehlikeler barındırmaktadır.
İnternet otomatik değildir. Algoritmalar kendi kendilerine çalışmaları için programlansa da zaman zaman insan müdahaleleri olduğunu biliyoruz ama ne için ve neden müdahale yapıldığını bilmiyoruz!
İnternet özgür değildir. “İnternette sörf yapmak” dediğimizde dalgalar arasında özgürce gezindiğimizi düşünüyoruz. Oysa dalganın kuvvetini, ona direnmenin imkansızlığını görmüyoruz.
İnternetin sadece bir kısmı erişime açıktır. Birçok insanın bilmediği bir bilgidir bu. Google gibi arama motorları internetin yarısından daha azına erişime izin verir. Diğer kısımsa, sahte pasaporta ihtiyacınız olduğunda gitmeniz gereken kısımdır; Dark Web. Karanlık sulara girmek için tek yapmanız gereken uygun bir tarayışı indirmek. Askeri mühimmata mı ihtiyacınız var, sorun değil, sepete eklemeniz yeterli.
İnternet nitelikli bir eğitim vermez. Her öğrenciye bir tablet vermek ancak öğrenci orada gördüklerine eleştirel bir şekilde bakmayı öğrenmişse anlamlıdır. Bu bakışı da ancak öğretmen verebilir.
İnternet adil değildir. Ulusal vergilendirmeler küresel çapta vergi mühendisliği yapanlar tarafından aşılır.
İnternet bedava değildir. Üyeliklerin ucuz olmasının nedeni, aslında ödemeyi başka şeylerle yapmamızdır. Birkaç faydalı bilgi edinmek ya da fotoğraflarımızı depolamak için zevklerimizi ve tercihlerimizi değerlerinin farkına varmadan tüm detaylarıyla sergiliyoruz. Bunlara veri deniyor. Cömert olan internetin sahipleri değil kullanıcıları yani biziz.
İnternet bizim aracımız biz de onun aracı hatta laboratuvarıyız. Facebook, bazı bilgilerin yayılması halinde üyelerinin nasıl tepki vereceğini görmek için büyük çapta testler yaptığını açıkladı.
İnternet ne iyidir ne kötü, dünyanın en büyük makinesidir. Bu yüzden ne yaratıcıdır ne de sorumlu.
İnternet demokrasilerimizin karşılaştığı en büyük meydan okumadır.
Bu yüzden de internet çağında hukuku, eğitimi, sosyal güvenliği güncellememiz gerekiyor, bugün bunu biz yapamazsa yarın bizim yerimize başkaları yapacaktır.