Son bir kaç gündür sosyal medyada doğalgaz faturaları gündemde. Gelen yüksek faturalar güya vatandaşın derdi olmuş. Şimdi bunu bir kenara koyalım.
İkinci konu Kadir Has Üniversitesinin yaptığı 2019 Eğilim Araştırması. O araştırmadan devam edelim:
‘Türkiye’nin gündemindeki en önemli sorun’ nedir? 2018 yılında ekonomik konular %51’1’e gelirken, 2019 yılında bu oran %41,6’ya geriledi. Mesela işsizlik sorunu, yüzde 26,9’dan yüzde 16,8’e geriliyor. Hayat pahalılığı sorunu da yüzde 17,8’den küçük bir artışla yüzde 18,1’e çıkıyor.
İşsizlik oranlarına bakalım: 2018 yılı ortalaması işsiz sayısı 3 milyon 537 bin ve işsizlik oranı %11,0. Aralık 2018 işsiz sayısı 4 milyon 302 bin ve işsizlik oranı %13,5.
Gelelim 2019 işsizlik sayısı ve oranlarına: İlk on ay itibarı ile işsiz sayısı 4 milyon 476 bin ve işsizlik oranı da %13,7. Ekim 2019 itibari ile işsiz sayısı 4 milyon 396 bin ve işsizlik oranı da %13,4.
İşsizlik oranları ve sayıları düşmezken, işsizliği sorun olarak görenlerin oranı yüzde 26’lardan yüzde 16’lara geriliyor.
H H H
İkinci mesele ‘hayat pahalılığı’. 2018 sonunda enflasyon %20,30’iken, 2019 sonunda %11,84. Yıllık ortalama enflasyon ise 2018’de %16,33 iken, 2019 yılında %15,18.
Hem işsizlik hem de hayat pahalılığında hesaplar üzerinde tartışmanın sürdüğünü de belirterek devam edelim.
2019 yılı büyük ürün zamlarına bakalım (12 aylık ortalama fiyatlar) : İlk sırada kira: 2018: 10,42 - 2019:11,54.
İkinci sırada otomobil var. Ama otomobil alt gelir gruplarını sizce ne kadar etkiliyor? O nedenle üçüncü büyük harcama olan sigaraya bakıyoruz: 2018:-0,27 - 2019:23,37.
Elektrik ücreti: 2018:22,04 - 2019:19,54... zam devam etmiş.
Ekmek: 13,56 -17,09; Su: 18,39 - 8,94: Dana eti: 3,56 - 5,87; Doğalgaz: 12,50 - 21,91.
Ortalama fiyat artışlarına ve özellikle de kamu zamlarına baktığımızda 2019 yılı 2018’den siyasi etki açısından çok daha pahalı bir yıl olmuş. Ama Kadir Has Ünv. araştırmasında ‘hayat pahalılığı’ şikayeti çok küçük artış gösteriyor.
H H H
Şimdi de siyaset araştırmasına bakıyoruz: ‘Partileri başarılı bulma derecesi’: AK Parti’yi kesinlikle başarılı bulma oranı yüzde 7,0’den yüzde 17,5’e çıkıyor. Başarılı bulma oranı da yüzde 28,9’dan sadece -3,7 puan azalışla 25,2’ye düşüyor. Kesinlikle başarılı ve başarılı bulma oran toplamı 6,8 puan artış gösteriyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ı kesinlikle başarılı bulma oranı ise yüzde 18,4’den 26,4’e çıkarken, toplam başarı oranı da yüzde 38,9’dan 45,8’e yükseliyor. Burada da 6,9 puanlık bir artış var.
Yeni yönetim sistemi olarak “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirmesi”: Başarılı bulma oranı yüzde 41,4’den 39,3’e düşüyor. Başarısız bulma oranı da yüzde 30,2’den 29,4’e geriliyor. Kısaca yeni yönetim sistemi hakkında nette kayda değer bir değişim de yok.
Zaten bütün bunların toplamında “Bugün seçim olsa oy verilecek partiler” cevabına bakıyoruz:
AK Parti yüzde 40,2 ve ittifak ortağı MHP yüzde 8,3...
H H H
Daha önce bahsettiğim bir tablomdan yeniden bahsedeceğim: 1980 sonrası “Yetişkin Nüfus İşsizlik Oranı”.
Darbe yılı olan 1980’de yüzde 5,2 zaten. Bu oran yüzde 5,0 ve üzerine çıkınca vatandaş derhal iktidarı cezalandırıyor:
Mesela ANAVATAN Partisi’nin fırtına gibi estiği o yıllarda şaşkınlık yaratan 1989 büyük şehirleri kaybettiği seçim. O yıl 80 sonrası ilk kez yetişkin nüfus işsizlik oranı %5,1 oluyor. Aslında sonuç hiç sürpriz değilmiş.
Bu oran bir daha 5,0’in üzerine 2001 krizi ardından 2002 yılında geliyor. 2002-2003 yıllarında da yetişkin nüfusun işsizlik oranı yüzde 5,1’e çıkıyor ve ülkenin siyasi haritası komple değişiyor.
Teğet geçtiği söylenen 2008 yılında ise oran %5,4’e, sonraki yıl ise 6,9’a ve 2010 yılında bile 5,8’e düşmesine rağmen 3 yıl yüzde 5,0 eşik değerin üzerine çıkıyor. Ama tekrar hatırlatmak gerekir ki, bir küresel kriz vardı ve Türkiye’ye özel değildi. Buna rağmen 2009 yerel seçimlerde AK Parti ciddi yara alıyor.
Ve bir sonraki eşik değer aşımı 2015 yılı. Yetişkin işsizlik oranı yüzde 5,3’e çıkıyor. Haziran 2015 seçimleri zaten bir ders niteliğinde sonucu kısmen sandığa da yansıtıyor. Ama ondan sonra artık ekonomi ve seçim ilişkisi kopuyor. Kasım 2019 seçimleri dahil...
2016 yılında oran %5,6
2017 ve 2018 yıllarında %5,8 olurken, 2019 yılında bu oran ilk on ay ortalamasında tam %7,3’e çıkıyor.
Ama sandık hala değişim göstermiyor.
Eskiden yüzde 5,1 olan değişim eşiği 7,3’de bile değişime gerek görmüyor. Tıpkı 2019 kamu zamları ile seçim beklentileri gibi.
Toplumun eski değerlendirme parametreleri çalışmış olsaydı şu anda Kadir Has Ünv sonuçları çok farklı çıkardı: Orada görülen iktidar partisi oy oranının tek hanesi ile bir hayal olabilirdi. Ama ülkemizde artık parametreler de değişiyor. Daha çok zam daha çok oy getirebiliyor. Daha çok işsizlik daha çok beka söylemi ile bağlılık sağlayabiliyor.
O nedenle ekonomi yönetimi açısından büyüme-işsizlik-hayat pahalılığı gibi temel sorunların çözümü pek bir önem de arz etmiyor olsa gerek. Para insanı bozarmış...
Toplumu da!