Tarih: 26.03.2020 06:27

İbrahim Kahveci; Mega sağlık projeleri!

Facebook Twitter Linked-in

Mesela, İstanbul-İzmir otoyolu ve Körfez geçiş (Osmangazi Köprüsü) projesi ilk açıklandığında 6 milyar dolar denildi. Kurdele kesilirken de 11 milyar dolar olarak ilan edildi. 

Hangi projenin gerçek yatırımı nedir, ne değildir bilen yok. 

Aynı projenin yatırım maliyeti açıklamalarına bakıyorsunuz ki, iki yıl önce 6,9 milyar dolar denilmiş. Sonra bir başka veriye bakıyorsunuz 7,9 milyar dolar deniliyor. Konuşmalara bakıyorsunuz ki çok daha yüksek rakamlar söyleniyor. 

Milyarlarca dolarlık işler yapılıyor; bu işlere de kat be kat üzerinde Hazine garantileri veriliyor ama nerede ise bir rakam diğer rakamı tutmuyor. 

Rakamlar sadece yatırımlarda tutmuyor değil. Mesela öyle Hazine garantili havalimanları yapılmış ki, verilen yolcu garantisinin ancak yüzde 20-25’i gerçekleşmiş. 
İstanbul dünyada trafik sıkışıklığı sayılı şehirlerinden biridir. Ama ne 3. köprü (Yavuz Selim Köprüsü) ne de Avrasya Tüneli verilen Hazine garantisini karşılamıyor. 

Her yıl Hazine’den (dolaylı olarak) on milyarlarca lira, bu işleri yapan bir elin parmakları ile sayılı müteahhitlere gidiyor. 

Şimdi bir sağlık krizi yaşıyoruz. Aslında bütün dünya yaşıyor. 

Batı ülkeleri evde kalanlara bile nerede ise para dağıtıyor. Ama bizim bütçemiz-Hazinemiz tamtakır olduğundan adres olarak bankaları gösteriyoruz. 
Banka kredisi kullanın ya da banka borçlarınızı öteleyin diyebiliyoruz. Ya da işsizlik fonuna gidiyoruz. 

***

Oysa asıl mesele paradan da öte. 
Konu sağlık. 
Fransa Başkanı Macron halka seslenişte “Siz parayı düşünmeyin, sağlığınıza bakın yeter” diyor.  
Bizde ise durum farklı. 
Şehir Hastaneleri ile sistemde ciddi sıkıntı yaşanıyor. 
Korona virüs bir salgın hastalık; yani bulaşıcı. 
Bu konuyu önceki akşam KRT TV’de işin uzmanı CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’e de sorduk: Koca şehir hastanesine salgın hastalık başvurusu yapılabilir mi? 

Bu konu çok ama çok önemli? 

Çünkü, bizler şehir hastaneleri ile sağlığı mega projeler ile tek yerde topladık. Ama durun, asıl sorun ise şu: Mega projeler ile tek bir yerde toplanan sağlık hizmeti ile şehir içlerinde kalan eski hastaneleri de kapattık. 

Ya da kapatıyoruz... Veya da kapatacaktık...

Fikret Şahin durumu şöyle izah etti: “Salgın hastaların mega hastanelere gelmesi çok büyük risk olur. Aynı hastanelerde (şehir hastaneleri) solunum dahil diğer hastalarda bulunuyor ve hepsi riske edilmiş oluyor.” 

Ankara örneğini veriyor. 

Şehir hastanesi devreye alındığında şehir içinde kapatılan hastane yeniden açılmış. “İşte o kapatılan hastane şimdi salgın hastalık için kullanılıyor” dedi. 

***

KARAR Gazetesinin dünkü manşet haberini umarım herkes dikkate alır. 

İzole hastane, yani Çin ve bir çok ülkenin yaptığı gibi salgın hastalarının gideceği hastaneler gerekiyor. 
Bugün kim hangi hastaneye  gideceğini bile bilmiyor. 

Ama biz olayı şu şekilde bağlayalım: 

Şehir hastaneleri, yani, müteahhitlere yaptırılan ve şimdilik 95 milyar dolar Hazine garantisi verilen sağlık politikamızı yeniden gözden geçirelim. 
Bu olay bize ders olmalıdır. 

Her şey para değildir. 
Demek ki, düşünemedik. 
Uyarıları dikkate almadık. 
Ama şimdi görüyor ve yaşıyoruz. 
Bir an önce Şehir hastanelerinden müteahhitleri çıkartalım. Sağlık gibi mühim bir alanı tamamen kamulaştıralım ve AVM mantığından vs kurtaralım. 

***

Sayın Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’dan sağlık politikasında yeniş bir değerlendirme haberini hep beraber bekleyelim bence. Zaten aksi yönde devam edilmesi Halk nezdinde de iktidar açısından büyük sorguya neden olabilir. 
İyimser olarak doğruyu yapmakta ısrarcı olalım yeterlidir.  




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —