İdlib'de sürecin tehlikeli boyuta ulaştığını belirten HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Türkiye'nin, Suriye ile topyekûn fiili bir savaşa girmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kaotik durumun sona ermesinin tek yolu siyasi müzakere olduğunu vurgulayan HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, "Türkiye ve İran önderliğinde, bölge ülkelerinin desteğiyle Rusya ve ABD'nin dahil olmadığı bir müzakere süreci başlatılmalıdır." dedi.
Yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde ayrıca Hindistan'daki Müslüman katliamına değinen Sağlam, Hindistan'daki ötekileştirici uygulamaların yeni bir soykırımın habercisi olduğuna işaret ederek, Hindistan yönetiminin caydırıcı yaptırımlara maruz bırakılması çağrısında bulundu.
Suriye'deki kaotik durum
Sağlam, "Soçi ve Astana zirveleriyle güvenli bölge ilan edilen ancak Rusya ve Suriye rejimin saldırılarına maruz kalan İdlib'de süreç tehlikeli bir noktaya evirilmiştir. Suriye'de iç savaşın başlangıcından bu yana siyasi süreci sabote eden, kaotik durumun sürdürülmesine yönelik strateji izleyen Rusya ve ABD'nin arzuladığı Türkiye'yi savaşan taraflarından biri haline getirme sürecinin başlamak üzere olduğu görülmektedir." dedi.
ABD'nin Türkiye'yi "vekil güç" olarak kullanmayı amaçladığına işaret eden Sağlam, "TSK'nın rejim güçlerince hedef alınmasının ardından Türkiye, Suriye stratejisinde ABD ve NATO eksenine yönelmemelidir. Mülteci akını ve sınır güvenliği açısından Türkiye'yi olumsuz yönde etkileyen iç savaşta ABD, Türkiye aleyhine bir politika izlemiş ve sınır güvenliğini tehdit eden unsurları silahlandırmaktadır. Bundan sonraki süreçte Suriye iç savaşında yeniden söz sahibi olmak isteyen ABD, Türkiye'yi 'vekil güç' olarak planına dahil etmeyi amaçlamaktadır." ifadelerine yer verdi.
"Türkiye, Suriye ile topyekûn fiili bir savaşa girmemelidir"
Yetkililere önemli çağrılarda bulunan Sağlam, "Türkiye, asla ABD'nin bu planına dahil olmamalı, Suriye ile topyekûn fiili bir savaşa girmemelidir. Operasyon, sivillere yönelik katliamların ve yeni göç dalgalarının durdurulması ile rejimi anlaşmalara uymaya zorlamak için olmalıdır. Kaotik durumun sona ermesinin tek yolu siyasi müzakeredir. Çatışmanın boyutu derinleşmeden ve müzakere şansı ortadan kalkmadan Türkiye ve İran önderliğinde, bölge ülkelerinin desteğiyle Rusya ve ABD'nin dahil olmadığı bir müzakere süreci başlatılmalıdır. Kalıcı ateşkes, tüm unsurların dahil edildiği yeni anayasa yazımı, seçim ve yeniden inşa süreci hızla başlatılmalıdır." diye kaydetti.
Hindistan'da Müslüman Katliamı
Hindistan'da Müslümanlara yönelik yapılan katliamı da değerlendiren Sağlam, "Cammu Keşmir bölgesini yaptırım ve katliamlarla açık hava hapishanesine dönüştüren faşist Hindistan yönetimi, yeni vatandaşlık yasası ile gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık vermesine karşın yerli Müslümanları kapsam dışı bırakmıştır. Bu ayrımcı uygulamayı protesto eden Müslümanlar ise Hindular tarafından hedef alınmakta, ev ve iş yerleri kundaklanmakta ve linç edilmek suretiyle katledilmektedir." dedi.
"Müslümanları ötekileştirici uygulamalar yeni bir soykırımın habercisidir"
Hindistan'daki Müslüman katliamına İslam ülkelerinin sessiz kaldığını söyleyen Sağlam, sözlerine şöyle devam etti:
Hindistan 'güvenlik güçleri' gözetiminde gerçekleştirilen katliam ve Müslümanları ötekileştirici uygulamalar yeni bir soykırımın habercisidir. Keşmir'deki hak ihlallerine karşı İslam ülkelerinin sessiz kalmasından cesaret alan Hindistan yönetimi, Hindistan içerisinde de Müslümanları bypass edecek adımlara yönelmektedir.
Son olarak İslam İşbirliği Teşkilatına çağrıda bulunan Sağlam, "Hindistan meselesi; dünyada zulme uğrayan, hakları ihlal edilen, siyasi ve toplumsal linçe maruz kalan bütün Müslümanların haklarını muhafaza edecek bir oluşumun gerekliliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. İslam İşbirliği Teşkilatı bu noktada aktifleşmeli ve Hindistan yönetimi caydırıcı yaptırımlara maruz bırakılmalıdır." şeklinde konuştu.