Hollanda´da yürürlüğe giren yeni burka yasağı, polis memurlarının uygulamayı yerine getirmemeye çalışacakları sinyali vermesinin ardından daha ilk günden sarsıldı.
Söz konusu yasa burka, kayak maskesi ya da motosiklet kaskı dahil yüzü örten herhangi bir nesnenin okullar, hastaneler, trenler ya da otobüsler gibi kamusal alanlarda kullanılmasını yasaklıyor.
Bahsi geçen yerlere burkayla girenlerdense ya bu kıyafeti çıkarmaları istenecek ya da 150 euro (yaklaşık 930 TL) ila 415 euro (2 bin 788 TL) arasında değişen para cezaları kesilecek.
Yasal düzenleme yalnızca kamu binalarını ve ulaşım araçlarını kapsarken, sokakta yüzün örtülmesineyse karışılmayacak.
Ancak gerçekte hiçbir yetkilinin karara uymak istememesi nedeniyle yasa daha ilk günden büyük ölçüde anlamsız kaldı.
Polis yetkilileri bir öncelik olarak burka giyen kadınları durdurma fikrini taşımadıklarını belirtirken, yasanın bazı kişileri suç ihbarında bulunmak için karakola gitmekten alıkoyacağına dair kaygılarını da dile getirdi.
Ardından ulaştırma firmalarını çatısı altında toplayan bir kuruluş, kondüktörlerin ve makinistlerin yasayı uygulamamaya çalışacağını, bilhassa da polisin gerekli olmadığı sürece yasayı desteklemeyeceğini belirtti.
Rottherdam tramvay hattı (RET) sözcüsü Pedro Peters konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
Polis yasağın bir öncelik olmadığını ve dolayısıyla mümkünse alışılageldiği gibi 30 dakika içinde cevap veremeyeceklerini söyledi (?) Yasayı uygulamak ve ceza kesmek ulaştırma çalışanlarının tercihine kalmış bir iş değil.
Ulaştırma birimleriyle aynı mesajı veren Ulusal Hastaneler Birliği de burka giyen kadınların hastanelere girme yasağını sürdürmenin personellerinin değil, polisin işi olduğunu vurguladı.
Birliğin açıklamasında ayrıca ?Yüzü örten kıyafetler giymenin ya da muhtemel bir yasaklamanın sorunlara yol açtığına dair herhangi bir vakayla karşılaşmadık? ifadesi yer aldı.
Hollanda, burka giyilmesini yasaklayan ya da kısıtlayan Fransa, Almanya, Belçika ve Danimarka´nın da içinde yer aldığı Avrupalı ülkeler kervanına katılan son ülke olmuştu.
Hükümet yasağın özellikle Müslümanları hedef almadığı konusunda ısrar etse de uygulamanın yürürlüğe girişini ?tarihi bir gün? diye niteleyen Geert Wilders gibi aşırı sağ politikacılarsa yasağı coşkuyla karşıladı.
Wilders, ?Şimdi bir sonraki adıma geçmeye çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Bu adım, başörtüsünün de Hollanda´da yasaklanabilmesini sağlamaktır? dedi.
Yasa geçen yıl Hollanda parlamentosunda ilk kez onaylandığında Wilders´in partisinden senatör Marjolein Faber, bu girişimin ?Hollanda´nın İslamsızlaştırılma sürecinin başlangıcı? olduğunu ve bir sonraki safhada da tüm camilerin kapatılacağını savunmuştu.
Hollanda´da Müslümanlar nüfusun yüzde 4´ünü oluşturuyor ve aslına bakılırsa bu rakamın çok küçük bir kısmı burka giyiyor. Yasadan etkilenebilecek kadın sayısının 100´lerle ifade edilebileceği tahmin ediliyor.
Öte yandan ülkede burka yasağına karşı sert bir muhalefet yaşanıyor. Rottherdam´da bir İslami parti yeni yasadan etkilenen kişilere kesilecek cezayı ödemeyi taahhüt ederken, Amsterdam belediye başkanı da başkentteki yerel yetkililerin yasayı görmezden geleceği sinyalini verdi.
Diğer taraftan bu yasa genelde sembolik bir anlam ifade etse de uzmanlar Hollanda toplumundaki ilişkilerde ?cesaret kırıcı? bir etkisinin olabileceği uyarısını yaptı.
Utrecht Üniversitesi´nde hukuk, kültür ve din arasındaki etkileşim üzerine çalışmalar yürüten akademisyen Tom Zwart, ?Yasak hala kayıtlarda ve (burka giyen kadınlar) hoşgörüsüz bir otobüs şoförüne ya da vatmana denk gelirse başları derde girebilir (?) Bu durum hiç şüphesiz bu kişilerin sosyal hayata katılma konusunda cesaretlerini kırabilir? dedi.
Kaynak: Independent Türkçe