Kitap Habet'den Yunus Ödemir yazdı;
İslâm âlimi, filozof, mutasavvıf, müderris, Hüccetü'l İslâm ve Zeynüddin lakaplarıyla Ebû Hâmid Gazâlî (1058-1111), İslâm düşüncesi ve imanın bütünlüğünü koruma görevini yüklenmiş bir düşünür olarak karşımıza çıkar.
Din araştırmaları dersleri veren Kenneth Garden, on ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Kuzey Afrika ve Endülüs’te tasavvufun gelişimi konularına yoğunlaşan bir çalışma yapmaktadır. Bu çalışmalarından bir örneği: “İslâm’ın İlk Müceddidi - Gazâlî ve İhyâu ulûmi'd-dîn’i” adlı kitabıdır. Kenneth Garden, 1998’de Endülüs tarihi hakkında bir tez konusu bulmak için Madrid'e gitmesiyle burada ki İspanya Bilimsel Araştırmalar Yüksek Konseyi üyesi Maribel Fierro, Kurtuba'da 1109 yılında yakılan Dinî İlimlerin İhyâsı hakkında çalışma yapmasını tavsiye eder. Yazar, bu bilgileri aktarırken İmâm Gazâlî hakkında bu güne kadar sadece onun ruhî bir buhran sonucunda sûfî olduğunu, İhyâ'nın tasavvuf hakkında ansiklopedik bir eser olduğunu, bu bilgilere sahip olduğunu belirtir. Yazarın asıl merak ettiği konu Murâbıtların hâkimiyeti altındaki Endülüs’ün din adamları tarafından İhyâ kitabı neden yakıldı, yakıldıysa bu durum kendine has dinî dinamiklerinin ne olduğunu gösteren büyük bir sıra dışılık olmalıydı. Bu konu yazarın çevresinde ki uzmanlardan destek almasıyla bir çalışma haline geldi.
Kitap Hakkında
Kenneth Garden, “İslâm’ın İlk Müceddidi” kitabı üç kısımdan oluşur. Bunlar: “İhyâ'dan Önceki Gazâlî”, “Dinî İlimlerin İhyâsı” ve “İhyâ’yı Dünyaya Tanıtmak”. Birinci kısım, Ebû Hâmid Gazâlî hakkında biyografisi, dönemin toplumsal yapısı, devlet yönetimi konuları inceler.
Garden, kitabın anlaşılması bağlamında Gazâlî’nin devlet, toplum olgularına karşı görev ve etkisi hakkında tarihsel bir okuma sunar. Gazâlî’nin çağının siyasi olaylarının bağlamı içerisine yerleştirmeye çalışır. Devlet hizmetinde on yıl geçiren Gazâlî, ilk kariyerine İsfahan'da Nizâmülmülk’ün sarayında başlar.
Nizâmülmülk, Bağdat’ta kurduğu Nizâmiye Medresesine atamıştır. Gazâlî bu dönemde Selçuklu siyasi yapısı içerisinde faal olduğu dönemidir. Devlet adamı vasfıyla dünyevi çekiciliğin baskın geldiği bir evre yaşamıştır. Bu evre, Gazâlî üzerinde nasıl bir etki bıraktığını anlamak için dönemin siyasi ve dini otoritelerin karakteristik yapısını analiz etmek gerekiyor. Garden, Selçuklu siyasi, Abbasilerde dini otoritelerin süreçlerini, ayrıntısıyla anlatarak, bu olaylar karşısında bir Gazâlî portresi çizmeye çalışmaktadır.
Garden, Gazâlî’nin 1095 yılındaki geçirdiği meşhur buhranın, kısmen de olsa yaşadığı dönemin siyasi hadiselerine verilmiş bir tepki olarak gösterir. Bu tepkinin bir kaç temel sebebi şunlardır:
Garden, ikinci kısım olan “Dinî İlimlerin İhyâsı” başlığı ile İhyâ’nın gündemi çerçevesinde içerik, amaç, muamele ve amelî ilimler, fıkhî ahlâkı, bireysel ahlâk eğitimi konularını kapsamaktadır. Bu kısmın ikinci bölümü ise İhyâ'nın retoriği hakkında iki özelliğinden bahseder: yetki verici stratejiler ve Ahiret ilminin sunumudur.
Garden, 1096’da yazmaya başladığı ahlâk kitabı olan “İhyâu ulûmi'd-dîn” ile 1095 yılında yazdığı “Amellerin Mîzânı” kitaplarının karşılaştırmalı incelemede bulunur. Her iki kitapta Gazâlî'nin ahlâk düşüncesi ve bu ahlâk düşüncesinin sunumunda ne gibi değişikler olduğunu gösterir.
Gazâlî'nin bu iki ahlâk kitabının mahiyetini özetleyecek birer cümle ile bahsedersek:
Garden, “İhyâ’yı Dünyaya Tanıtmak” olan üçüncü kısmında ise Gazâlî'nin Horasan'da geçirdiği hayatının son 15 yılını kapsamaktadır. Bu 15 yılı İhyâcı vizyonunu yaymakla geçirmektedir. Bu kısmın anlatımı Gazâlî’nin mektuplarından hareketle 1097-1106 yılları arasında Tûs'ta geçirdiği dönemi kapsamaktadır. Bu dönem de etkileşim halinde olduğu devlet adamları, talebeleri ve meslektaşlarıdır. Dinî İlimlerin İhyâsı vizyonunu yaşama ve yaşatma faali halindedir.
Nizâmülmülk’ün oğlu olan Fahrülmülk, Gazâlî’nin tekrar Nîşâbur'daki eğitim-öğretim faaliyetlerine tekrar dönmesine davet eder. Garden, Gazâlî’nin Nîşâbur'daki eğitim-öğretim faaliyetlerine geri dönmesini içeren dönemini kitabın “İhyâ’nın Savunulması” başlığında ele alır. Bu dönemde Nîşâbur'da Gazâlî’ye ve İhyâ’ya karşı düşmanları bir araya getiren bir kampanya başlatılır. Bunlara cevap amacı güden iki eser yazar: Faysalü't-tefrika beyne'l-İslâm ve'z-zendeka ile el-Munkız mine'd-dalâl'dır. Selçuklu İmparatoru Sencer tarafından sorgulanan ve suçsuz bulunan Gazâlî, İhyâ’ya yapılan saldırılara doğrudan cevap vermek amacıyla el-İmlâ fî işkâlâti'l – İhyâ isimli reddiye yazmıştır.
Kenneth Garden, Gazâlî portresi çizerken üzerinde ısrarla durduğu “müceddid” konusudur. Dönemin dinî ilimlerin öldüğünü cesurca söyleyen ve buna karşılık ihyâ ve tecdit söylemini sistematik bir şekilde kullanmıştır. Kitap, Gazâlî’nin hayatının ve düşüncesinin bu şekilde okunması farklı bir ışık getirecektir.
Üç kısım, altı bölümden oluşan bu kitap, dönemin toplum algısında ki mutluluk arayışını dünyevi mutluluktan ahiret mutluluğuna taşımanın iddiasını sistematik bir okumaya dönüştürmeyi başarmıştır. Bu okumanın adı: bir Müceddid ve İhyâu ulûmi'd-dîn okumasıdır.
Kenneth Garden, İslâm’ın İlk Müceddidi – Gazâlî ve İhyâu ulûmi'd-dîn’i, çev Abdullah Özkan, Klasik Yayınları, Birinci Basım Aralık 2020 İstanbul