Tarih: 28.09.2019 16:31

HUKUKÇI SIFATIYLA İNSANLIĞIN CANINA OKUMAK

Facebook Twitter Linked-in

Ceza Hukukçusu Ersan Şen hemen her gece bir kanalda, istisnasız her konuda ve bolca el-kol hareketiyle süslediği uzun uzadıya konuşmalarıyla Türkiye’ye kendisini tanıttırmış bir isim. Sürekli hukukçu kimliğini vurgulamakla beraber Türkiye haricinde pek bir değer tanımadığı konuşmalarından net biçimde anlaşılmakta. Hemen her konuya ülkenin ulusal güvenliği penceresinden yaklaşıp, tipik bir milliyetçi retorikle hamasi konuşmalar yaparken arada bir hukuk mevzuatına dair birkaç kelam etmekten de geri kalmıyor.

Dün akşam Habertürk ekranında gündem edilen “Suriyeliler İçin çözüm Ne?” tartışmasında da aynı tutumunu tekrarladı. Hayatında belki de tek bir Suriyeli ile tek bir kelam etmediği anlaşılan bu çokbilmiş profesör yine milyonlarca Suriyeli muhacirin geleceğine dair ahkam kesmeyi sürdürdü. Nagehan Alçı’nın güvenli bölgenin tesisi sonrasında Suriyelilerin topluca buraya transfer edilmesini savunan Ersan Şen’e yönelik eleştirisi ise ortamın elektriklenmesine yol açtı.

İnsani bir meseleyi, insanların durumunu tartışırken konuya insanca yaklaşmak gerektiğini söyleyen Nagehan Alçı ‘Suriyeliler’ diye bir insan topluluğunun kategorize edilmesinin yanlışlığına dikkat çekiyor, bu insanların bir eşya, bir mal gibi zorla bir yerden bir yere gönderilemeyeceğini savunuyordu. Buna karşın Ceza Hukukçusu Ersan Şen ise her zamanki üstten ve çokbilmiş edasıyla “tuttuğunu gönderme” hususunda ağzına geleni söylemekteydi.

En ilginç anlar ise Ersan Şen’in program yöneticisine yönelik tepkisiydi. Çocuk azarlar gibi bağıra çağıra konuşmasına program yöneticisi müdahale etmeye kalkınca ayağa kalkıp istenmiyorsa programı terk edebileceğini söyleyen Ersan Şen’in bunda da gayet samimiyetsiz bir tutum içinde olduğunu göstermekteydi. Sonuçta yönetici reklam arası ile oturumu sakinleştirmeye çalışırken, ‘Yeni Türkiye’de Ersan Şen’in şahsında hukuk adına ne rüzgarlar estiği bir kere daha açıkça görülmüş oluyordu.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —