İman da nasip işidir

Mahmut Toptaş- 12.04.2018

İman da nasip işidir

Ömrünü iyi niyetlerle, İslam´ı araştırmalara harcayan bazı müsteşrikler, doğru bir şekilde İslam´ı Batı´ya anlatmışlar ama kendileri Müslüman olmamışlar.

Onun eserlerini okuyarak Müslüman olan birçok Hıristiyan ve Yahudi, Müslümanlar safında yerlerini almışlar.

Yazan, görünürde Müslüman olmamış ama okuyan Müslüman olmuş.

Bunlara çağımızda ne meşhur örnek Annemarie Schimmel Hanımefendi´dir. (1922-2003)

Milyonlarca gözün eğri baktığı bir toplumda, bize doğru bakan bir hanımefendi idi.

Karanlık gözler arasında aydınlık bir yüzdü.

İlk okuduğum eseri, 1958 yılında Türkiye İş Bankası´nın yayımladığı İkbal´e ait CAVİDNÂME isimli eserin Türkçe tercemesi idi.

1922 yılında Erfurt´ta dünyaya gelen ve 28/01/2003´te ahirete intikal eden Schimmel Hanımefendi, 81 yıllık ömrüne 105 eser sığdırmış.

Onun eserleri, bir Batılının berrak objektifinden alınmış İslâm dünyasının röntgen filmi gibidir.

Batılı garazkâr yazarların Müslüman görmeden çizdikleri hayali korkunç portrelerin karşısına koyulmuş güzel görüntülerimizdir.

O, düşmanlar arasında bir dosttu.

Garazkâr yazarların eserlerini de yayınlayan Alman yayıncılar, her iki fotoğrafa da baktıktan sonra bir araya gelmişler ve 1995 yılında Alman Yayıncılar Birliği ?Barış Ödülü?nü vermişler Annemarie Schimmel Hanımefendi´ye.

2002 yılında İslâm Arşivi Merkez Enstitüsü Başkanı Detlev Leisser de Osnabruck kentinde ?İslâm Medya Ödülü?nü vermiş.

1995 yılında Türkiye Yazarlar Birliği ?Yılın kültür adamı? ödülünü vermiş.

Cavidnâme, Yunus Emre ile Yollarda, Çağın Mevlana´sı Muhammed İkbal, Aşk Mevlana ve Mistisizm, Ben Rüzgârım Sen Ateş, İslâm´ın Mistik Boyutları, Ruhum Bir Kadındır, Dinler Tarihine Giriş gibi birçok eseri Türkçeye çevrilmiş.

Gerçi Muhammed İkbal´in Cavidname´sini kendisi Türkçe olarak çevirmiş ve açıklamalar yapmış.

1954-1959 yılları arasında Ankara İlâhiyat Fakültesi´nde ?Dinler Tarihi? dersleri vermiş.

Arapça, Farsça, Urduca, Sindce ve Türkçeden Almancaya çeviriler yapmış.

 

?İslâm Medya Ödülü?nü alırken yanına yaklaşan Müslüman olmuş bir Alman bürokrat kendisine: ?Siz eserlerinizle Müslümansınız, bir kelime-i şehadet getiriverin? dediğinde iki ateş arasında kalmış adamın, tanıdığı bir dostu görüp de içten sevinip dıştan sevincini ifade edemediği bir tavırla içten bir gülücükle gülmüş ve geçmiş.

İkinci örnek:

Sevgili Peygamberimiz´i görmüş, O´nu hayranlıkla dinlemiş, O´nunla Uhud harbine de katılmış ve Uhud harbinde ölmüş Muhayrık isimli Yahudi´ye de iman nasip olmamış.

 Sevgili peygamberimiz:

?Hayr´ul-Yehud Muhayrık/Yahudilerin en hayırlısı Muhayrık? buyurmuş.

Bu sözü, Sevgili Peygamberimiz, Yahudilerin ileri gelenlerinden  Muhayrık isimli bir Yahudi´nin ölüm haberini duyduğunda söylemiş. (Hassaf, Ahkâm-ül evkaf s, 2, İbni Hişam, Siyre 2/88)

Muhayrık, Yahudi olmasına ve Yahudi kalmasına rağmen  Uhud harbinde Sevgili Peygamberimiz´in yanında yer almış ve Uhud harbinde ölürken bütün mal varlığını Sevgili Peygamberimiz´in tasarrufuna vermiş ama bu vasiyetini yaparken, ?Bütün malım Rasulüllah´a verilsin ve o da Allah´ın gösterdiği yere harcasın? demiş. (Hassaf)

Gerçi bu sözlerinden hareketle Muhayrık´ın Müslüman olduğuna hükmedenler de olmuştur.

Hassaf ise Vakıdi´den naklen Muhayrık´ın Müslüman olmadığını, ölünce  cenaze namazı kılınmadığını ve Müslüman mezarlığının kenarına defnedildiğini haber verir.

Biz, Rabbimizin bize öğrettiği şekilde dua edelim:

?Rabbimiz, bizi ve bizden önce imanla geçip giden kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı gönlümüzde bir kin bırakma. Rabbimiz, şüphesiz sen şefkatlisin, merhametlisin.?  (Haşr Sûresi 10)