Esad rejiminin Rusya ile birlikte 5 yıldır abluka altına aldığı ve cehenneme çevirdiği Şam´ın banliyösü Doğu Guta, son bir haftada yoğun bombardıman altında. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere en az 335 sivilin katledildiği, bine yakın kişinin yaralandığı Doğu Guta´daki saldırıları dünya sessizce izliyor. BM Güvenlik Konseyi´nde önceki gün uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması oturumunda da konuşulan Doğu Guta konusunda, 30 günlük ateşkes ilan edilmesi çağrısı yapılması tartışıldı. Rusya şaşırtan bir çıkış yaparak bu konuda ?acil toplantı? çağrısı yaptı. Rusya BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Genel Sekreter Antonio Guterres ve konsey üyelerinin Doğu Guta konusundaki endişelerini anlattığını belirterek, durumu görüşmek için açık oturumda toplanması çağrısı yaptı. Nebenzia, dile getirilen tüm kaygıların ardından tüm tarafların görüşlerini ortaya koymaları için BM Güvenlik Konseyi´nin toplanmasının gerekli olduğunu vurguladı. Esad rejimininin en güçlü destekçisi Rusya´nın şaşırtan çağrısının altından ise Esad´ı kurtarma planı çıktı.
Sırbistan´ın başkenti Belgrad´da Sırp mevkidaşı İvitsa Daçiç ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İsveç ve Kuveyt tarafından BM Güvenlik Konseyi´ne sunulan insani yardımlar için 30 günlük ateşkes tasarısı konusunda gerçek niyetlerini ortaya koydu. Lavrov ?Tasarının amacı, sivil halka gerçekten yardım etmek değil. Tasarının amacı, odak noktasını, Soçi´de yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi´ndeki başarıyı esas alarak Cenevre görüşmelerini hemen başlatma gerekliliğinden, B planını devreye sokmak için, Suriye hükümetine yönelik suçlamalara, bilhassa da iktidarı devirmeye kaydırmaktır? ifadelerini kullandı.
Karar´a konuşan uzmanlar ise bu konuda farklı yorumlar yaptı. KARAR yazarı Prof. Dr. Mensur Akgün BM´nin Doğu Guta´da 30 günlük ateşkes ilan edilmesi yönünde çıkacak kararını engellemek için bu hamleyi yaptığı görüşünde. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker Rusya´nın Esad üzerinde tam hakimiyeti olduğu kanaatinin yanlış olduğunu göstermek için bu girişimde bulunmuş olabileceği değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mensur Akgün: Dün itibarıyla son saldırıların başladığı Pazar gününden bu yana nerdeyse tamamı sivil en az 335 kişinin hayatını kaybettiği söyleniyor. Siviller söz konusu olduğu için insani bir trajediden ve muhtemelen bir savaş suçundan söz ediyoruz. BM 30 günlük bir ateşkes çağrısına hazırlanıyor. Rusya ise bu çağrının geçersiz kalacağını, zeminde gerçekleşmesinin zor olacağını söylüyor. Ancak Rusya Güvenlik Konseyi´nde böylesi bir çağrıya evet dese hayata geçme şansı var. Ama belli ki ateşkes Rusya´nın ve müttefiki Esad rejiminin işine gelmiyor. Onlar Guta´yı yaşanmaz hale getirip nüfusundan arındırmaya çalışıyor. Böylece muhalefetten de arındırmayı öngörüyor. Sanırım Rusya´nın bu bölgeye ilişkin son hamlelerini ve açıklamalarını bu gözle okumamız da yarar var.
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: Esas itibariyle Rusya´nın politikasını anlamaya çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Biz bugüne kadar Rusya´nın Esad üzerinde mutlak hakimiyet kurmuş olduğunu, Rusya sayesinde Halep Şam arasında kalan bölgelerin rejim toprakları olarak garantiye alındığını düşündük. Garantisi olmasına rağmen çatışmaların sürdürülmesi Rusya´yı iki yönden rahatsız eder. Ateşkese ve Astana sürecine rağmen çatışmaların sürmesi Suriye sorununun çözümünde engel olur. Bu durum da Rusya´nın işine gelmez. İkincisi ABD Rusya iki rakip olarak ortaya çıkmaya başladılar. İhtilafları da giderek büyüyor. Bu durumda yeni ihtilaf alanları istemezler. Rusya Esad üzerindeki etkinliğini kullanmaya çalışmış becerememiş olabilir. Aynı zamanda Rusya BM´ye gittiği zaman ?Tarafsızım kimseye taraf olmuyorum? demiş olacak. BM Konseyinden bir karar çıkartırsa tarihte bir ilk olacak. Bu karar taraflarla ilgili değil oradaki insan kaybıyla ilgili bir karar olacaktır.
Esad rejiminin Doğu Guta´da çok sayıda sivilin ölümüne neden olan katliamlarına dünya ülkelerinden de tepki geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ?Bu katliamın bir son bulması için gücümüzün yettiği her şeyi ortaya koymalıyız? dedi, çağrısının Esad rejiminin müttefikleri, özellikle de İran ve Rusya için geçerli olduğunun altını çizdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von der Mühll, saldırılarda sivil yerleşimlerin ve hastanelerin hedef alındığını söyledi. Katar Dışişleri Bakanlığı´ndan yapılan yazılı açıklamada, Astana anlaşmalarında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilen Doğu Guta´ya yönelik saldırıların siyasi çözüm için sarf edilen uluslararası çabaları baltaladığı ifade edildi. İstanbul´da Dernekler Platformu´na bağlı bir grup, Beyoğlu İstiklal Caddesi´ndeki Rusya Başkonsolosluğu önünde eylem yaptı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu grup, katliamdan sorumlu tuttukları Esad rejimi ve Rusya´yı protesto etti. Ayrıca İHH, Doğu Guta´da kendileri tarafından açılan bir yetimhanenin de bombalandığını duyurdu.