İndependent Türkçe'den Gülbahar Altaş'ın "konuya dair" haberi...
Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Parlamentosu'nda Değişim Hareketi (Goran) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) vekilleri bir girişimde bulundu.
Temmuz ayında 50 vekilin imzasıyla, dijital ve sosyal medyada, "ulusal çıkarlara zarar veren" yayın ve paylaşımlara karşı yasal işlem yapılmasına dair kanun çıkarılması istendi.
Bu amaçla yapılan çalışmada bir tasarı da hazırlandı. Kanun değişikliği tasarısı, IKB'de basın özgürlüğüne dair tatışmaya yol açtı.
Bazı kesimler hazırlanan tasarıya karşı çıkarken, bazı kesimler de Kürtlerin ulusal çıkar ve sembollerine saldırılarına karşı yasal tedbir alınması gerektiği görüşünü savundu.
Aralarında gazeteci, yazar, akademisyen ve hukukçuların bulunduğu bir grup, parlamentoya sunulan öneriye şiddetle karşı çıkararak tasarının hiçbir şekilde onaylanmaması gerektiğini kaydetti.
Yapılan ortak açıklamada, "Hazırlanan proje sosyal ve dijital medyanın düzenlemesi olarak belirtilse de sosyal medya kullanımında vatandaşların iktidara yönelik eleştiri özgürlüğüne kısıtlamaya hatta engellemeye dönüktür" denildi.
Fotoğraf: Pixabay
"Sosyal medyanın kullanımda düzenleme yapmayı amacındayız"
IKB Parlamentosu Kültür Komisyonu Başkanı Selma Fatih, kendilerine sosyal medyanın kullanıma yönelik ciddi şikayetler geldiğini bunun sonucunda danışma kurulundan parlamentoya sunulmak amacıyla tasarı hazırlamasını talep ettiklerini söyledi.
Tasarının hazırlmasından sonra birçok kesimden şiddetle karşıt seslerin yükseldiğine tanık olduklarını kabul ettiklerini belirten Fatih, "Elbette eleştirmek ve dillendirilen kaygılar yerindedir. Sosyal medyanın halkın büyük gücü olduğunu kabul ediyoruz. Vatanımızda yaşanan tüm olaylara karşı düşünce ve tepkisini burada yansıtıyor. Ancak anlaşılan şu; biz sansür değil, sosyal medyanın kullanıma yönelik düzenleme yapmayı amacındayız" diye konuştu.
Fatih, imza toplayanların topluma mal olmuş tecrübeli şahsiyetler olduğunu ve taslağı Erbil ve Süleymaniye'de düzenleyecekleri istişare toplantılarında hukukçu ve ilgili taraflarla tartışmaya açacaklarını kaydetti.
Fotoğraf: Pixabay
Toplam 22 maddelik ve alt bendlerden oluşan sosyal medya yasa teklifi içerisinde neler yer alıyor?
Tasarı, 27-28 Temmuz'da parlamentoya sunularak, üzerinde tartışıldı.
Tasarının 4'üncü maddesine göre, gazeteci, editör ve başyazar tanımlamıyla dijital medyada görev yapan medya çalışanların yanı sıra tüm sosyal medya kullanıcılarını kapsıyor.
Bir diğer anlamda tasarı, sadece haber sitelerini değil, sosyal medyada resmi veya kişiler hesaplarda yazılan, çizilen herşeyi kapsıyor.
Grup yorumları ve her türlü sosyal iletişim ağlarındaki iletişimi kapsıyor.
"Aşağlama, hakaret veya asılsız haberlerin yayılması" halinde, editör ya da başyazar bir milyın dinar ile 5 milyon dilar arasında para cezasına çarptırılabiliyor.
Site sahibinin Irak vatandaşı olması, mali kaynağının belirtmesi, 21 yaşından küçük olmaması, yasal olarak gazeteciliğin yapması konusunda sakınca olmaması, hakkında daha önce hüküm almaması, sitenin belirgin bir ismi olması ve "genel gelenek ve göreneklere" ters düşmemesi gibi konuları da kapsıyor.
Haber sitelerinde editör, gazeteci ve başyazar olarak görev alanların, Irak vatandaşı olması, aynı anda başka bir sitede başyazar ve editörlük yapmaması.
Tasarıda en çok tepki gören madde ise 12'nci maddedir.
Söz konusu maddenin tepki görmesinin sebebi ise özelikle açılan davalar "terör maddesi" kapsamında yargılamasına açık olması.
Yargı süresinceki incelemesi süren bir vakanın ayrıntılarıyla kamuoyuyla paylaşılmaması gibi maddeleri kapsıyor.
Tasarıya tüm gazeteci ve akademisyenler tarafından şiddetle karşı çıkılırken, taslak yasayı destekleyenler de; dijital medyanın gerek dünyada gerekse IKB'de teknolojinin gelişmesi, hızlı haber ve yaşanan olayların etkin ve geniş kitlelere yayılmasından dolayı daha fazla toplumu etkilediğ, farklı görüşlerin sağlıksız bilgi erişilmesi gerekçesiyle söz konusu taslağın hazırlandığına yer verildi.
Tasarı, IKB Parlamentosu Kültür, Gençlik ve Spor ile Sivil Topluluk Komisyonu adına Goran Milletvekili Mecid Salih, Kürdistan Yurtseverler Birliği üyesi Tarık Cewhersarmemi tarafından hazırlandı.
Fotoğraf: Pixabay
Kubad Talabani: Siyasi partilerin sosyal medyada yaptığı yolsuzluk biçimidir
IKB Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, medya mensupları başta olmak üzere toplumun birçok kesiminden yasa teklifine karşı çıkarak endişe duyduğunu belirterek, bu tepkinin toplumun tüm kesiminden mevcut özgürlükten mahrum olmak istemediğine işaret olduğunu kaydetti.
"Konuştuğum gazeteciler ve medya çalışanlarının çoğu tasarıyı eleştirdi" diyen Talabani, "Öte taraftan dijital ve sosyal medyada kaotik ve zehirli bir sarmaşık gibi rutin hayatta iftira ve hakaret olarak yansıdığı göz ardı edilemez bir gerçektir. Bununla birlikte mali sponsorlukta siyasi partilerin sosyal medyada yaptığı bir yolsuzluk biçimidir" diyerek siyasetin dijital medyadaki etkisini de eleştirdi.
Asılsız haberlerden muzdarip olanlandan birinin de kendisini olduğunu, bununla birlikte İfade özgürlüğünü kısıtlayan her yasa da kendisinin karşı çıktığını belirten Talabani, hazırlanan taslağın içerisinde amacının ötesinde maddelerin kötü niyetle kullanılacağı endişesinden dolayı taslağın yasalaşmasını erteleyerek, tekrar tartışılacağını belirtti.
Talabani, dijital ve sosyal medyada hak ihlallerine yönelik bir boşluk varsa da bunu dünya standartların çözmeye çalışacaklarını vurguladı.
"Denetim yapılması gerekiyor"
Independent Türkçe'ye konuşan IKB Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Salar Osman, moderm dünyada medya anlayışının değiştiğini ve dijital medyanın görsel, duyusal ve yazılı olarak kendinde barındırdığını kaydetti.
Dr. Salar Osman / Fotoğraf: Independent Türkçe
Vatandaş gazetecilik gibi bir kavramın son dönemlerde geliştiğini belirten Osman, "Sosyal medya birçok tanımı ve toplumun her tabakasını içinde barındırdığı bir alan oldu. Her vatandaş istediği şekilde fotoğraf ve her türlü düşüncesini paylaşabilir. Bu nedenle sosyal medya başta olmak üzere dijital medyaya yönelik yasaların olması gerekiyor" dedi.
Osman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çıkartılacak kanunun kişi haklarını kısıtlamayan, halkın ve hükümetin çıkarlarını koruması, sorumluluğu da içinde barındırması gerekiyor. Toplumun birlikte, barış ve huzur içinde yaşamasına engel teşkil etmeyecek hem vatanımızı hem vatandaşlarımızı koruyacak bir yasayı çıkartmamız gerekiyor."
"Tasarı evrensel haklara ters"
IKB'de gazeteci hakları üzerine çalışan Metro Center Genel Sorumlusu Rahman Gareb, hazırlanan taslağın insan hakları, evrensel haklara ve Kürdistan Gazeteciler Sendikası'nın tüzüğüyle tamamiyle çeliştiğini ve tasarıya karşı olduklarını söyledi.
Rahman Gareb, "Tasarı bireyin düşünce özgürlüğüne, Kürdistan Bölgesi'nde eleştiri kültürünü kısıtlamayı, özgür düşünceye sansürü artırma amacı taşıyor. Tasarı da istenilen cezalar ‘terör' yasasıyla bağdaştırılıyor bu nedenlerden dolayı da STK'lar ve vatandaşlar olarak tasarıya karşıyız" dedi.
Rahman Gareb / Fotoğraf: Independent Türkçe
Gösterilen tepkiler sonucunda tasarı IKB Parlamentosu Başkanı tarafından 6 aylığına askıya alındığını vurgulayan Gareb, "6 ay sonra tasarı toplumu temsil eden tüm STK'lar, uzman akademisyen, düşünce özgürlüğü savunucuları ve tüm ilgili tarafların katılımıyla tartışmaya açılacak. Tüm gayemiz, parlamentodan düşünce özgürlüğüne, sansür teşkil oluşturmayacak bir yasanın onaylanmasıdır. Kaldı ki hazırlanan taşlağa, görüştüğümüz grup başkanları da karşı çıkıyor" diye konuştu.
"Bölgede özgürlüğe yönelik kazanımlarımız daha fazla, vazgeçemeyiz"
Bu içerikte bir tasarının parlamentoda geçmesine yönelik endişelerinin olduğunu dile getiren Gareb, sözlerine şunları ekledi:
"Bu süreçte konuyla ilgili Goran Sekreteri ve Sayın Kubad Talabani'n de aralarında olduğu parti sorumlularıyla görüştük ve görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Tasarı bu şekilde parlamentodan geçemez. Türkiye'de bir süre önce çıkartılan dijital medya yasası da çok kötü, Katar, İran ve bölgedeki birçok ülkede basın içler acısı bir durumda ancak biz Kürdistan Bölgesi'nde basın özgürlüğüne, dair çok daha iyi konumdayız ve güzel adımlar da attık. Mevcut yasalarda da elle tutulur yasalar ancak bu yasaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bizler halen devlet statüsünde değiliz, basın ve fikir özgürlüğüne daha fazla çıkmamız gerekiyor. Komşu ve bölgedeki diğer ülkelerin konumuna getirme çabası anlamsız ."
"Onaylanacak yasada tarafız, görüşümüz alınması gerekiyor"
Kürdistan Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Hakim Azad, hazırlanan önergede fikirlerinin sorulmadığını ve yasal olarakta sendikalarının bazı maddelerde taraf olduğunu söyledi.
Gösterilen tepki sonucunda belirsiz bir tarihe önerinin ertelendiğini ve tüm ilgili tarafların katılımıyla tekrar hazırlanacağını belirten Azad, sözlerine şunları ekledi:
"Sosyal medya ile dijital medyanın karıştırılmaması gerekiyor. İki alanın da kullanım amacı farklıdır. 2 yıl önce Şura Meclisi'ne sunduğumuz raporun kabul edilmesiyle, Kürdistan Bölgesi'ndeki sitelerin hepsini biz kaydediyoruz. Dijital medya kanunun bu kapsama alınarak düzenlenmesinden yanayız."
Hakim Azad / Fotoğraf: Independent Türkçe
Tasarıda "terör" maddesi ve Irak vatandaşı olma şartının olmasına karşı olduklarını kaydeden Hakim Azad, "Gösterilen tepkiler sonucunda bu maddenin kaldırılacağını düşünüyoruz. Ayrıca bir diğer madde olan Irak vatandaşlığının şart koşulmasına, başyazarın 21 yaşından büyük olmasını ve Irak vatandaşı olması bendi de çelişkilidir. Gazetecinin yaşı olmaz, önemli olan gazeteci kimliğinin olmasıdır. Irak vatandaşı olması da önemli değildir. Kürdistan Bölgesi'nde gazeteci olarak sendikamıza üye olması yeterlidir. Bunu değiştirilmesini istemiyoruz. Ülkemizde ayırım olmaksızın herkesin özgür olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Sosyal medya düzenlenmesinin gerekli olduğunu Türkiye, ABD, Rusya ve birçok ülkede bu konuda ciddi girişim ve tartışmaların olduğunu söyleyen Azad, "Bu konuda elbette bazı düzenlemelerin getirilmesi gerekiyor, ancak bunun sınırının da çok dikkatli bir şekilde çizilerek, kişi ve fikir özgürlüğü ihlal etmeyecek şekilde bir denetlemenin olmasından yanayız" dedi.
IKB'de hazırlanan tasarının, Türkiye'de sosyal medyanın denetlenmesine yönelik TBMM'den geçmesi sonrası hazırlanması dikkat çekti.
Bazı ülkeler, kendi kanunlarına aykırılık taşıyan içerik ve paylaşımların kaldırılmasından sosyal medya platformlarını sorumlu tutan ve gerekli adımların atılmaması halinde de şirketlere cezai yaptırım öngören düzenlemelere sahip.
Bununla ilgili birçok ülke, kendilerine uygun yasal düzenlemelerine giderken, sosyal medya şirketleri de kendi platformlarıyla ilgili denetimleri yaptıklarını savunuyor.