İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ BİR YAŞINDA

Zorda Olsa Kurulan Bir Partinin Hikâyesi

İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ BİR YAŞINDA

28 Temmuz 2023’te resmiyet kazanan HALKIN UMUDU PARTİSİ’den İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ’ne;

2019’un yaz mevsiminin aylarından biriydi, tam hatırlayamıyorumTemmuz yada Ağustos olabilir. İki dönem milletvekilliği yapmış bir kardeşimizle bir ağabeyimizin bürosunda ziyaret amaçlı buluştuk, derken söz siyasete geldi ve o siyasi şahsiyet, ağabeye ve bana aktif siyaset yapıp yapmayacağımızı, sordu. Ben ilk kez böyle bir soruyla karşılaşıyordum, o an için bir cevap veremedim, benim tedirginlik halimi görünce, biraz düşün dedi. Ben de doğru olan odur, dedim ve düşüneceğimi söyledim.

Kendi muhasebemi yaptım ve şu kanaate vardım; bizim bu güne kadar yaptığımız faaliyet zaten siyasetti, sisteme itirazımız vardı, bu itirazımızı farklı bir yöntemle dillendiriyorduk. Şimdi yeni bir yöntemle dillendireceğiz, dedim. Kendi kendime şunu da düşündüm; insanlar mevsimler gibidir, bir başlangıcı ve bir sonu vardır. Ömrün İlkbaharı çocukluk ve öğrencilikle geçti, üniversite öğrenciliğimiz sürecinde gerek ülkemizde ve gerekse İslam dünyasında önemli olaylar olmuştu. 1970’li, 80’li yılları içeren bu dönemde; 1979 İran İslam Devrimi, Afganistan cihadı, Türkiye’de 80 darbesi, Mısır’da Enver Sedat suikastı, Pakistan’da Ziya ül Hak’kın bir askeri darbe sonrası iktidara gelmesi, Lübnan’da Sabra ve Şatilla Kamplarının katliama uğraması, FKÖ’nün Lübnan’dan çıkarılması, Lübnan Hizbullah hareketinin doğuşu gibi vs…

Ülkemizde 80 darbesi siyasi hayatı felç etti; tüm siyasi içerikli dernek, vakıf ve CHP dâhil tüm siyasi partiler kapatıldı ve yoğun tutuklamaların yaşandığı bir sürece girildi. Ülkenin üzerinde sanki hazan rüzgârları esiyordu, bir korku ve belirsizlik vardı. Ülkede rutin hale gelen darbeler, bu sefer işi daha ciddiye alarak toplumu ve siyaseti yeniden tasarlamanın hesabını yapıyordu. Gençlik hareketinden gelen bizim kuşak, o günün şartlarında; gençlik için uzun sayılacak bir zaman diliminde yapılan muhasebeden sonra, daha bilinçli bir duruş ve yolu kendimize seçmemizle birlikte ömrümüzün tabiri caizse yazını yaşama sürecini yaşamış olduk.

Günler, aylar, yıllar ve mevsimleri arkadan bırakarak bugünlere geldik, ömrümüzün üçüncü mevsimi yani sonbahar; sonbaharın da sonlarını yaşadığımız bu zaman diliminde bize sorulan sorunun cevabını verme zamanı geldiğinde; cevabımız evet oldu.

Şimdi ne yapacaktık, önce bir ömür sayılacak kadar birlikte olduğum arkadaşlarımdan üçüyle bu süreçle ilgili düşüncelerimi paylaştım. Onlar ise bana iyice düşünüp düşünmediğimi sordular, ben de iyi düşündüğümü ve kararımın aktif siyaset yönünde olduğunu söyledim ve bunun bundan sonra böyle olacağını bilmelerini istedim. Onlar bana bizden bir isteğin var mı, dediler. Ben teşekkür ettim, bu kararımı benden duymaları maksadıyla kendileriyle konuşmuş oldum ve güzellikle ayrıldık.

Yayıncılık yapamam hesabıyla bazı arkadaşlarla daha yakın dostluklarımız vardı, bu yakın dostluk içinde olan arkadaşlarımızla okumalar yapıyor ve günlük siyasi konuları da tartışıyorduk. Bu arkadaşlarıma bu yeni dönem için neler düşündüğümü açtım, onların da düşüncelerini aldım, bazı arkadaşlar benim içinde bulunduğum süreci bildikleri için benim açımdan bunun izahının zor olacağını, benim yıpranacağımı, yanlış anlaşılacağımı söyleyerek, kendilerince çekincelerini ve kaygılarını belirttiler, ama benim kararımdan bir değişiklik olmadı. Zorda olsa bu süreci yaşamayı ve inandığım yolu denemeyi, azimle sürdürmeyi seçtim.

Bu yeni süreçte; bir yanda o arkadaşlarımızla okumalarımız devam ederken, siyasi olarak da yapabileceklerimize dair önerime de katkı veriyorlardı. Fikir ve kişiliklerini önemsediğimiz bazı aydın ve siyasi kişiliklerin katıldığı küçük de olsa iki çalıştay yaptık. O çalıştayların hülasası olarak; çalıştaya katılan katılımcıların bazılarıyla bu çabamızı daha anlamlı kılmak ve hayata geçirmek için istişareler yaptık. Bu istişarelerimizin sonucu; Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar itibarıyla, “fikri ve siyasi bir harekete ihtiyaç vardır”, kanaati hâsıl oldu. İlerleyen zamanda “fikri boyutu” ile ilgili bir site oluşturmaya karar verdik, yapılan çalışmalardan sonra “Farklı Bakış Sitesi” hayat buldu ve 01. 2021 tarihi itibariyle yayına başladı, yine bu süreçte yer alan arkadaşlarla yaptığımız çalıştaylar sonucu ortaya çıkan “Mutabakat Metni”ni kamuoyuyla paylaşmak maksadıyla; “Mutabakat Metni” ismiyle, siteye özel bir başlık olarak konuldu.

Biz bu süreci yaşarken aynı dönemde, bugün partileşmiş iki siyasi hareket, kısa aralıklarla yayınladıkları birer metinle kuruluşlarını ilan ettiler (Gelecek ve Deva Partileri). Yine aynı dönemde bazı şahsiyetler (Ayhan Bilgen gibi…) de bir arayış içindeydiler. Bunların her biriyle yakın ilişkiler kurmak için çaba gösterdik ama bir birliktelik oluşturacak bir zemin yakalayamadık.

Bu süreçte aktif siyasete ilgi duyan şahsiyetlerle görüşmek ve birlikte bir yol alabilir miyiz arayışımızı sürdürdük.  Bu şahsiyetlerden biri olan Ayhan Bilgen beyle görüşme sürecini, 2018’de partileşmek için bakanlığa müracaat etmiş ve beş yıl gibi bir zaman geçtiği halde ve bir türlü resmiyet kazanamayan “İnsan ve Özgürlük Partisi” kurucu kadrolarından olan Mehmet Kamaç, Murat Bozdemir ve Ahmet Kaya kardeşlerle birlikte yürüttük. Bu görüşmelerden somut sonuç alamayınca Ayhan Bilgen beye yeni çıktığı yolunda başarılar diledik, güzellikle ve bir kırgınlığa düşmeden yollarımızı ayırdık, Ayhan bey bir grup arkadaşıyla 31. 03. 2022 tarihi itibarıyla “SES PARTİSİ”ni kurdu.

İnsan ve Özgürlük Partisi kurucu kadrosu içinde olan Mehmet Kamaç, Murat Bozdemir ve Ahmet Kaya beyleri İstanbul’a davet ettim. Bu arkadaşlarımızla İstanbul’da dört gün bu meseleleri etraflıca konuştuk ve bazı ziyaretlerimiz oldu. Beraber hareket etmek noktasında belli bir mutabakata vardıktan sonra; “İnsan ve Özgürlük Partisi”nin kuruluşu ile ilgili hukuki süreç devam ederken, bir B planı olarak; yeni bir siyasi parti oluşumun inşası için karar birliğine vardık.

Yeni parti için bir yanda kimlerin kurucu olabileceğini araştırırken, bir yanda da Parti programı ve Parti tüzüğü için bu işleri bilen arkadaşlarla temasa geçerek hazırlık sürecini başlatmış olduk. 2022’nin Nisan ayında başlattığımız yeni Parti oluşumunu, ağır aksak da olsa tüm zorluklara rağmen sürdürdük. Artık sona doğru geldiğimizi; Parti tüzüğü ve programına son şeklini verdikten sonra, Bakanlık’tan randevu almak için başvurumuza da olumlu cevap aldık. 32 kurucuyla 16. 03. 2023 tarihi itibarıyla İçişleri Bakanlığına ilk müracaatımızı yapmış olduk.

Biz Partinin kuruluş haberini beklerken, evraklarımız hiçbir işlem yapılmaksızın bize iade edildi. Gerekçesine baktık; kurucu arkadaşlardan üçü başka bir partiye üyeymiş, iki arkadaşın da adli sicilinde problem varmış, beş kurucu arkadaşı devre dışı bırakınca kurucu sayısı 27’ye düştüğünden evraklarımız işleme konulamamıştı.

Bize karşı bir usulsüzlüğün yapıldığı apaçık ortadayken, zaman kaybetmemek için eksiklerimizi tamamlayarak 35 kurucuyla 24. 07. 2023 tarihi itibarıyla müracaatımızı yeniledik. Yine bir kurucu arkadaşımızın eksik çıkan belgesini de tamamlayıp 28. 07. 2023 tarihinde teslim ettik ve bu tarih, “Halkın Umudu Partisi”nin kuruluş tarihi olarak tasdik edildi. 03. 08. 2023 tarihi itibarıyla İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği tarafından aranmamız üzerine, Bakanlığa uğrayarak “Alındı Belgesi” belgemizi aldık ve vira bismillah dedik.

Özet olarak anlattığım bu sürecin her bir adımı büyük zorluklarla yürüdü. Ben ve beraber hareket ettiğim arkadaşlarımız bir hareketin veya bir yapının adına hareket etmediğimiz ve içimizde siyasi olarak çok tanınan şahsiyetler olmadığı için kurucu insan bulmakta hayli zorlandık. Her öneri götürdüğümüz arkadaş bir mazeret ileri sürerek yer alamayacağını dillendirmesiyle, yılmadan bir başka arkadaşa müracaat ettik.

Biz işin içine girdikçe zor bir yolu seçtiğimizin farkına bir daha vardık. Sabırla sürdürdüğümüz bu sürecin gereği neyse yerine getirmemizde ısrarımızı sürdürdük, birinci müracaatımızda başarı olmazsak da ikinci müracaatımızda süreci tamamladık ve o tarih itibarıyla Yargıtay’ın resmi sitesinde Türkiye Siyasi Tarihine “Halkın Umudu Partisi133. Parti olarak geçti.

28.07.2023’de resmiyet kazanan Halkın Umudu Partisi, 03. 08. 2023 tarihi itibarıyla “Alındı Belgesi” almamızla yapmamız gereken işlere koyulduk. İlk olarak Umud Par’ın kurucuları olarak; Kurucu Genel Başkanımızı ve MYK ve MDK’mızı seçtik. Kurucu Genel Başkan olarak, kurucu arkadaşlar beni(Davut Güler) seçtiler. Parti organlarının tamamlanmasıyla İl Teşkilatlarının oluşması için Kurucu Genel Başkan, kurucu il başkanlarını atamaya başladı. Öncelikle 3 ilde kurucu il başkanları görevlendirdik, aynı süreçte partiler kanuna göre, ilk 6 ay da kurucular olarak Genel Kurul yapma zorunluluğunu yerine getirmek için Genel Kurul yapma kararı aldık.

07.01.2024 tarihi itibarıyla Ankara’da tüzük değişikli Genel Kurul yapıldı. Bu Genel Kurul’da; Parti Meclisi ve Genel Başkan seçildi. Tüzük değişikliği gereği olarak ta partinin ismi İNSAN ve ÖZGÜRLÜK PARTİSİ olarak değiştirildi ve Eş Başkanlık benimsendi, Eş Başkanlar olarak; Davut Güler ve Ahmet Kaya seçildi. Parti Meclisi ilk toplantısını yaparak, MYK ve MDK üyelerini seçerek faaliyetlerine başladı.

Böylece 2018’in Mayıs ayından kurulması için müracaat edilen İnsan ve Özgürlük Partisi 07. 01. 2024’de yapılan Genel Kurulla Yüksek Seçim Kurullu ve Yargıtay’ın onaylamasıyla resmen kurulmuş oldu. Burada bir durumu daha belirtmem lazım; İnsan ve Özgürlük Partisinin kısa adı, Parti Tüzüğüne konulmadı. 2018’de İnsan ve Özgürlük Partisi’nin kuruluşu için müracaat eden kurucu arkadaşlar, partinin kısa ismini PİA olarak tüzüğe koymuşlar. PİA, İnsan ve Özgürlük Partisi’nin Kürtçe kısa ismidir. Parti içinde bir kısım arkadaşlar tüzüğe yine PİA’nın konulmasını istediler. Ben ve bazı arkadaşlar bu isme itiraz ettik, o zaman Parti sadece bir Kürt partisi olur. Arkadaşlar da anlayışla karşıladı tüzüğe Parti’nin kısa adı konulmadı. Yalnız resmi olmazsa da şu yapılabilir. Dileyen arkadaşlar PİA ve dileyen arkadaşlar da İÖP kısa ismi kullanabilirler. 

Bu süreçte bir hakkı teslim etme bağlamından; birçok insanın çeşitli bahanelerle yanımızda yer almaktan kaçındığı hatta yer alan arkadaşları doğrudan olmasa da dolaylı yollarla etkilemeye çalıştığı bir iklimde geçerek süreci tamamlayabildik. Bu nedenle her biri kendilerince önemli riskleri alarak kurucu olan her bir arkadaşımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Bu kurucu arkadaşlarımız bizim yanımızda birer kahramandırlar, inşallah gün gelecek bu Parti büyüyüp dal budak attıkça ve ülkemizin problemlerinin çözümünde rol aldıkça, bu insanlar hayırla anılacaklardır.

Sonuç olarak, Türkiye Siyasi tarihinde topluma hizmet için yola çıkmış ulvi bir davanın müntesipleri olarak; ortaya çıkarttıkları siyasi hareket; “hayırlı yani iyi olan her şeyin savunucusu, münker yani kötü olan her şeyin engelleyicisi, hakka ve adalete hizmeti kendine şiar edinmiş hem ülke insanı hem de tüm insanlık için TEMEL İNSAN HAKLARI mücadelesini omuzlayan HALKIN UMUDU PARTİSİ (UMUD PAR) olarak doğan ve İNSAN VE ÖZGÜRLÜK PARTİSİ (İÖP/PİA) olarak yoluna devam eden partimiz ülke insanına hayırlı olsun. Başarılı olması için beşerî gücümüzü sarf edeceğimizi, bir nefer olarak üzerimize ne düşüyorsa amasız ve fakatsız gücümüz dâhilinde yerine getireceğimize söz veriyor ve tüm gönüldaşlarımıza başarılar diliyorum. Rabbim utandırmasın. Âmin…

Davut Güler

Kurucu Eş Genel Başkan

 

Not; İnsan ve Özgürlük Partisi Eş Genel Başkanı Sayın Ahmet Kaya hukuksuz bir şekilde 08.06.2024 tarihi itibarıyla gözaltına alınmış, avukatın itiraz dilekçesine rağmen serbest bırakılmamıştır. Gerekçe olarak 2019-2024 yılları arasından Ergani/Diyarbakır’da Belediye Başkanlığı yaptığı dönemle ilgili gizli bir tanığın ifadesi üzerine Ahmet Başkan ve Ahmet Başkan’dan önce Belediye Başkanlığı yapmış iki Başkanı da aynı gizli tanığın ifadesi üzerine tutuklamışlardır. Ahmet Başkana ve onunla birlikte tutuklanan Başkanlara ve arkadaşlarına geçmiş olsun diyoruz. Bu haksız tutuklanmanın hemen kaldırılmasını Ahmet Başkan ve diğer tutukluların bir an önce serbest bırakılması ve en azından tutuksuz yargılanmalarını bekliyoruz.

Sayın Ahmet Kaya bir partinin Eş Genel Başkanıdır. Başkan dışarıdan serbest siyaset yapması gerekirken içerde tutulması siyasetin de hapsedilmesi demektir. Bu haksız tutuklanmanın hemen kaldırılması Ahmet Başkanın özgürlüğüne kavuşmasını geçte olsa adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. Ahmet Başkana tekrar geçmiş olsun diyor, selam ve muhabbetimizi iletiyoruz.