Konu ile ilgili olarak Doğru Haber Gazetesi'nde yayımlanan haber-yorum...
Türkiye’de Aile Bakanlığının aile kurumunu yaklaşımı hep çalışan kadını daha fazla çalışmaya teşvik eden bir mahiyette gelişiyor. Aile Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığının içiçe geçmişliğinden mi kaynaklanıyor bilemeyiz fakat ilgili bakanın aile ile ilgili tüm tasarrufları maddiyat eksenli.
Evet mali destek Avrupa Birliğinden…
Peki İslam Dünyasının kadınlarına çalışma teşvikinde bulunan AB ve üyesi gelişmiş ülkeler kendi ülkelerinde neden kadına doğum teşvikinde bulunuyor?
Geçmişte nüfusu azaltma yöntemi doğum kontrol haplarıydı. Günümüzde kadını iş hayatına girmeye zorlayan küresel bir sistem var. Zira bu küresel akıl çalışan kadının kariyer planlamasından dolayı 2’den fazla çocuk doğuramayacığını iyi biliyor.
Geçmiş yıllarda doğum kontrol hapları ile başaramadıklarını günümüzde reklam, dizi ve film sektöründeki algı operasyonları ile kadını bir kariyer müptelası kılarak, çocuksuzlaştırmaya çalışıyorlar. Doğum kontrol hapları nüfus artış hızımızı düşürdü ama tümden durduramadı. 1980li yıllarda hedef 5’ten az çocuk yapmaktı, şimdilerde hedef en fazla 2 çocuk…
KREŞ YARDIMININ NEDENİ KADINI ÇALIŞMAYA MAHKUM KILMAKTIR
Son yıllarda çalışan kadınların doğumdan sonra yüksek kreş fiyatlarından dolayı işten ayrıldığı gözlemlenince AB ifsat hareketinin devamı adına yardıma girişti. Evladına zaman ayırmaya başlayan anne, çocuğunun gelişimine şahitlik ettikçe yuvasına daha da bağlandı. Artık yüksek maaşla ve kariyerle değil; bebeğinin gülümsemesi ile mutlu olmaya başladı. Çalışan kadını yuvasına dönmeye zorlayan şey yüksek kreş fiyatlarıydı. AB İfsat projesinin yürütücüleri tıkanmayı gördü ve neşteri vurdu. Bu yardım anneleri bebeklerden ayırmaktan farksızdır. Biz de Batılıların kendi ülkelerinde yaptığını yapmalı; anneliği teşvik etmeliyiz, kariyeri değil!
BİZE HAYDİ KREŞE DİYEN BATILILAR KENDİLERİNE NASIL?
Ülkemizde kreş mantığını destekleyen Avrupalılar peki kendi vatandaşına nasıl davranıyor?
Uzatmadan örnekler sunalım…
İsveç’te doğum yapan çalışan anneye 15 ay ücretli doğum izni veriliyor.
İngilizler doğum yapan anneye çocuk başına yardımda bulunuyor. Almanlarda kadının doğurganlığı arttıkça yapılan yardımın miktarı da artıyor. Devlet 3 çocuktan fazlasını sağlayabilmek için 4 doğuma daha büyük teşviklerde bulunuyor. Aynı mantık Fransızlarda da var.
Listeyi uzatmaya gerek yok… bütün Avrupa ülkeleri doğumu teşvik ederken AB Türkiye’de kariyeri teşvik etmektedir. Kreş yardımı aslında çalışan kadına yapılan kariyer yardımıdır.
Avrupa son neslini kaybetti. Gençler anne baba sevgisinden mahrum olduğu için aile kurumu dağıldı. 18 yaşındaki gençler ayrı eve çıkıyor. Yaşlılar huzurevlerine mahkum…
Peki bunun asıl müsebbibi kim? Kreş mantığı…
Çocuğuna anne sevgisi aşılayamayan, gece- gündüz iş için koşturan anne zaman içerisinde kaybettiği şeylerin farkına varıyor ama iş işten geçmiş, yolun sonu huzur evi olmuş oluyor.
Şimdi batılılar yeni bir formül deniyor. Kreş ve huzur evlerini yan yana yapalım diye… Bakalım bize sıra ne zaman gelecek