29. 07. 2018 Pazar
Halifeliğin Osmanlılara geçişi konusundaki yaygın görüş Yavuz Sultan Selim´in 1517 yılındaki Ridaniye seferiyle yani Mısır´ı Memluklerden almasıyla Osmanlılara geçtiğidir.
Bilindiği gibi 1258 yılında Moğol istilâsıyla Bağdat Abbâsî halifeliği sona erince İslâm âlemi üç yıl halifesiz kalmıştı. 1260 yılında Aynicâlût Savaşı´nı kazanarak Moğol istilâsını durduran ve ardından Sultan Kutuz´u öldürüp Memluk tahtına geçmeyi başaran Sultan I. Baybars, Moğollar´ın Bağdat´ı tahribi sırasında Dımaşk´a giden son Abbâsî halifesi Müsta?sım-Billâh´ın amcası Ebü´l-K?sım Ahmed´i hilâfeti canlandırmak amacıyla Kahire´ye davet etti. Baybars tarafından törenle karşılanan Ebü´l-K?sım Ahmed´in Abbâsî hânedanına mensubiyetini gösteren ve Abbas b. Abdülmuttalib´e kadar uzanan şeceresi ilim adamları, devlet büyükleri ve kadılardan oluşan bir heyetin huzurunda okundu ve K?dılkudât Tâceddin Abdülvehhâb b. Bintü´l-Eaz tarafından onaylandı. Arkasından da kendisi Müstansır-Billâh lakabıyla halife ilân edildi ve halktan biat alındı (9 Receb 659/9 Haziran 1261). Böylece Abbâsî hilâfeti üç yıllık bir aradan sonra yeniden kurulmuş oldu. Baybars´ın Abbâsî hilâfetini yeniden kurmaktaki asıl hedefi tahtının meşruiyetini sağlamak ve İslâm âlemi nezdinde itibar kazanmaktı. İsmen halife olmakla birlikte gerçekte yetkileri bulunmayan Mısır´daki Abbâsî halifelerinin adları sikke ve hutbelerde Memlük sultanlarıyla birlikte anılıyordu. (1)
Yavuz Sultan Selim´in Mısır seferinin temel amacı İslam dünyasının birliğini sağlama, Portekizlerin Hicaz ve Hindistan´a sarkmasını önlemekti. Onun Mısır´dan sonraki hedefi de Şii Safevi devletini ele geçirme ve böylece daha teşekkül dönemindeki Şii Devletinin güçlenmesini ve İran´ın şiileşmesini önlemekti fakat bu son düşüncesini maalesef gerçekleştiremedi.
Mercidabık Savaşı´ndan sonra kendisine katılan halife Mütevekkil ?Alallah´ın yerine onun babası olup Kahire´de oturan ve seksen yaşında bulunan sabık halife Müstemsik-billah Yakup, oğluna vekaleten halife ilan edilmişti. Yavuz, Kahire´yi aldıktan sonra beraberinde getirdiği Mütevekkil Alallah´ı yine makamına oturtmuş ve bu, Padişahın kendisine gösterdiği hürmet sebebiyle büyük bir nüfuz kazanmış ve İstanbul´a nakledildikten sonra bir müddet daha kendisine itibar edilmiş ve sonra gözden düşmüştür. (3)
Yavuz Sultan Selim Mısır seferinden sonra buradaki ileri gelen kişileri gemi ile İstanbul´a gönderdi. İstanbul´a gönderilenler arasında Mısır´daki Abbasi halifesi lll. Mütevekkilalallah ile amcası Halil´in oğulları ve Kansu Gavri´nin oğlu Mehmed´de vardı. (4)
Halife Mütevekkil, İstanbul´a nakledildikten sonra kendisine emanet edilen malları gasb ederek bundan başka kadınlarla da sefihane hayata dalmasından dolayı amcazadelerinin şikayeti üzerine gözden düşerek 1520 yılında Yedikule´ye hapsedilmiş ve sonra Sultan Selim´in vefatını müteakip, Sultan Süleyman zamanında Kahire´ye dönmesine müsaade olunarak orada ölmüştür. (5)
Halife lll. Mütevekkil Alallah Muhammed, İstanubul´a geldikten sonra, kendisine emanet edilen malları gasb etmiş ve sefih bir hayat sürmeye başlamıştır. Nitekim amcazadelerinin şikayeti üzerine 1520´de Yedikule´ye hapsedilen halife, Sultan Selim´in vefatından sonra Kanuni Sultan Süleyman zamanında hapisten çıkarılmış ve yevmi 60 dirhem vazifeye tayin edilerek Kahire´ye dönmesine müsaade edilmiştir. (6) Mısır´da yaşadığı sürece Halifelik unvanını kullanmaya devam etmiş, hatta 1523 yılında Osmanlılara karşı isyan eden Ahmed Paşa´ya sultanlık menşuru verdiği bildirilmiştir. Osmanlı Devleti bu isyanı bastırmasına rağmen onu destekleyen halifeyi cezalandırma yoluna gitmemiştir. 1543 yılında Mısır´da öldüğünde hiç kimse bir halifenin öldüğünü bilmedi. Dönemin bazı tarihçileri onun ölümü hakkında bilgi bile vermemiştir. (7)
-------------
1 Casim Avcı, Hilafet, dia, cilt: 17; sayfa: 545
2 Casim Avcı, Hilafet, dia, cilt: 17; sayfa: 545
3 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.2, s.293, ttk, ankara 1988
4 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.2, s.293, ttk, ankara 1988
5 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.2, s.294, ttk, ankara 1988
6 Hakkı Dursun Yıldız, Büyük İslam Tarihi, c.10, s.310, Çağ yayınları
7 İsmail Yiğit, İslam Tarihi, c.7, s.171-172, Kayıhan Yayınları
8 Hakkı Dursun Yıldız, Büyük İslam Tarihi, c.10, s.310, Çağ yayınları
Kaynak:miligazete.com