İnsanlığını kaybedenler, irfanlarını da kaybettikleri için insani hasletlerinden yoksun yaşamaktadırlar.
İnsanlığımızın ve insanımızın kaybolmaması için medeniyetimizin önemli mihenk taşı olan irfan kültürümüzü yaşatmak ve beslemek mecburiyetindeyiz.
İnsan olmanın gereği irfan sahibi olmaktır. İrfan ehli olabilmek için de herkesin kendi bekçisi olan vicdanını imanıyla harekete geçirmesi şarttır.
İmanı olmayanın vicdanı olmaz. İmansız vicdan sineye yüktür. Vicdan ve imanın tükenmez sermayesi ise merhamettir. Maalesef süratle insanlığımızı ve irfanımızı kaybediyoruz.
Sosyal medya denilen gayya kuyusu internette, televizyonlarda, dizilerde, haberlerde, tepetaklak gidişi, hız ve haz yüzünden göremiyoruz.
Bunu sözlü olarak ifade ettiğimde ?hani ne var ağabey? deniliyor.
Ah bunu diyenler şöyle kendi hayatlarına, günlük işlerine bir baksalar, görecekler ama kendimizi görme cesaretine sahip olamadığımız için sürekli kaçak güreşiyoruz.
??????
Mesela en çok sakız edilen ve bir türlü çiğnenmekten bıkılmayan sömürdüğümüz irfani değerlerin başında, ?Emanetin ehline verilme ve liyakat hususu gelmiyor mu??
Öyle bir ahlaki zaaf içerisine düştük ki, herhangi bir vazife bize verilirse, ?emanet sahibine verilmiş oluyor? eğer bize verilmezse, ?emanet ehline verilmemiş oluyor?.
İşte bu arıza, devletin her kademesinde olduğu gibi insanın var olduğu her yerde yaşanmakta ve konuşulmaktan bıkılmamakta.
Kendi gerçeğimizi, kilomuzu, gramımızı görmezden geldiğimiz için zihni bir sarhoşluk yaşamaktayız. Bu sarhoşluk da bize insanlığımızı ve irfanımızı kaybettirmekte!
İnsanlık ve irfan eğitim aileden başlar. Aile zayıflarsa bireylerin refleksleri zayıflar ve dökülmeye başlar. Aile güçlendirilmeden toplumda refah yükselmez.
Bizim hükümet bile bu hususta büyük yanlışlar içerisindedir. Batılı normlarla Müslüman aile korunmaz, kollanmaz.
Batıdan aşırılmış aile hukukuyla bizim aile hukukumuz birbirine uymaz. Bu hakikati nasıl görmüyor ve anlamıyorlar. Elimiz belimizde hayretle izliyoruz.
Yahu Allah rızası için bizim insani ve aile ölçülerimiz bize, Batı´nın insani ve aileölçüleri de onlara göre değil midir?
Son on beş yıldır R. Tayyip Erdoğan´ın çabası-gayreti, bu kötülüklerin önüne geçip, memleketi ve devleti içine düşen kuyudan çıkarmak mücadelesi değil midir?
Hiç olmazsa Cumhurbaşkanının canını dişine takarak içeride ve dışarıda verdiği istiklal ve istikbal mücadelesinden utanarak insanlığımıza ve irfanımıza sahip çıkıp, sağlam iradeler sergileyelim.
???????.
Ezcümle:
Bir bilgemiz buyurur ki:
- ?Biz büyük bir milletiz. Ufku ve idealleri olan bir milletiz. Bizim belimizi büken, bize bizden gibi gözüküp bizi anlamayanlardır.
Bunları siyasetten, sanata, kültürden ekonomiye, devletten aileye kadar her yerde görebilirsiniz. Şeytani düşüncelerle ittifak edenlere bakınız!
Devlet ve millet olma şuurunun gereklerinden birisi, bunlarla mücadele edilmesinin şart olduğudur. Bu şartın yerine getirilmesi imani ve vicdanı bir borçtur?.
