HDP Sözcüsü Günay Kubilay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de (BM) yaptığı konuşmanın Türkiye’de kendisine karşı yapılmış olması halinde birçok davanın konusu olacağını söyledi. Kubilay, Erdoğan’ın konuşmasında ‘halk iradesi’ konusuna değinmemesine de dikkat çekti.
HDP merkezinde basın toplantısı düzenleyen Günay Kubilay, öncelikle deprem konusuna değindi. Kubilay, AK Parti’nin 17 yıldır depreme karşı önlem almadığı gibi İstanbul’u rant alanına çevirdiğini söyleyerek, “Halkın yaşamını tehdit eden inşaatlar yapmaktan, toplanma alanlarını talan edip yandaş şirketlere peşkeş çekmekten geri durmadı. Deprem gerçeğini yıllar boyunca görmezden geldi. İnşaat üzerine inşaat, rezidans üzerine rezidans, AVM üzerine AVM yaptı. Öyle ki, altına ticarethane, üstüne ibadethane yaparak cennetin tapusunu bu dünyada garanti altına aldılar” diye konuştu.
KCK KARARI: KARA KOMEDİ
Yargıtay’ın KCK davasında Kürt siyasetçilere ilişkin verdiği kararlara da değinen Kubilay, kararın yargı reformunun konuşulduğu bu süreçte getirilmesine dikkati çekti. Kubilay, “Hukukta kara komedinin yaşandığı evredeyiz. Yargı reformu teklifinin tartışıldığı gün böyle bir kararın verilmesi, söz konusu Kürtler, sosyalistler, devrimciler, kadınlar olunca yargı reformu denen şeyin içinin ne kadar boş ne kadar göstermelik olduğunu görüyoruz ne yazık ki” dedi.
ERDOĞAN’IN BM KONUŞMASI
“BM Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın yaptığı konuşma, eğer Türkiye’de kendisine karşı yapılsaydı muhtemelen birçok davanın konusu olacaktı” diyen Kubilay şöyle devam etti: “Özellikle son yıllarda çok uluslu toplantılarda yaptığı konuşmalarda ayrı bir siyasi kişiliğe, ayrı bir siyasi karaktere tanık oluyoruz. Irkçılığın, yabancı düşmanlığının, ayrımcılığın zirve yaptığı ülkelerden biri Türkiye. Bu utanç verici siyasi tablonun iktidarın eseri olmadığını kim söyleyebilir? Bu ülkede Kürtlere ve Suriyelilere yapılan ırkçı saldırıları, linç girişimlerini gerçekleştiren ırkçı faşist güruhu kim himaye ediyor? Irkçı saldırılarda, linç girişiminde bulunanlar gözaltına bile alınmıyor. Kendi ülkesinde nefret suçları için bir mevzuat oluşturmayan Cumhurbaşkanı BM’de uluslararası mevzuat istiyor. Soruyoruz, Türkiye’de neden bir nefret suçları yasası yok? Acaba nefret suçlarını en çok sizler işlediğiniz için olabilir mi?”
‘KÜRT YERLEŞİM BİRİMLERİNDEN TÜRKİYE’YE GÖÇ OLMADI’
“Erdoğan, İsrail devletinin Siyonist, yayılmacı ve işgalci politikalarını eleştirirken, Netanyahu’nun ‘siz de Kürtleri katlediyorsunuz’ sözlerine hakikate uygun yanıt veremedi? Neden acaba? Bunun üzerinde iyice düşünmek gerekiyor. BM Genel Kurulunda yine Erdoğan konuşması sırasında elindeki bir haritayı göstererek Kuzey Suriye’ye özellikle Kürt nüfusun bulunduğu Rojava’ya Türkiye’deki milyonlarca mültecinin yerleştirilmesinden söz etmiştir. Bilindiği gibi Kuzey Suriye’de Kürt nüfusun yoğun yaşadığı yerleşim birimlerinden Türkiye’ye göç olmadı. Ne var ki, Suriye’nin diğer bölgelerinden Türkiye’ye göç eden mülteciler zorla Kürt nüfusun yaşadığı bölgeye yerleştirilmek isteniyor. Neden? Çünkü, mülteciler kullanılarak Afrin’dekine benzer bir etnik temizlik yapılarak Kürtler yerinden edilecek, böylece demografik yapı kökten değiştirilmiş olacak. Böyle bir dahiyane planla hem Suriyeli Kürtlerden hem Suriyeli mültecilerden aynı anda kurtulmuş olacaklar.”
‘HALK İRADESİ ARA BAŞLIK BİLE DEĞİLDİ’
“Erdoğan esip gürlediği, toplumsal hak ve özgürlüklerden sıkça söz ettiği BM konuşmasında nedense halk iradesine vurgu yapmadı. Halk iradesi konuşmasında bir ara başlık bile değildi. Yine dedi ki, ‘Egemenliğin kaynağı millettir, milletin iradesidir. Milletin iradesine dayanmayan egemenlik meşru değildir.’ Bu konuşma yapıldıktan 4 yıl sonra 20 milyonu aşkın yurttaşın iradesine kayyım atandı. Türkiye adeta bir kayyım cumhuriyetine dönüştürüldü, seçilmişler tutuklandı. Halk iradesinin kendisinin deyimiyle serbest şekilde tecellisi bizzat kendi talimatıyla gasp edilerek yok sayıldı. Erdoğan’ın bu seferki konuşmasında neden halk iradesinden bahsetmediği anlaşıldı. Bahsedemezdi. Öyle ya BM Genel Kurulu A Haber Stüdyosu değil.”