Hizb-ut Tahrir Üyesine Terör Örgütü Benzetmesi

AYM´nin terör örgütü olarak görmediği Hizb-ut Tahrir üyesi Ömer SALMAN hakkında bazı medya kuruluşları terör örgütü üyeliği benzetmesi yaparak, Hizb-ut Tahrir ve üyelerini terör örgütüymüş gibi lanse etmeye çalışıyor.Medyanın haber dili toplum üzerinde bu

Hizb-ut Tahrir Üyesine Terör Örgütü Benzetmesi

Anayasa Mahkemesi tarafından masum görülen Ömer Salman ve diğer pek çok isme ana akım medya tarafından terör örgütü üyeliği suçlaması yapıldı. Türkiye´de zaman zaman gündeme gelen Hizb-ut Tahrir grup çalışmaları ve üyeleri hiçbir haberde şiddet ve gösteri görüntüleriyle meydana çıkmamıştır. CNNTÜRK ve TRT´nin haber içeriğinde terör örgütü olarak yansıttığı Ömer Salman´ı destekleyen bir seveninin kaleme aldığı eleştiriyi aşağıda tam metin olarak okuyabilirsiniz.

"İsmi Ömer Salman, Kahramanmaraşlı bir yazar, 

Yazar ve gazeteci kimliği ile Maraş´ta herkesin tanıdığı bir Müslüman, Hizb-ut Tahrir´e üye olduğu ve Hilafet istediği için terörist muamelesi gördü ve 10 Kasım gece yarısı evine yapılan baskın ile tutuklandı.

AYM´nin terör örgütü olarak görmediği Hizb-ut Tahrir üyesi Ömer SALMAN hakkında bakınız medya nasıl haberler yaptı. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 26 Ekim 2018 tarihinde onadığı ceza kararını tutuklanmadan 3 sat önce öğrenen Ömer SALMAN hakkında CNNTÜRK ?Hizb-ut Tahrir üyesi firari terörist yakalandı? diye haber yaptı. Kendi evine yapılan baskın ile tutuklanan Ömer SALMAN hakkında yine CNNTÜRK ?saklandığı adreste yakalandı? şeklinde haber yaptı.

Aynı dili TRT´de kullandı ve aynı şekilde haberler yapıldı.

AYM´nin hak ihlali kararından sonra sadece Kahramanmaraşlı Ömer SALMAN tutuklanmadı, bir hafta önce Ankara´da Sefa KARSLI ve daha yeni bu sabah Şanlıurfa´da ise Abdullah KUŞÇU tutuklandı. Ömer SALMAN ve onun gibi Hizb-ut Tahrir üyesi Müslümanlara bu cezaları reva gören yargıçlara, onlara terörist muamelesi yapan emniyet birimlerine ve medya mensuplarına ve bu zulmü devam ettiren yöneticilere sadece şunu diyorum!

Hizb-ut Tahrir kurulduğu günden bugüne hiçbir şekilde şiddet yöntemini kullanmamıştır, hiçbir şekilde silahlı mücadele yöntemi ile bir çalışma ortaya koymamıştır, aksine Hizb-ut Tahrir çalışma yaptığı tüm beldelere fikri ve siyasi metod ile faaliyetlerini sınırlamıştır. Bundan sonra da bu amaç ve yolundan zerre kadar sapmayacaktır. Hizb-ut Tahrir´in terör örgütü kabul edilemeyeceğini Anayasa Mahkemesi dahi görmüştür.

Anayasa Mahkemesinin 26 Ekim 2018´de resmi gazetede yayınlanan Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği bu hak ihlali kararı ile bugüne kadar Hizb-ut Tahrir´e yönelik yürütülen yargı zulmü görülmüş, düşman ceza hukukuna göre yargılama yapan mahkemeler ve yargıçlar sorgulanmış oldu. 

Şimdi soru şu; bu karar Hizb-ut Tahrir´e yönelik yargı zulmünü bitirecek mi, kamuoyunun gördüğü bu zulmü Türkiye yargısı da görüp sonlandıracak mı? Yoksa Ömerler, Sefalar ve Abdullahlara operasyonlar devam edecek mi?

Allah mazlumların her şeyine kefil ve vekil. Elhamdülillah."