“Hükümranlık elinde olan Allah yücedir. O her şeye hakkiyle gücü yetendir. O hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk Sûresi 1-2)
Allah’ın bizler için süresini belirlediği bir dünya hayatı yaşıyoruz. Rabbimize kulluk ve ibadetimiz, yaratılış gayemiz olup; bize tanınan ömürde, bu gayemizi en güzel bir şekilde geçirmekle imtihan ediliyoruz.
Her ümmet kendi yaşadığı zaman dilimi içinde imtihan edilmekte, kendi hesabını vermekte, öncekilerin hesabından mesul olmamaktadır. Bizler de önceki ümmetlerin yaşadıklarına benzer imtihanlardan geçmekteyiz. Bizden önceki ümmetlerin yaşadığı imtihanlarla bizler de imtihan olunduğumuzda, başımıza gelenlere sabredersek, Allah’ın yardımı bizimle olacak ve cennetin kapıları bize de açılacaktır.
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde, küresel bir salgınla farklı bir imtihandan geçiyoruz. Yaşadığımız bu imtihanda sahip olduğumuz kıymetleri kaybetme korku ve endişesine kapılıyoruz. Ancak Allah’ın bize bahşettiği kıymetlerimizi; canımızı, malımızı, sağlığımızı, çocuklarımızı emanet olarak görüp korumakla mükellef olduğumuzu da unutmamak gerekir. Bu imtihan sürecinde ayakta kalabilmek için sağlığımıza ve iktisadi hayatımıza gereken özen ve hassasiyeti göstermeliyiz.
Gerçekte neyin sahibiyiz ve neyi kaybediyoruz? Bu benim dediğimiz hiç bir şey aslında bizim değil, sahip olduğumuz her şey, gücü ve kudreti elinde bulunduran Yüce Allah’ındır. Mülk ve hükümranlık ancak Allah’ındır.
Belli bir süreliğine bize emanet edilen canımız, çocuklarımız, malımız, makamımız, sağlığımız gibi kıymetlerle imtihan olunuyoruz. Gâh elimizde olan kıymetleri bollaştırıyor, gâh daraltıyor, gâh elimizden alıyor, gâh tekrar veriyor. Bütün bunlara sabredersek, Allah bizi bu imtihanı kazanmış olarak tertemiz bir şekilde kendisine döndürüyor ve cennetiyle müjdeliyor. İnsanın kendisi için en kıymetli olan varlığı ömrüdür. Allah’ın bize takdir ettiği ömrümüzden her gün bir eksiliyor, buna tasalanmıyoruz, fakat kazandığımız malımızdan eksilme olunca kaygılanıyoruz. Eksilen ömrümüzün yerine bir gün ilave edemeyiz ama, eksilen malımızı yeniden kazanarak artırabiliriz. Malımız eksildiğinde kaygılanmayı bir kenara bırakalım; ömrümüz her gün bir eksildiğinde Rabbimize bir adım daha yaklaştığımız şuuruyla ameli salihimizi, iyiliklerimizi artırarak ahirete hazırlığımızı yapalım. İmtihanımızı en güzel bir şekilde geçirerek Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışalım. Biliyor ve inanıyoruz ki; bir gün gelecek tüm sevdiklerimizi dünyada bırakıp, sonunda Rabbimize teslim olacağız ve huzuruna çıkacağız. İman ederek ve salih amel işleyerek kazandığımız ecrin karşılığında, mükâfat olarak cennette sonsuz nimetlere kavuşacağız.
Allah hepimizi imtihanını en güzel bir şekilde vererek rızasını kazananlardan eylesin…
Ayhan Karahan