Tarih: 14.09.2018 09:59

İdlib´le yatıp İran ile kalkmak

Facebook Twitter Linked-in

Tahran görüşme-lerinin ardından tüm dikkatler İdlib´e çevrildi. Özellikle Türkiye´nin İdlib´de atacağı adımlar ve Rusya´nın tavrı merak konusu. ABD ve müttefiklerinin İdlib söylemlerindeki kayma ise daha ilginç. Bir ay öncesine kadar bölgedeki ?teröristlerden? şikâyet eden ABD´li yetkililerin söylemleri aniden değişti. Bu gün İdlib, ?kimyasal silah ve insani gelişmelerle? anılmaya başlandı. 

ABD´nin söylem değişikliği, Rusya´nın Suriye´de geri adım atmayacağı öngörüsüne dayanıyor. Olası bir harekât bölgede tozu dumana katacak. Böyle bir ortam, ABD´nin niyetlerini gizleyebilecek. Aynı zamanda Rusya´nın Suriye politikasını, ?kimyasal silah kullanımı ve insani değerler üzerinden? baskı altına alarak imajını bozabilecek. Öte yandan, Türkiye-Rusya ilişkilerinin nasıl bir şekil alacağı da önemli. Ancak, emekli büyükelçi Bozkurt Aran´ın ifadesiyle, asıl hedefte olan, ABD´nin İdlib tartışmalarının gölgesinde odaklandığı İran. 

Generaller Trump´ı ABD´nin askeri varlığının Suriye´de kalıcı olması hususunda ikna ettiler. Bu karar PKK/PYD ile ilişkilerin yeni bir boyuta taşınması ve süreklilik anlamına geliyor. ABD resmi söylemde DAEŞ´le mücadeleyi ileri sürse de asıl amacın Suriye´nin doğusunda İran´ı durdurmak olduğu açık. Her ne kadar bu girişim Türkiye ve Irak´ı da yakından ilgilendiren sonuçlar doğursa da öncelik İsrail´in güvenliği.

Nitekim bu açık edilmemiş, gizli bir hedef değil ve konuyla ilgili tüm tartışmalar kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. ABD´nin Ortadoğu´dan sorumlu Komutanı General J. Votel, 28 Şubat 2018´de, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi´nde yaptığı konuşmada mealen, ?Suriye´nin doğu ve kuzey parçasında Suriye Demokratik Güçleri (siz onu PKK/PYD diye okuyun) ile güçlü ilişkilerimiz var. Bu ilişki ve kritik bölge bize, İran´ın, Tahran´dan Beyrut´a uzanan bağlantı kurma hedefini durdurma imkânı sağlıyor? demektedir. 

Nitekim ABD, İran´a karşı diplomatik, askeri, ekonomik ve bilgi savaşına hız vermiş görünüyor. İsrail´in güvenliğini esas alan bu yaklaşım, İdlib tartışmaları sürerken, yeni sürprizlerin de yaşanabileceğini gösteriyor. Rusya´nın İsrail´e, Hizbullah ve İran´ı sınırlardan uzak tutma garantisi vermiş olması bile bu ülkeyi tatmin etmemiş görünüyor. İran´ın Esad rejimiyle askeri anlaşma imzalaması, generallerin elini ve tezini güçlendiren bir gelişme oldu. Lübnan´a kadar uzanan coğrafi bağlantı kesilmesinin tartışıldığı bir anda, İran, imzaladığı bu anlaşmayla Suriye´de kalmayı garantiledi.  

ABD´nin İran´a uyguladığı ambargonun en önemli kısmını oluşturan, Merkez Bankası´nı hedef alan uygulamaların, doğal gaz ve petrol satışını engelleyen hükümlerin hayata geçirilmesine az bir süre kala yeni harekete şahitlik ediyoruz.

PKK/PYD´nin Esad rejimine petrol satışının engellemesi, Türkiye´nin Menbiç´te ?oyalanması?, Basra´da meydana gelen gösteriler, Trump´ın Filistin´e yardımı kesmesi, bu ülkedeki temsilciliği kapatması, Suudi Arabistan´ın Suriye´deki faaliyetleri, General Votel´in Körfez ülkelerinin İran´a karşı birleşme önersi bu sürecin bir parçası gibi duruyorlar. Emarelere bakınca, akşam İdlib´le yatıp, sabah İran´la kalkma ihtimali görülüyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —