enilik ve Adalet Biriliği Partisi (BIG) Genel Başkan Yardımcısı İsmet Mısırlıoğlu, 04 Nisan 2020 tarihli yazısında, Alman gazeteci Anselm Lenz'in İsveç'e iltica başvurusu yaptığını açıkladı.
İşte Mısırlıoğlu'nun yazısı:
Koronalı günler her açıdan çok sıkıntılı geçiyor.
Almanya federal ve eyalet bazında önlemlerini artırıyor. Özellikle temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması konusunda toplum içinde homurdanmalar çoğalıyor.
Almanya'nın Sözcü ve Odatv ayarındaki ulusal gazetesi Tageszeitung (Taz) 'da araştırmacı yazılarıyla tanınan Alman gazeteci Anselm Lenz bu hafta Berlin'deki İsveç büyükelçiliğine iltica talebinde bulundu.
Sebep olarak Almanya'da baskı altında tutulduğunu ve temel hak ve hürriyetlerini yerine getiremediğini söyledi.
Tüm bunlar yaşanırken yazılarının yayımlandığı Taz gazetesi, Anselm Lenz'in işine son verdi. Kontratının geçersiz olduğunu ilan etti.
Türkiye'yi basın özgürlüğü ve gazeteci hakları konusunda sürekli uyaran ve kışkırtıcı yayınlar yapan Taz'ın bu tutumu çifte standart olarak yorumlandı.
Konu Türkiye olduğunda insan hakları, Almanya olduğunda ülke menfaatleri.
Lenz'in de ortaya attığı iddia ve kızdığı durum da bu zaten. Lenz, "Almanya'da medya artık devletin kontrolüne geçti. Korona bahane edilerek haklarımız elimizden alınıyor." diyor.
NEDEN İSVEÇ?
Anselm Lenz, İsveç'in Almanya ve birçok Avrupa ülkesi gibi virüsten dolayı temel hak ve hürriyetleri kısıtlamadığını söylüyor.
İsveç'in sivil toplumun faşistleştirilmesine müsade etmediğini ve sosyal hayatın eskisi gibi devam ettiğini belirtti. "Kafeler, lokantalar açık. Herkes rahatça işine gidiyor, alışverişini yapıyor.
Toplum koronayı her yönüyle tartışıyor. Ne ilginçtir ki, İsveç'teki vaka ve ölüm rakamları da Almanya'dan fazla değil.
HER ŞEY NASIL BAŞLADI?
Bir hafta önce 28 Mart tarihinde İlkbahar'ın kendini tüm yönleriyle hissettirdiği bir Cumartesi günü Anselm Lenz ve çağrısına kulak veren 240 kişi Rosa-Luxemburg-Platz'da buluştu.
Niyetleri resmi bir kurumdan (Landesstelle für politische Bildung) ücret karşılığında aldıkları Almanya Anayasası (Grundgesetz) kitapçığını ücretsiz olarak dağıtmaktı. Lenz ve arkadaşı Hendrik Sodenkamp getirdikleri 300 kadar kitapçığı hızlı bir şekilde orada bulunan kalabalığa dağıtmak için son hazırlıkları tamamladı.
Tüm olup bitenleri dikkatle izleyen polis ekipleri amirlerinden gelecek ilk saldırı emrini bekliyorlardı. Manzara 1 Mayıs günlerini andırıyordu. Sadece helikopter ve tazikli su aracı yoktu.
Polisler gösteri başlamadan önce derhal 40 kişiyi abluka altına alarak etkisiz hale getirdiler. 17'si hakkında da idare işlem başlattılar. 300 anayasa kitabı dağıtılamadan yerlerde süründü.
Tiyatro eleştirmeni ve "Devletin Demokratikleşmesi" derneğinin kurucularından olan Sodenkamp, polisin tutumunu sert bir dille eleştirdi. Polis güçlerinin virüs nedeniyle uygulanan bir buçuk metre sosyal mesafe prensibine dikkat ederek gösterinin sonlanmasını rahatlıkla kontrol edebileceğini söyledi.
Sonuçta bu resmi izni alınmış yasal bir mitingti.
Alman parlamentosundaki Sol Parti (Linke) ve Yeşiller (Grüne) dahil hiç bir partinin alınan anti demokratik önlemlere karşı ses çıkartmamasını Almanya açısından yüz kızartıcı bir durum olduğunu ifade eden Sodenkamp, 'mücadelemiz bitmeyecek' dedi.
ALMANYA'DA DURUMLAR VAHİM
Covid-19 virüsüne karşı önlem almayı geç başlatan Almanya, sonrasında başarılı bir iş çıkartmış olsa da 0, 25'lerde seyreden ölüm oranı sonra birden 1,3'ün üzerine çıktı.
"Durum kontrolden çıkıyor mu?" tartışmaları çoğaldı.
Almanya'nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı Armin Laschet, doktorların söylediklerine göre gerçek hastaların sayısının 10 misli üzerinde olduğunu belirtti.
Diğer yandan da şu dillendiriliyor; 2008'deki gibi veya daha tesirli bir ekonomik kriz bekleniyordu. Fakat dünya buna hazırlıklı değildi. Korona, krizi başlatan ilk meşale oldu. Virüs sayesinde tüm olumsuzlukların önüne geçildi. Devletler ve insanlar düzenli olarak kontrol altında tutuluyor ve taşkınlıkların önüne geçiliyor.
KRİZ NASIL BİTER?
Bunu şimdi kestirmek çok güç. Almanya araba sanayi temsilcileri krizin Mayıs ayının sonuna aksaması büyük ekonomik sıkıntıları beraberinde getireceğini söylüyor. Küçük ve orta ölçekli şirketler batar veya küçülür. Uluslararası şirketler buradan güçlü çıkar diyor.
O da vahşi kapitalizmin önünü açar ve beraberinde güçlüyü daha güçlü yapar.
ANSELM LENZ NE OLACAK?
İsveç, Lenz'in sığınma başvurusunu kabul edecek mi, onu ciddiye alacak mı belli değil. Şu anda o da beklemede.
İşini kaybeden Lenz, bu saatten sonra şirketlerin ve gazetelerin kapalı veya kısa çalıştığı bir dönemde işi çok zor.
Başvuruyu Berlin üzerinden değil direkt İsveç'e giderek yapsa kendi açısından daha iyi olurdu.
Böylece modern dünyada oraya sığınan ilk Alman ünvanını alırdı.
Kaynak: timeturk.com