İhvan'dan Türkiye açıklaması

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkan Vekili İbrahim Munir, Mısır yönetimiyle 2013 yılından bu yana yaşadıkları krizin çözümünde Türkiye'nin ara buluculuğuna karşı olmadıkları mesajını verdi.

İhvan

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 12 Mart'ta yaptığı "Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı" şeklindeki açıklamasının ardından Katar merkezli Al Jazeera Mubasher televizyonuna konuşan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkan Vekili İbrahim Munir, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye ile Mısır arasında bir yakınlaşma olması durumunda bazı İhvan yöneticilerinin Mısır'a teslim edilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin soruyu Munir, "Türk yönetimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk halkı, siyasi mülteciye saygı duyuyor. Uluslararası kanunlar da buna (siyasi mültecilerin teslim edilmesine) karşı çıkıyor ve Türkiye de bu kanunlara bağlı. Biz de Türkiye'nin bu eğiliminin değişmeyeceğini iyi biliyoruz. Türkiye dürüst ve manevra yapmıyor" şeklinde yanıtladı.

Türkiye'nin İhvan'a bağlı ya da ona yakın uydu kanallarını kapatıp kapatmayacağı konusunda ise Munir, kanalların kapatılmayacağını ancak Mısır'la ilgili siyasi söylemde ve üslupta değişim olması, bu bakımdan  basın yayın kurallarına uyulması gerektiğini ve Türkiye'nin bunu talep etme hakkı olduğunu söyledi.

Türkiye'deki Mısırlı muhalif basın çalışanlarına seslenen Munir, ev sahibi ülkenin taleplerine icabet edilmesi gerektiğini vurguladı.

"Hayır işleyenin önünde durmayız"

İki ülke arasında yakınlaşma olması durumunda Türkiye'nin İhvan ile Mısır yönetimi arasında ara buluculuk yapma ihtimaline ilişkin de Munir, şunları kaydetti:

"Hayır işleyenin önünde durmayız. Türk yönetimi, Mısır'da çok büyük zulümler işlendiğini, tutuklamalar ve idamlar olduğunu biliyor. Gerçekleşecek bir uzlaşıda bunun göz ardı edilmesi söz konusu olamaz. Sonuç olarak rejimle yaşanan bu krizi çözecek olana teşekkür ederiz."

Yakınlaşmanın, İhvan'ın, rejimle uzlaşması için bir fırsat olup olmadığı sorusuna Munir, "uzlaşıya karşı çıkmadıkları ancak kendilerinin de bazı hakları olduğu" cevabını verdi.

İhvan'ın Mısır'daki muhalefetin tamamını temsil etmediğini kaydeden Munir, rejimle uzlaşı kapısının açılması ve bunun tüm muhaliflere sunulması durumunda buna karşı çıkmayacaklarını, çıkarlarsa hata yapmış olacaklarını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 12 Mart'ta dış politikaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde iki ülkenin de herhangi bir ön koşul öne sürüp sürmediğinin sorulması üzerine, şu yanıtı vermişti:

"Herhangi bir ön koşul Mısırlılardan gelmedi. Bizden de herhangi bir ön koşul şu anda gitmedi. Ama yıllarca bağlar kopuk olunca bir günde hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o konularda adım atarak oluşuyor. Yıllardır ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir güven eksikliği de oluyor. Bu normal, iki tarafta da olabilir. O nedenle belli bir strateji, yol haritası çerçevesinde görüşmeler oluyor, devam ediyor. Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı."

Mısırlı bir istihbarat yetkilisi de 12 Mart'ta, Türkiye istihbaratından, Kahire'de toplantı yapılması yününde talep aldıklarını ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını söylemişti.