Hukuk zulmü ne zaman bitecek?

Sinan Eskicioğlu yazdı;

Hukuk zulmü ne zaman bitecek?

Hukuk zulmü nasıl olur?

‘Hukukun olduğu yerde zulüm olur mu?’ diye de sormak gerektiğine inanıyorum. Bu soruları cevaplandırabilmek için zulmün ve hukukun tanımlanması lazım.

Zulüm dediğimizde aslında hepimizin zihninde bir kavram beliriyor. Bu kavram tamamen olumsuz ve hatta bir tarafın güçsüz ve çaresiz olduğu, diğer tarafın da gücünü en tepe noktasında gösterme eğiliminde olduğu anlamı da çıkıyor.

Atlı ve silahlı askerlerin bir köye girip masumları kılıçtan geçirmesi fotoğrafı zulüm adına bir kare olabilir.

Ya da Saddam Hüseyin’in Halepçe’de masum Kürtleri kimyasal silahla katletmesi de başka bir örnek olur.

Zulüm kelime manası olarak nedir?

‘Bir şeyi ona ait olmayan yere koymak’.

Terim manası ise TDV İslam Ansiklopedisi’nde şöyle geçer: ‘Din, ahlâk ve hukuk gibi alanlarda terim olarak “belirlenmiş sınırları çiğneme, haktan bâtıla sapma, kendi hak alanının dışına çıkıp başkasını zarara sokma, rızasını almadan birinin mülkü üzerinde tasarrufta bulunma, zorbalık”, özellikle de “güç ve otorite sahiplerinin sergilediği haksız ve adaletsiz uygulama” gibi anlamlarda kullanılır’.

Son cümleye dikkatinizi çekiyorum.

‘…güç ve otorite sahiplerinin sergilediği haksız ve adaletsiz uygulama’.

Güç ve otorite sahipleri yani devletler ve devleti yönetenler aynı zamanda HUKUK’a dikkat etmesi gereken kişi ve kurumlardır.

Hukuk dediğimiz da insanların haklarının korunması ve korumayanların devlet otoritesi ile buna mecbur edilmesi ise insan haklarını bizzat devletin koruması gerekmez mi?

Evet gerekir.

Korumadığında ne olur?

İşte baştaki sorunun cevabı burada ortaya çıkıyor.

‘Hukuk zulmü nasıl olur?’

Devletin bizzat kendisinin insan haklarını ihlal etmesi ile.


Gelin buna en güncel örneği verelim.

Leman Dergisi

Ayşe Özdoğan.

Ayşe Özdoğan %72 engelli ve 4. Derece kanser hastası.

Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanan Ayşe Özdoğan’a 9 yıl 4 ay ceza verildi. Bir süre ceza evinde kaldıktan sonra Aralık 2019 yılında tahliye edilmişti.

4. derece kanser hastası ve hastalığının tedavisine izin verilmiyor. Yüzünün sol tarafındaki kemikler tamamen alınan ve çenesinin sol tarafında oluşan boşluk bacağından alınan kemikle doldurulan Özdoğan konuşmakta, yürümekte ve yemek yemekte zorlanıyor.

Tutuklu da olsa TEDAVİ HAKLARI elinden alınan Ayşe Özdoğan hukuk zulmüne uğramakta.

Eşi de ceza evinde olan Ayşe Özdoğan uğradığı bu hukuk zulmünü duyurmaya çalışıyor.

Yapılan bu zulmü sessiz şeytanlar olarak izleyen toplumun hiç yüzü kızarmıyor. Bırakın toplumun yüzünün kızarmasını devleti yönetenler de izleyici kalarak bu zulme ortak oluyorlar.

Hadi devleti yönetenler dilsizler.

Peki ya diğer siyasi partiler!

Siyasi partilere buradan sesleniyorum.

‘Bari sizler hukuk zulmüne sessiz kalmayın’.

‘Ayşe Özdoğan’a yapılan bu haksızlığı HUKUK ve ADALET adına engellemek için mücadele verin’

Adalet Bakanı sayın Abdülhamit Gül, Gaziantep’te Ömer bin Abdülaziz gibi mi hatırlanmak istersiniz yoksa başka biri gibi mi?

Sevgi ve Bilgiyle kalın