Görselde paylaştığım resme bakın lütfen; ne görüyorsunuz? Neredeyse bin kişiye yakın insan topluluğuna yemek veriliyor.
Ödeneği kim karşılıyor? Cumhurbaşkanlığı.
Kime veriliyor? Bugüne kadar Ak Parti saflarında siyaset yapan eski partililere.
Niçin veriliyor? Eski Ak Partili siyasetçileri tekrar parti saflarına çekmek için.
Yani, devletin değil, partinin bir faaliyeti.
Yasallığını geçiyorum. Çünkü yasallık kılıfına büründürülmüş onca iş ve işleme tanıklık ediyoruz. Ki daha önce Alev Alatlı da onların huzurunda bu gerçeği ifade etmişti ve onlar da alkışlamışlardı.
Neydi o gerçek?
Demişti ki; “…Her yasal hak helal değildir, olamaz. İmar ruhsatı alan bir müteahhit şehrin ırzına tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama yaptığı iş helal değildir. Keza raf ömrünü uzatmak için ekmeğin içine kanserojen madde koyan fırıncının formülü, yaptığı ambalajın üzerine koyduğu sürece yasal ve dolayısıyla suçsuz ama helal değildir…”
Yaptığınız her işe bir yasallık kılıfı uydurabilirsiniz. Çünkü yasaları yapanlar da sizler; onları keyiflerince yorumlayanlar da sizlersiniz. Hangi denetleyici makam; sizin bu taktirinizi sorgulayabilir? Mümkün mü?
Bir parti faaliyetinin harcaması neden devlet bütçesinden karşılanıyor? Bu yasal mı? Hadi yasallık kılıfına uydurdunuz; peki ahlaki mi? Doğrusu sizden bunun cevabını bekliyorum. En azından sosyal medyada beni takip eden Ak Parti’li arkadaşlardan bir cevap bekliyorum.
Yıllar önce birbirinize Ömer’in mumlarını anlatıp Müslümanın adalet anlayışına örnek veriyordunuz. Unuttuk mu? Unuttuysanız, hatırlatıyorum. Allah aşkına bunca fedakarlığa, sıkıntıya bu zengin kamu sofralarında nimetlenmek için mi katlandınız?
Hadi buyurun cevap verin. Söyleyin Allah aşkına helal mi, haram mı?
Bu örneği verdim diye bazı arkadaşlar tenkit edecekler; “Her gün milyonlara baliğ yolsuzluk iddiaları sözkonusuyken, bu yemeğin de lafı mı olur?
Eyvallah, belki de haklılar. Ancak bazı hususlar var ki, kör göze parmak misalidir. Bunu da öyle görerek gündeme getiriyorum.
Şimdi Müslümanlık iddiasında bulunan iktidar mensuplarının hangi hususlarda helal ve haram konusunu gözettiklerini merak ediyorum? Ancak, inanınız tek bir örnek bile bulamıyorum.
Geçenlerde bir arkadaşla telefonda, iktidar mensuplarının devlet gücünü ve imkanlarını kullanarak haksızlık, hukuksuzluk ve haram olan işlere girilmesindeki fütursuzluğunu konuşuyoruz, bana ne dese iyi; “Fahrettin Bey haklısınız ama bakın bir de şöyle düşünün; Gençlik yıllarımızda “Fener Rum Patrikhanesi kapatılsın; Ayasofya açılsın. Tamam belki Patrikhane kapatılmadı ama Ayasofya açıldı. Bu bizim özlemimiz değil miydi?”
Hani “beyne kan sıçrama” diye bir deyim var ya, bunu işitince gerçekten beynime kan sıçradı. Kendisi sıradan bir insan değil. Yüksek okul mezunu. Gençliğinde cemiyetler içerisinde bulunmuş; siyaset yapmış ve bugün de “Allah, Peygamber” diyen birisi. Büyüğüm olmasına rağmen istem dışı bağırdım; “Bu nasıl bir akıl? Bu nasıl bir anlayış? Sizin için önemli olan Adalet mi; kul hakları mı? Yoksa Ayasofya’nın açılışı mı? Birincisi Allah’ın emri; olmazsa olmazı; ikincisi ise tamamen siyasi bir hedef. Allah aşkına bu nasıl bir kıyas?
Ne yazık ki; bu iktidarın icraatlarını sadece Ayasofya açılışı veya savunma sanayii ile ilgili bazı gelişmeler üzerinden izah edecek olan milyonlar var bu ülkede…Üzgünüm, sırf iktidar hatırı için haramı helal sayacak milyonlar da var.
Bu nasıl bir akıl tutulması? Bu nasıl bir Müslümanlık anlayışı? Bu anlayışınızı Kitaba ve Resulüne götürün bakalım ne cevap alacaksınız?
Bir zamanlar birbirinize Ömer’in adaletini, Ebubekir’in dürüstlüğünü; Ebu-Zer’in hak üzere olan yiğitliğini; Meşhur muallim ve söz ustası Mus’ab bin Umeyr’in göz yaşartıcı fedakarlıklarını anlatırdınız. Böyle bir yönetim ahlakı ile yanıp tutuştuğunuzu izhar ederdiniz.
Ne oldu şimdi?
Zaman değişince; iktidar sizden olunca bunların hepsini unuttunuz mu? Hepsi birer kocaman yalan mıydı?
Yoksa kendinizle birlikte herkesi aldattınız mı?
Buyurun cevap verin lütfen! Burada cevap vermezseniz bile öte tarafta bu sual yine size sorulacak; cevabınızı şimdiden hazırlayın!..
Kaynak: Farklı Bakış