Tarih: 28.08.2019 17:55

HUZUR SOKAĞI HAKKINDA ÖZET İNCELEME ŞULE YÜKSEL ŞENLER

Facebook Twitter Linked-in

Şule Yüksel Şenler ´in bu eseri İlk olarak 1969-70 yıllarında Bugün gazetesinde tefrika edilmiş, o dönemde büyük yankı uyandırmış, toplum üzerinde yazarının da beklemediği bir etki bırakmıştı. Romanın yazıldığı dönem için böylesi bir konuda roman yazmak oldukça cesaret isteyen bir işti. Şule Yüksel Şenler o günleri şu şeklide tasvir edecekti  Roman yazıldığında öyle bir ortam içindeydi ki ülke. İslami bir film hayal bile edilemezdi. Romanlar müspet olmadığı için genç kız ve oğullarını koruyan ailelerin sansürüne uğruyordu. Öncelikle bu nitelikteki İslami romanların eksikliğini hissettim. Aslında Hekimoğlu İsmail (Ömer Okçu), Minyeli Abdullah ile benden önce tohumları atmış ama benim haberim yoktu  [1]
 
Roman,  şehirli ve  eğitimli oldukları  halde  hayatını İslami kurallara göre şekillendiren alışılmışın dışında genç kadın ve erkek tipleri üzerinde kurgulanmıştı. Bu kurgu toplum tarafından çok ilgi çekmişti. Eğitimli  ve şehirli kesimdeki insanların İslami kurallara uygun yaşama biçimlerini yansıtan ilk romanlardan birisi olması bakımından  İslamcı kesim tarafından coşkuyla karşılanmıştı.
 
Romandaki olaylar ve tiplemeler ile  Şule Yüksel Şenler´in  biyografisi  birçok açıdan örtüşür. Huzur Sokağı romanı Şule Yüksel Şenlerin hayatından birçok anıyı taşımaktadır. Şule Yüksel ‘de eşinden romandaki Feyza ile benzer nedenlerden dolayı boşanmış, 32 yaşındaki iken, ilahiyat mezunu tiyatrocu Abdullah Kars ile evlenmiş,  Fakat Şule Yüksel dayakçı kocasının baskısına ancak beş yıl dayanabilir ve kocası ile beş yıl sonra boşanmak zorunda kalmıştır. [2] 
 
Şule Yüksel, romanındaki Feyza karakteri gibi başlangıçta  tesettürlü  değildir.  1960 ihtilali sonrasında Nihat Atsız´a yakınlaşır ama ağabeyiÖzer´in (Üzeyir) hastalığı ile yaşamı ve düşünceleri değişmeye başlayacaktır. Hasta ağabeysinin dileğiyle Risale-i Nur toplantılarına katılmaya başlar. Bu katılım sonrasında da Nur Cemaatine girmiştir. 1965´te görüntüsü ile düşüncelerinin uymadığını düşünerek tesettürlü giyinmeye ve kapanmaya başlamıştır.” Romanındaki Feyza´da sonradan  kapanan bir  karakterdir.
 
İlk tefrikasından sonra eser, defalarca baskı görmüş,  eser, on binlerce genç tarafından okunup, satış rekorları kırmış, gençlerin hayata bakışlarını değiştirmiş bir kitap olup çıkmıştı. Roman   1970 lerden sonra  toplum  hayatına etki eden başlıca romanlardan birisi olmuştu.
 
Huzur Sokağı, satış rekorları kırmış, her yaştan ve her kesimden insanımızın soluk almadan okuduğu, elden ele dolaşıp, adeta kapışılan bir eser olarak haklı şöhret kazanmıştır. Birleşen yollar adıyla film yapılan Huzur Sokağı bu filmle de halkımızın büyük ilgi ve teveccühünü kazanmıştır
 
Huzur Sokağı  yarattığı etki sonrasında filme  de alınmış,  Yücel Çakmaklı´nın yönettiği ?Birleşen Yollar ? adlı filmin  konusu olmuş, filmin başrollerinde İzzet Günay ve Türkân Şoray rol almışlardır. [3]
Huzur Sokağı daha sonra  TV dizisi şeklinde uyarlanmış ve ATV´de yayınlanmıştır. [4]
 
 KAHRAMANLAR:
 HUZUR SOKAĞI  ÖZETİ 
 
Romana ve romancıya saygı gereği özet kısa tutulmuş, final bölümü yazılmamıştır. 
 
İstanbul´un kenar mahallelerinden birinde kırık, dökük sararmış evlerin sıralandığı bir sokaktı. Bu sokak o kadar sevgi doluydu ki herkes birbirini sevip sayıyordu. Ama bu özelliklerin dışında en önemli şey bu sokağın kalpleri iman dolu İslami aşkla yaşayan insanlar vardı. Bu yüzden bu sokağa huzur sokağı denirdi.
 
Velhasıl İslam ahlak ve yaşayışı tamamen iflas ettiği zaman bozulmayan tek sokak, kalpleri birbiri için atan müteşekkil sarsılmaz bir aile ocağıydı. bu sokağın baş kahramanı olan herkes tarafından sayılan sevilen mahalledeki kadınların en iyi damat adayı, genç kızlara mükemmel bir eş olabilecek özelliklerini taşıyan Bilal adında kimya mühendisliğini okuyan bir genç vardı.
 
Bilal imanlı bir gençtir. O yüzden hayatını İslami özellikleri taşıyan imanlı bir kızla birleştirmek  istiyordu.
Bilal İstanbul kimya fakültesinde okuyan imanlı olduğu için okulunda birçok sorunla karşılaşan biridir. Hatta  Necati dışında  hiçbir arkadaşı bile yoktur. Necati bazı konularda çok cahil olduğu için Bilal ona çok şey öğretmektedir. Mesela, Necati´nin kız arkadaşı gece hayatına çok düşkündür. Bu düşkünlüğü Necati´yi de sarsmaktadır. Ama en sonunda Necati´nin kız arkadaşı gerçeği, hakiki olan dünyayı benimseyerek Necati ve Bilal´e katılmıştır.
 
Bu olayın üstüne Necati evlilik kararı alarak bu kızla evlenir.   Birçok zorluk çıksa da zorlukların üstesinden teker teker gelmeyi başarırlar.
 
Bilal´in oturduğu evin karşısında bom boş bir arazi vardır. Bu araziye ilerleyen zamanlarda bir apartman dikilir. Ama bu apartmana taşınan insanlar, bu   sokaktaki insanlar gibi değildir. Apartmana taşınan insanlar, sosyetik, zengin ve İslami hayatı yaşayanlara küçümseyen gözlerle bakan insanlardır.  Bir sabah Bilal uyurken bir kadının sesiyle irkilir. Karşı apartmanda oturan bir genç kız evde her kime sesleniyorsa yüksek sesle bağırmaktadır.  Bilal onu görür görmez vurulmuş, Kalbi hızlı çarpmaya başlamıştır. Bir iki dakika geçtikten sonra  adı Feyza olan bu kız da Bilal´i görür ve onun da kalbi hızlı bir şekilde çarpmaya başlar.
 
Bilal de Feyza da artık birbirlerinin hayalleriyle yaşamaya başlamışlardır. Aslında apartmandaki bütün kızlar Bilal´i tanımakta Bilal´in nasıl bir kız istediğini  aralarında  konuşmaktadırlar. Bilal´in istediği kız nasıl bir kızdır merak etmektedirler.  Bilal i kapalı, namazını kılan, bir kızla evlenmek istemektedir. Böyle bir evliliği annesi de  istemektedir.  Ama Bilal de Feyza da aşklarını birbirlerinden gizleyemezler.  Fakat Feyza´nın böyle bir özelliği yoktur aksine Feyza, Bilal´i zamane gençleri gibi giyinmeye ve davranmaya zorlamaktadır.  Bu yüzden Bilal´e türlü türlü can sıkacak oyunlar oynamaya başlamıştır. Arkadaşlarıyla bu konuşmayı yapan Feyza kendisini açığa vermiştir. Çünkü Bilal´in  dadısı her şeyi duymuştur. Dadısı bütün bu olanları gidip Bilal´e anlatır. Ve Bilal bunu duyar duymaz hayal kırıklığına uğrar. Ama Feyza ona gerçekten aşık olmuştur.
 
Bilal her şeyi öğrenmiş ve bu aşktan vazgeçmeye başlamıştır. Bu ayrılığın karşısında Feyza çaresizlik ve Pişmanlık içinde  günden güne  erimeye başladı. Aradan bir süre geçtikten sonra Bilal annesinin kendisine bulduğu kapalı, namaz kılan bir kızla evlenir.  Bu olay karşısında Feyza da mühendis olan Selim beyle evlenmeye karar verir. İkisi de artık birbirlerinde bağımsız bir hayat yaşamaya başlamışlardır. Tabi bu bağımsızlık sadece bedenen bağımsızlıktır.  İkisinin de kalbi birbiri için gizli gizli çarpmaktadır. .Bilal´in evliliği çok uzun sürmeyecektir. Çünkü Bilal´in  eşi doğum yaparken hayata gözlerini kapatarak Bilal´i ve oğlunu yapa yalnız bırakmıştır.
 
Feyza ise evlenmek istemese de mecbur olduğu için evlenmiş ve bu evliliğinde hiç de  mutlu olmamıştır. Feyza´nın eşi Selim Bey göründüğü gibi değildir. Feyza´nın Bilal´i sevdiğini bildiği için onu çok sarsmıştır. Ama bu evliliği Feyza istemese de Selim´den bir kız çocuğu olmuştur. Zaman ilerledikçe gerçekler de ortaya çıkmaya başlamaktadır. Feyza, Selim´den çok zarar gördüğü için ondan boşanmaya karar verir. Ama Selim bu karara tepki gösterir. Feyza´nın gözünü boyamak için her yolu dener.  Ama yine de Feyza kararından vazgeçmez ve Selim den boşanır.
 
Selim ise bu boşanma kararının arkasında Bilal´in olduğunu düşünür ve Bilal´e ve oğluna büyük bir intikam planı yapmaya başlar.
 
Bilal oğlunu  çok iyi yetiştirmiş, dini bütün imanlı bir çocuk olarak büyütmüştür. Bu gencin ismi Nusret´tir. Nusret bir hastanede doktor olmuştur. Daha sonraları da büyük bir iş teklifi gelerek eczacılar arasında müdür olmuştur. Feyzan´ın kızı Hilal ise   eğitim hayatı ve kendini yetiştirme yönünden büyük bir  zorluk çekmiştir. Çünkü Hilalin başı kapalı namazlı abdestli olduğu için onu hiçbir okul kabul etmemiştir.
 
Çünkü annesi Feyza,  Bilal´i kaybettikten sonra çok pişman olmuş, ibadetlerini yapmaya başlayan, tesettürlü bir kadın olmuş ve kızını da bu şekilde büyütmüştür.  Eskiden çok hata yaptığından  kızının da böyle durumlara düşmemesi için kızını bu konularda eğitmiş;  kızını İslamiyet´in bütün özelliklerini taşıyan bir genç kız  olarak yetiştirmiştir.
 
Feyza evlendikten sonra evden ayrılmış. Boşandığında eve geri dönmek istemiş, ama artık tek başına kalmıştır.  Çünkü Feyzan´ın  ailesi bir trafik kazasında ölmüştür. Bu yüzden  anne ve kızı kendiler için en uygun ve emniyetli yer olan eski mahalleri   Huzur Sokağı´na geri dönmüş ve orada yaşamaya başlamışlardır
 
Zaman ilerledikçe Feyza da Bilal de yıpranmaya başlamıştır. Feyza kızı Hilalin eğitimi için evde dikiş dikmekte, bir nevi  terzilik yapmaktadır. Bir sabah Hilal uyandığında annesi Feyzan´ın fenalaştığını sanıp telaşa kapılır ama Feyza hiç bir şey olmamış gibi kızını sakinleştirmeye  çalışır. Hilal  annesinin iknaları sonucunda sakinleşmiştir ama Feyza gerçekten hastadır. . Aradan bir hafta geçtikten sonra Feyza yine fenalaşır. Bu olay karşısında çaresiz kalan Hilal annesine yardım getirmek için kendisini birden sokağa atar ve bağırmaya başlar. Yardım edin annem ölüyor” diyerek sokaklarda koşmaya başlar. O esna yağmur da yağmaktadır. Bir anda karşısında  Dr Nazım yazan bir tabela görüp içeri dalar. Dr nazım Bey´den yardım isteyerek Annem ölüyor diye feryat eder.  Nazım bey şaşkınlık içinde Hilal´e bakarken Bilal´in oğlu Nusret te ordadır da Nazım Bey gibi neye uğradığını şaşırmış ve şaşkınlık içinde Hilali takip etmeye başlamıştır. Eve vardıklarında Feyza daha çok kötüleşmiştir, Ambulansı arayıp  ve hastaneye kaldırırlar. Hastaneye giderken Nusret babası Bilal´e de haber verir. Feyza´yı hemen tedavi altına alırlar. .Hilal ise annesini kaybetme korkusu ile minik bir kuş gibi çırpınmaya başlamıştır. Bu çırpınışlarından da Nusret çok etkilenmiş  ve duygularına hâkim olamayıp Hilale aşık olmuştur. Hilal de annesinin hastanede kaldığı sürece gelip gittiği için  Nusret´in ona karşı ilgisinden hoşlanmış ve o da Nusret´e aşık olmuştur. İkisi de bu aşklarını gizli tutamamış ve annelerine ve babalarına anlatmışlardır.
 
Ama işin garipliği ne Bilal oğlunun (kalbinden bir türlü atamadığı ) Feyzan´ın kızına aşık olduğunu;  ne de Feyza, kızının Bilal´in oğluna aşık olduğunu bilmemektedirler.
 
(Aradan bi süre geçtikten sonra Nusret ile Hilalle evlenmeye karar verirler ve bu kararlarını ailelerine açıklarlar. Feyza da Bilal de bu karalarına evet demişlerdir.  Bilal ve Feyza birbirlerinden habersizce dünürlük için bekleşmektedir.
 
Feyza kızı Hilal´i istemeye gelecek olan dünürlerini eve davet eder ve beklemeye başlarlar.  O akşam Nusret ile Bilal Feyza ile Hilal´in evlerinin kapısına kadar gelerek kapıyı çalarlar. Kapıyı Hilal açar.  Hilalin yanında ise güzelliğini kaybetmeyen Feyza vardır.  Feyza ve Bilal birbirlerini gördüklerinde şaşkınlık karşısında napacaklarını bilemez hale düşerler.   Hilal ve Nusret de bir şeylerin olduğunu sezdikleri halde belli bir tepki vermezler.  Daha sonra demek ki sizler de tanışıyormuşsunuz diyerek onlar da şaşkınlıklarını belli etmeye başlarlar. Bilal oğlu Nusret´e Feyza´nın kızı Hilal´i ister.  Feyza da kızı Hilal´i Bilal´in oğlu Nusret´e verir.
 
Fakat Feyzan´ın esk, kocası Selimin intikam duygusu hala sönmemiş ve Bilal´in canını yakmak için bir fırsat aramaktadır. Sonunda bu şekilde eline bir fırsat geçmiş olmuştur. Selim, Bilal´in oğlu Nusret´in  bir eczacı olduğunu öğrenmişi ve ilaçların arasına uyuşturucu koydurarak onu ihbar etmiştir. Bunun üzerine polisler kapıya dayandığında Bilal de Nusret dee büyük  bir şaşkınlık içinde kalakalmışlardır.
 
Bu durumu öğrenen Feyza ve Hilal de şaşırmışlardır. Selim´in yanında çalışan Hatice Teyze, F eyza yı çok seven bir kadındır ve olan olayların tümüne dinlediği telefonlar sayesinde  vakıf olmuştur???.. 

[1] http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_kitabim-dizi-olmus-televizyondan-ogrendim_1331289.html
[2] http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/Edebiyat.aspx?id=1019
[3] http://www.zaman.com.tr/cumaertesi_kitabim-dizi-olmus-televizyondan-ogrendim_1331289.html



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —