Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İlmihal yahut arzuhal

Hayrettin KARAMAN- 29.07.2018 Pazar

İlmihal yahut arzuhal

29.07.2018 Pazar

Yazının başlığı bir güzel kitabın adıdır. Kitabın yazarı bir aziz kardeşim, inşallah Rabbim´in de sevgili kuludur; öyle ki adı Mustafa, soyadı Kutlu olmuş.

Kitabı çeşitli maniler yanında sindire sindire okumak istediğim için geç bitirdim, ama keşke bitmeseydi, elime alıp okumaya başladığımda hasretini çektiğim bir dost musahabesi yaşıyordum.

Sevgili Kutlu, yüzlercesi bulunan ilmihal çeşidini tekrar etmemiş, işin fıkıh tarafını tamamen ihmal etmemekle beraber fıkıhçılara bırakmış, ilmihal kitaplarında yazılanları hayatına uygulayan bir müminin hal, düşünce, duygu ve niyazlarını dile getirmeye çalışmış, yazıya dökmüş ve güzel de dökmüş.

Hep düşünmüşümdür; namazın ruhu huzur ve huşû olduğu halde niçin şartları ve farzları arasında huzur ve huşû yok diye?

Bulabildiğim cevap şudur: Eğer huzur ve huşû namazın farzlarından biri olsaydı ve onlarsız namaz kılınmamış sayılsaydı bu namazı kılmaya peygamberler dışında pek az Allah kulu muvaffak olabilirdi.

Allah kullarını zor veya imkansız olan bir şeyle yükümlü kılmıyor. Huzur ve huşû´a muvaffak olamayanı namazdan mahrum kılmak yerine bu konuda kusurlu da olsalar kullarının namazı kılmalarını, nefisleriyle cihad ederek huzur ve huşû´u yakalamaya çalışmalarını, bir namazda ne kadarını yakalayabilirlerse o kadar mutlu olmalarını tercih ve murad ediyor.

Peki huşû nedir?

Mustafa Kutlu almış kalemi eline bakalım ne demiş:

??Dağ nasıl yumuşuyor, güneş nasıl ısıtıyor, tabiat bir ?ân?dan bir ?ân?a nasıl geçiveriyor. Bütün mahlukat nasıl nefes alıyor, nasıl hep beraber kıyama kalkıyor, rükuya varıyor, secdeye kapanıyor. Bir mucizenin orta yerindeyim, yalnızım? Öylece hareketsiz, büyülenmiş bir halde ürperiyorum. Varlığının farkında olamayacak derecede kendini karşısında bulunduğu şeyin heybet ve cazibesine kaptırmış durumdayım. Boyun bükmüş teslim olmuşum. Bu harikulade oluşumun her noktası, her zerresi, her görüntüsü, her salınışı, her sesi, her kokusu beni heyecan, saygı, sevgi ve korku ile sarıp halsiz bırakıyor. İlâhî ?ol? emrinin oldurduğu bu hadsiz hesapsız manzara bu ölçüye-tartıya (dolayısıyla beşerin ilmine-bilimine) sığmayan, kavranamayan tablo beni hayretten hayrete fırlatıyor. Huşû bu mu?

??Vakarla susan kayaların, denizde yüzen balıkların, yumurtayı çatlatıp çıkan yavruların, göçe hazırlanan göçmen kuşların; ayın, yıldızın, göldeki kamışların kalp atışları duyulmuyor mu? Duyuluyorsa eğer. İşte o zaman. Yani aniden ilâhî bir hakikatin keşfen bilinmesi sırasında kalbe gelen ürperti de duyulacaktır. İşte huşû budur. Sevgiden, saygıdan, hayranlıktan, hayretten, heybetten, kelimelere sığmayan bir sessizlikten duyulan şey. İnsanoğlunu Rabbi ile baş başa bırakan şey? Masum ve teslim olmuş tabiat her an, her saniye, her dakika, her gün, her mevsim içinden gelip geçenleri yıkayıp arıtıyor, kendi safveti ile biz kalbi-kara kulları tevbeye ve teslimiyete çağırıyor ya; Hayfa!... Eşref-i mahlukat bu çağrıya kulak tıkıyor? Huşûnun ardı duadır. Duanın ardı gözyaşı. Dua Ademoğluna en çok yakışan haldir? Huşû kalp gözünün açık tutulmasıdır. Açık duran kalp gözü kainatın her ?an? huşû içinde elpençe divan durduğuna şahid olur. Müşahede makamı budur. Cümle mahlukat bu makamda tesbihatla meşguldür??

Evet namaz, niyettir, kıyamdır, kıraattir, rükudur, sücuddur? ama ruhu huzur ve huşû´dur. İlmihallerde böyle bir huşu tarifi okudunuz mu?

İşte bu kitab, bu özelliği ile aynı zamanda bir arz-ı haldir ve arzuhaldir.

Ä°lmihal Yahut Arzuhal

Kaynak: yenişafak.com



Anahtar Kelimeler: İlmihal yahut arzuhal

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER