Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İmar Barışından Newton´un Neden Haberi Yok?

Ocak Medya yazarı Veysi Dündar, gündemde olan ?imar affı´ yasası bağlamında, bin dokuz yüz ellilerden buyana iktidarda bulunan Türk sağının, şehirleşme konusunda özledikleri ?küçük Amerika?ncı anlayışı analiz ediyor.

İmar Barışından Newton´un Neden Haberi Yok?

Yerçekimi Yasası İmar Yasasına Karşı?

İsaac Newton´un kafasına düşen elmadan esinlenerek keşfettiği yerçekimi yasasının KHK ile iptali gündeme gelir mi bilemeyiz? Malum kararnameler kanun gücünde ve miletin bekası için. Bu yüzden yerçekimi yasası da bakarsınız mükerrer bir Resmi Gazete ile tarihin tozlu sayfalarına kalkar, millet üzerindeki zulümden kurtulur.

Newton´un kafasına inen elma ağacının torunu olduğu söylenen ağacın Cambridge´de hala elma verdiği söylenir. Elma ağacının ömrü bugünlere vefa etmez. O kadar yaşayan elma ağacı yoktur. Ancak Newton´un gezindiği Cambridge yolları da Cambridge´deki binalar da o zamandan bu zamana varlığını aynen korur.

Türkiye´de Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk 25-30 yılından kalan eserleri bolca olmasa da bulursunuz. Yeter söz milletin denerek 1950´den beri iktidarı temellük eden siyaset ise bize pek bir şey bırakmaya hiç ama hiç niyetlenmemiştir.

Menderes, Demirel, Özal çizgisindeki Türk sağcılık sanatı esas olarak mümkün mertebe Amerikanın soğuk savaş ideallerine yakın ve yatkın ideolojiyi halka zerketmiş eş zamanlı kadim şehirlerin çarpık kentleşme ile berbat olmasına yol açan dönemin iktidar blokları olmuştur.

?Küçük Amerika olacağız? diyen Menderes,
?Bana plan değil pilav lazım? diyen Demirel,
?Benim memurum işini bilir? diyen Özal.

Mahşerin sağdan yanaşan 3 atlısı yanlarına aldıkları uç beyi marjinal sağ siyasetle Amerika soğuk savaşı kazansın diye komünizmle savaşırken bunun alt yapısına da plansızlığı ve kentleri gaddarca boğan inşaat ekonomisini yerleştirmiştir.

Bütün bu süreçte kentleri koruyan yegane çıkışlar nadir de olsa karşı cephenin bileşenlerinden gelmiştir. Nurettin Sözen´in yakın zamanda yer verdiğimiz röportajlarında da yer aldığı üzere bir ?Park Otel yapılmasın? diye Sözen´in gösterdiği çaba bile 1950´den beri şehirleri talan eden sağ popülizmin tüm ipliğini tekil örnekte pazara çıkarmaktadır.

Türk sağının kare asını tamamlamak üzere 1994´den beri Belediyelerde 2002´den beri merkezi idarede konumlanan AKP ise kendisinden önceki 3 siyasetin de cesaret edemediği cüretihayata geçirmiştir.

İnşaattan ve kibirden sorumlu yönetimi eliyle (kibir mevzuunda Dışişleri sözcüsünün eleştirisi vardır, bizim değil) ülkeyi bırakın Cumhuriyet dönemi, Hitit Kralı Şuppiluma´dan, Kartacalı Anibal´a kadar hiçbir kimsenin niyetlenmediği bir inşaat yüküne düçar eden iktidar bunları yapmamış gibi bir de yerçekimine meydan okuyan bir barış yasası kaleme almıştır.

Ülkeyi 50´den beri yönetenlerin doğal mirasçısı ve takipçisi olduğunu teyit eden bir tarz ve yaklaşımla her 8 kişiden 1´inin istifade ettiği ama aynı zamanda 8 kişiden 7´sinin mağdur olduğu bir imar barışı yasası ortaya koymuştur.

Mevlana´yı yanlış anlayan AKP ?gel ne olursan gel? değil, ?ne inşa edersen et? demiştir. Yeter ki parasını öde. İster kaçak ister göçek olsun. Yeter ki hazineye toplu para girsin.

Tam 9.5 milyon kişinin başvurusu ile övünen iktidar 70,5 milyon kişinin hakkını çiğneyen yasayı her icraatı gibi kimseye sormadan kimseden görüş almadan gerçekleştirmiştir.

Görüşünü almadığı kişilerden biri de tabii ki yerçekimi yasası mucidi Newton´dur. Newton bugün yaşasa AKP´nin imar barışına aykırı bulguları nedeniyle önce üniversiteden atılır sonra kök yemeye davet edilirdi.

Dünyada bir tarafta yaptığı evler satılmadığı için batan müteahhitler nedeniyle ekonomisi tepe taklak olan, diğer tarafta kaçak binaları yasa ile legalize edip binaların tepesine çökmesini bekleyen başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.

Olduğunu sanmıyorum.

Bu denli başarısız bir yönetimi oluşturmak için insanın ciddi çaba harcaması ve sınırlarını zorlaması gerekir diye düşünüyorum.

Türk sağcılığının 1950´de başlayan hikayesi 2019 geldiğinde artık içeriğini kaybetmiş neredeyse Stalin´in kolhozlarını yeniden kuracak kadar da özünden uzaklaşmıştır.

Yalnız bu sağa sola yalpalayan sağcılığın deneme yanılma oyununun bu ülkeye maliyeti giderek artmaktadır.
Bundan sonrası için yanlışta ısrara devamın fizik kuralları ile problem yaşadığı günler çoktan gelmiştir.
Hatta geçmiştir.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER