HDP, MHP seçmeninden geçinmiyor ama!

Akif Beki yazdı;

HDP, MHP seçmeninden geçinmiyor ama!

MHP lideri Bahçeli, HDP'nin kapatılması için AK Parti'ye bastırıyor. 

Ekonomik gerekçesi tartışılır.  

Ama zaten mesele, HDP üzerinden AK Parti'yi nasıl bir reform tutturulacağı konusunda sıkıştırmak, seçimini yapmaya zorlamak. 

HDP'yi, milletin ekmeğini yiyip millete düşmanlıkla suçluyor. 

O kısmı şöyle: 

"HDP, 2016’dan bugüne kadar, ki 2020 de dahil olmak üzere 285 milyon 888 bin lira hazine yardımı almıştır. Yine bu tarihler arasında Kandil ruhsatlı bölücü milletvekillerinin aldığı toplam maaş tutarı ise 39 milyon 88 bin 872 liradır." 

Gerçi küçük bir ayrıntı atlanıyor. HDP seçmeni sadece oy vermiyor, vergi de veriyor. 

Bu yıl kişi başına düşen vergi miktarı, kabaca 10 bin lira.  

HDP'nin 6 milyon seçmenine düşen vergi yükü, 60 milyar lira civarına denk geliyor. Bir yılda. 

4 yılda Hazine'den aldığı toplam parti yardımı ve milletvekili maaşı ise hadi 350 milyon lira olsun... 

Bu durumda HDP, kendi seçmeninin vergilerinden yemiş oluyor. Başka parti seçmenlerinin kesesinden geçiniyor değil ki... 

Fakat hesap, bununla bitmiyor. 

Bahçeli'nin ortağına sorduğu şu: HDP'ye terörist diyorsak niye devlet beslesin! Hainse ihanetin masrafları niye milletten çıkıyor! Seçenek kalmadı. Burada tarafsızlığa yer yok, hangi yöne gitmek istiyorsunuz? Yol ayrımına geldik, artık karar verme zamanı. Daha fazla oyalamadan tercihinizi yapın... 

Parti kapatmayı faydasız gören AK Parti yöneticisi Kurtulmuş'tan lafını esirgememesi de şakasının olmadığını gösteriyor. 

Aynı mesaj dizisinde Bahçeli'nin, yaptırımlardan sonra hala diplomasi adı altında ABD'yle dost ve müttefik gibi geçinmeye de itirazı var. 

Ve Cumhur İttifakı ortağından, teklifine en kısa zamanda cevap bekliyor. Geçiştirilmeye, atlatılmaya izin vermeyecek bir keskinlikte hem de. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duyurduğu üzere; yargıyı bağımsız ve tarafsız yapmak, küresel siyasetteki değişimlere ayak uydurmak için mi reform yapılacak?  

Yoksa Bahçeli'nin söylediği şekilde, mesela "terörist" Demirtaş'la "Sorosçu" Kavala'nın suçluluğunu bir an önce yargıya teyit ve tescil ettirmek için mi? 

2021, reform yılı olacak olmasına da... Demokrasi ve hukuk reformunun önceliği, bu ikisinden hangisi olacak?  

Bahçeli'nin tavrı net ve tartışmaya açık değil. 

Sıra AK Parti'nin reformdan ne anladığını netleştirmesinde. Karar anı geldi. 

Adını koyup reform bahsini uzatmadan kapatma çağrısı, bakalım AK Parti'de nasıl karşılık bulacak. 

***

Ya Cumhurbaşkanı’nın adını karıştırmasaydı

Bir TV yayınında, üniversitelere “fuhuş yuvası” diyen profesör de gördük. 

Ebubekir Sofuoğlu’nun kırdığı ceviz kırkı geçmişti. Ama son zırvasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını da karıştırınca baltayı taşa vurdu. 

Rektörlük işlem başlattı. Savcılık, aşağılama ve nefret suçundan soruşturma açtı. Cumhurbaşkanlığı,  AK Parti ve YÖK, tepki gösterdi. Densiz yakıştırmayı kınadılar, bu şuursuz iftirayı reddettiler. 

Fakat RTÜK’ten ivedi bir açıklama hala gelmedi. 

Oysa Erol Mütercimler’de böyle miydi? 

Bir yayında ağzından, imam hatip mezunlarını karalayan çirkin bir genelleme çıkmıştı. Ama sonrasında ikiletmeden özür dilemişti. Hatasını kabul etmiş, tepkilere hak vermiş, üniversitesinden de ayrılmıştı. 

Mütercimler, yine de hala karakol, savcılık süründürülüyor. 

Bir yayında kullandığı yanlış ifadeyi hemen ardından düzelten CHP’li de yakayı kurtaramamıştı. 

Moderatör müdahale etmemiş, konuk da sözlerini geri almamış gibi...O kanala apar topar  üst sınırdan cezayı basmış, affetmemişti RTÜK.  

Kanala ve moderatöre acınmamıştı. Yetkisi varken yanlış konuşanı tutuklamamış, ağzına kürekle vurmalıymış da vurmamış sanki... 

Bir profesör, üniversiteleri fuhuş yuvası gibi gösterme kepazeliğine Cumhurbaşkanı’nın adını karıştırma cüretini nereden aldı? Sorulması gereken budur. 

Ve şu: Büyük bir gaflet eseri son skandalına Cumhurbaşkanı’nı karıştırmasaydı, yine bu tepkiyi görür müydü? 

Bir değil, iki değil, üç değil ki bu yüz karalarının hakaret ve aşağılamaları... 

Üste sıçratmadan, yüze göze bulaştırmadan karşı tarafa sövdüğünde şımartılmasa, korunmayacağını bilse gemi böyle azıya alır mıydı?  

İktidar, kendinden görünenin ayrımcı nefret söylemlerine de acil koduyla aynı cevval tepkileri verse bu talihsiz kazalar gelmezdi başına. Emin olsun.