Araştırmayı eleştirenlere göre, köleliğe bu şekilde odaklanmak, moda olan eğilime boyun eğmek demek. Onlar, pişman olunacak ve özür dilenecek çok az şey olduğunu düşünüyor. Times, "Moda Kölesi" şeklinde saygısızca başlık atılan baş makalesinde, muhafazakar tarihçi Elie Kedourie´nin büyük güçlerin ortak hatasının "hayali suçluluk" olduğuna dair sözlerini onaylayarak alıntılıyor.
Aynı gazetede yer alan bir yığın mektup da araştırmaya yönelik benzer iddialarda bulunuyor. Bir yazar, Batı´nın sömürgelere kötü davranışının gündemde olduğu bir dönemde, bu konunun ele alınmasını sorguluyor. Diğerleri de Charles Darwin´i örnek vererek, geçmişte ırkçı görüşler yaygın olduğu için bu kadarının affedilebileceğine inanıyor. Bunun yanında, köle ticaretinin günümüzle ilgisinin, Britanya´nın Roma işgaline uğradığı dönemde köleleştirilen Britonlardan veya VIII. Henry´nin manastırları kapatmasından daha ileri gitmediğini ima ediyorlar.
Cambridge´in araştırması üzerindeki suistimalin şiddeti ve kötülüğü, köle ticaretindeki İngiliz rolünün hala derin duyguları harekete geçiren, epey çekişmeli bir konu olduğunu kanıtlıyor. Tabii eğer kanıt gerekiyorsa... Kuşkusuz, Cambrige´i ölü bir meseleyi gereksiz yere yeniden gündeme getirmekle suçlayan yorumcular açısından, öfke dolu binlerce kelime yazmak ve İngiltere´nin köle ticaretindeki rolünün modern dünyada neden pek önemli olmadığını anlatmak, kendiyle absürt de olsa muazzam bir biçimde çelişiyor. Bu neredeyse histerik bir reaksiyon. Nedeni ise eleştirmenlerin muhtemelen İngiltere´nin geçmişteki rolüne iyimser bakması ve ona leke sürdüğünü düşündüğü herkese düşmanca yanıt vermesi. Bu kişiler, kötü olmakla birlikte köleliğin çok uzun zaman önce bittiğini söylerken, geçmişin küllerinin neden alevlendirildiğini soruyor.
Bu savunma oyunu, halkı köleliğin vahşeti hakkında yanlış bilgilendirildiğine ikna etmeyi amaçlıyor. Modern dünya üzerinde neden derin bir etkiye sahip, yaşayan bir miras bıraktığını anlayamayanları hedefliyor.