Giriş
Bütün insanlık, dünyayı etkisi altına alan korona virüsüyle amansız bir mücadele veriyor. Biz Müslümanlar bunun bir imtihan vesilesi olduğuna inanıyoruz. Bu imtihanı da inşallah Allah’ın izniyle en güzel şekilde neticelendireceğiz. Malum olduğu üzere Türkiye’de herkes evine çekildi. Hayatı evden takip ediyoruz. Evde hayat, dışarıda ise bizi bekleyen korona virüsü var. Tabii ki evde zamanı en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu minvalde yapılacak en önemli eylem bana göre kitap okumak ve okunan kitap üzerine derin tefekkür etmektir.
Evde Yapılacak En Önemli Eylem Okumak
Evde kalma süreci içerisinde birçok kitap okudum. Bunlardan bazılarını zaman zaman tanıtacağım. Bu kitaplardan biriside Türkiye’nin önemli düşünürlerinden Atasoy Müftüoğlu ağabeyin kaleme aldığı, “İnsansız Dünyalar İnsansız Hayatlar” isimli eseridir. Kitap, Mahya Yayınları tarafından okurun beğenisine sunulmuştur. Kitap, dokuz bölümden oluşmakta olup 229 sayfadır.
Yazmak Bir Sorumluluktur
Atasoy Müftüoğlu, kitabın girişinde yazmanın kendisi için bir sorumluluk, bir iletişim biçimi olduğunu dile getiriyor. Bugüne kadar kitaplarından, makalelerinden, konferanslarından yakından takip ettiğim Müftüoğlu hayatı boyunca Müslüman sorumluluğu içerisinde olmaya gayret göstermektedir. Bu kitabında sorumluluk bilincinin meyvesi olduğunun altınız çizmekte fayda var.
Müslümanlar Olarak Bulunduğumuz Çağı Çözümleme Çabası İçerisinde Olmalıyız
“İnsansız Dünyalar İnsansız Hayatlar” kitabında birçok cümlenin altını çizdim. Çok önemli notlar aldım. Kitapta “Neo- nurculuk” kavramı önemli bir yere sahip. Zira Müftüoğlu, belki de 30 yıl öncesinden “Neo- nurculuk” kavramını gündeme getirmiş FETÖ örgütünün çok korkunç bir yapılanma olduğuna daha önceki kitaplarında da bu kitabından da dile getirmiştir.
Örneğin kitapta şöyle manidar bir cümle var:
“Neo- nurculuk akımı ve benzeri akımlar, dünya ölçeğinde bütün İslami hareketleri, mücadeleleri ve direniş hareketlerini bütünüyle yok etme mücadelesi veren küresel unsurlarla dayanışma halinde çalışmalar yürütüyor.”
FETÖ yıllarca kendisi gibi düşünmeyenleri bitirmeye çalıştı. Daha sonrada malum olduğu üzere 2016 yılında darbe ile devleti ele geçirmeye çalıştı. Eğer yıllar önce FETÖ’nün nasıl emperyalistlerin Müslümanları bitirmek için büyüttüğü bir mikrop olduğu anlaşılsaydı beklide bugün bambaşka bir Türkiye olacaktı.
Kitabın içerisinde FETÖ ve benzeri yapılanmalara fırsat verilmemesi adına şunlar tavsiye ediliyor:
“21. yüzyılda etkili olabilecek bir dil / söylem inşa etmek gerekiyor. Karşı karşıya bulunduğumuz tarihsel, siyasal, kültürel, evrensel sorunlara, alt üst oluşlara, tevhid ve ümmet bilincinin sınırları içerisinde yanıtlar üretecek kadrolar, düşünürler, âlimler, aktivistler yetiştirmek gerekiyor”
Kitapta düşünmeye, sorgulamaya, akletmeye, taklitten kaçınmaya yönelik çok ciddi tavsiyeler ve bu konuda özgün eleştiriler var.
“Düşünmeyen, akletmeyen, fethetmeyen, tartışmayan sorgulamayan, artık yeter diyecek bir bilince sahip olmayan bireylerin ve toplumların, düşünce ve ifade özgürlüklerine ihtiyaç duymadıklarını görüyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü, düşünen ve kendilerini özgürce ifade etmeye çalışanlar içindir. Gerçek kişilikler ve karakterler bağımsız bakış açılarına sahip olurlar. Hangi nedenle olursa olsun, bağımlı bakış açılarına mecbur olanlar, düşünme / araştırma ihtiyacı duymazlar”
Kitaptan altını çizdiğim bazı satırlar:
“Asıl yazılması gerekeni yazmalı, asıl konuşması gerekenleri konuşmalıyız.”
“Gerçek akıl, sınırlarının farkında ve bilincinde olan akıldır.”
“Dünyayı kendilerinden, kendi kültür ve uygarlıklarından ibaret bilen her anlayış, çok ilkel bir anlayıştır.”
“Bilinçli bir tercihin adı olarak İslam, Allah’ın iradesi doğrultusunda yaşama kararlılığıdır.”
“Her Müslüman, bağımsız bir düşünce bilincine ve araştırma cehdine sahip olabilmelidir.”
“Karizmatik statüler kazanan cemaat önderleri, kendilerini vazgeçilmez sayıyor. Bu önderler, kendi kendilerini putlaştıran yorumlar geliştiriyor.”
“Mezhep çatışmaları bir emperyalist projedir.”
“Hiçbir ırk, hiçbir mezhep, hiçbir hizip, İslam’ı yalnızca kendilerinin temsil ettiğini iddia edemez.”
“Bilgi, İslam’ın kalbidir. Bilgisiz bir İslami hayat düşünülemez.”
“Bilmek gerekir ki, sürünün bir parçası haline gelen için, hiçbir umut ışığı yoktur.”
Sonuç
Allah’ın kitabının dışında kalan bütün kitaplar, beşer ürünü hatadan yanlıştan münezzeh değildir. “İnsansız Dünyalar İnsansız Hayatlar” kitabı insanların bağımsız düşünme, özgür düşünmeye yönelik bir eğilim içerisinde olmaları konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Bizler her zaman ve her yerde kendimiz olmalıyız. Bir başkasının gölgesinde olmak, bir başkasının gölgesinde yaşamak, hiç yaşamamaktır. İnsan ancak kendi gölgesinde var olabilir. Bu anlamda daha çok okumalı, farklı okumalar yapmalı daha çok düşünmeliyiz. Kitap okunduğunda kitabın önemi daha da net anlaşılacaktır.