HİCRİ YILBAŞI VE ROŞ AŞANA

Sinan ESKİCİOĞLU - 12. 09. 2018 Çarşamba

HİCRİ YILBAŞI VE ROŞ AŞANA

12. 09. 2018 Çarşamba

O kadar ortak noktamız var ki, görebilene, görmek isteyene.

Öğretilmiş düşmanlığı, ötekileştirmeyi ve baskıyı kabul etmeyen insanlara..

Yüzlerce ortak noktadan bir tanesi 2018 Eylül ayında karşımıza çıktı. Roş Aşana ve Hicri Yılbaşı.

Bakalım iki grup için kutsal olan yılbaşı nasılmış.

Hicri Yılbaşı: İslami takvimde yılbaşı. 11 Eylül Salı günü.

Roş Aşana (Rosch ha-Schana): Yahudi takvimine göre yılbaşı. 9-11 Eylül günleri arası.

Yahudilerce kutsal olan yılbaşı ile müslümanlarca kutsal olan hicri yılbaşı arasında sadece iki gün vardı.

Hicri yılbaşı: Hicri takvim, Hz. Muhammed´in Mekke´den Medine´ye hicreti temel alınarak başlanan takvimdir. 2018 Hicri yılbaşında 1440. yılbaşı kutlanmaktadır.

Roş Aşana: Evrenin, dünyanın ve insanın yaratıldığı gündür. 2018 Roş Aşana yılbaşında 5779. yıla girme kutlanmaktadır.

Bu iki takvim de ayın hareketlerine göre hesaplanır ve kameri takvim dediğimiz ayın hareketleri ile belirlenen aylık zaman dilimleri mevcuttur.

Hicri takvimde aylar ise: 1. Muharrem, 2. Safer, 3. Rabiulevvel, 4. Rabiulahir, 5. Cemaziyelevvel, 6. Cemaziyelahir, 7. Recep, 8. Şaban, 9. Ramazan, 10. Şevval, 11. Zilkade, 12. Zilhicce.

Roş Aşana´nın kutlandığı yahudi takvimindeki aylar: 1.Tişri, 2.Heşvan, 3.Kislev, 4.Tevet, 5.Şevat, 6. Adar ; VeAdar (Artık ay) 7. Nisan, 8. İyar, 9. Sivan, 10. Tamuz, 11. Av, 12. İlul

Her iki takvimde de ?dini açıdan ilk ay´ 7. aydır.

Yahudi takviminde Nisan; Hicri takvimde üç ayların başlangıcı Recep.

Her iki takvimde de yılın ilk ayları kutsaldır ve önemlidir. Dini kutlamalar yapılarak, geçmiş günahlar için tevbe edilir ve gelen senenin iyi geçmesi için temennilerde bulunulur.

2018 yılı Roş Aşana vesilesiyle 9 Eylül günü tebrik mesajlarına ne yazık ki çok şahit olamadım.

11 Eylül Salı günü Hicri yılbaşı vesilesiyle tebrikler yayınlayan Yahudi kökenli vatandaşlarımıza ve derneklerimize şahit oldum ve bu da beni sevindirdi. Sanıyorum hicri yılbaşında onların tebrik mesajlarına cevap olması kabilinden tebrikler yayınlandı, geç de olsa güzel bir davranıştı. Bu vesileyle ?Cemaat Vakıfları´na ve ?Kültür ve Turizm´ bakanına teşekkür ediyorum.

Olması gereken aslında bu.

Karşılıklı hassasiyetlerin önemsenmesi ve karşılıklı değer verme.

Peki neden bu daha fazla genele yayılamıyor, karşılıklı tebrikleşme yüzeysel olsa bile güzel, peki ama bu durum neden daha samimi ve içten hale getirilemiyor?

Türkiye´de Aşkenaz ve Sefarad olmak üzere yaşayan o kadar çok vatandaşımız var ki. Çok eskilerden gelip müslümanlaştırılmış Sefaradları saymıyorum bile.

Neden?

Başta da ifade ettiğim gibi, öğretilmiş-baskıyla kabul ettirilmiş ötekileştirme ve düşmanlık. Kaynağını dinden aldığı söylenen koca bir yalan. Ayetlere bakınca düşmanlığı mı görüyoruz, hayır.

?Şüphesiz iman edenler; yani yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden Allah´a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır´. (Bakara, 62)

?İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat´ı, elbette biz indirdik´ (Maide, 44)

?Yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah´a ve ahiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir´. (Maide, 69)

Tevrat´ı indiren de Mutlak Varlık Rabb´dir. Bozulduğu ifadesi, Tevrat´ın tamamiyle değiştirildiği manasına gelmemektedir.

Bütün bunlara rağmen, yaşanan hayattaki düşmanlığın sebebi ise ?İslam´ı başkalaştırıp´ kendilerine alan açmak isteyen din adamları ve İslam dışı dindarlardır.

Kuran´da örnek yanlış davranış olarak sunulan ayetleri alıp, genelleştirerek bütün bir din ve o dine tabi olanlara karşı düşmanlık vardır. Bu, o kadar üzücü bir durum ki.

Arka planında ilim olmadığını görmektir, aslında üzücü olan.

Düşman olunan İsrail ise, İsrail´e karşı olan birçok ortodoks yahudi vardır. Ama onlara da düşmanlık vardır. İsrail´in politikalarına karşı olan birçok Aşkenaz ve Sefarad vardır. Ama maalesef onlara karşı da düşmanlık vardır.

Düşmanlık yapılan insanlar adına acaba ne kadar bilgimiz var?

İslam hukukuna göre helal olanlar ile, Kaşrut kurallarına göre Koşer (Sefaradlara göre Kaşer) olanlar arasında o kadar çok benzerlik var ki.

Müslümanlar bunları bilerek mi düşmanlıklarını devam ettirmektedirler acaba? Neden müslümanların düşmanlıklarını ifade ettiğimi irdeleyeceksiniz, biliyorum. Çünkü 70´li, 80´li, 90´lı yıllar hep bu düşmanlıklarla geçti. Çok az ortak nokta olan ve hatta Teslis´den dolayı aslında zıtlık bulunan Hristiyanlarla olan ilişki, Yahudilerle olan ilişkilerden çok daha farklıydı ve hala farklı.

Ki; Yahudilikte tek Mutlak Yaratıcı Rabb´e inanç var iken.

Düşmanlık içinde olan müslümanlar acaba biliyorlar mı ki; hiç bilmedikleri bir ülkede lokantaya gidecek olsalar, onların helal yemek usulüne en uygun mutfak yahudi mutfağıdır.

(Bilgi olması bakımından, Koşer: Karada yaşayanlardan geviş getiren ve çift tırnaklı olan hayvanların yenmesi serbest, bu özelliği taşımayanlar ise yasaktır; bunlara ek olarak domuz, tavşan ve deve eti yasaktır. Her türlü böcek, sürüngen ve kemirgenin yenilmesi yasaktır. Balıklardan pullu ve yüzgeçli olanlar dışında kalanların, kabuklu hayvanların (midye, istiridye) ve ahtapot, kalamar, ıstakoz, karides, kerevit, yengeç, deniz kestanesinin yenilmesi yasaktır.)

Almanların bir sözü vardır: ?Du bist, was du isst´. (Ne yiyorsan, o´sun) . İnsanın yediği şeyler, insanı ortaya koyar. Helal kesimse konu, koşer ona en yakın olandır. Dine önem veriyorsan, diğer dine önem verilen yemek tarzı da aslında sensindir.

Ayette de belirtilmemiş mi zaten: ?Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin- Yahudi, Hıristiyanların-yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir´ (Maide, 5)

İlla düşman mı olmak istiyorsunuz, bari en azından biraz araştırın da, neye ve neden düşman olduğunuzu bilin? İlla düşman arıyorsanız?

Çünkü bazı insanlar düşmansız yaşayamazlar?

Mutlak Varlık olan Rabb´imiz bizleri düşmansız yaşayabilen ?İyi insanlar´dan eylesin?

Sevgi ve Bilgiyle kalın