Çoğumuzun hayatında aklından silemediği ve her zerresine yerleştirdiği ve hatta onunla yaşamaya alıştığı bir olay vardır. Yaşamımızı bu olayın üzerine kurarız. Kendimizi o olayla bütünleştirip o olayın izlerini taşırız. Ben de öyle yaptım. Hayatımı, sevincimi, umudumu bu yaşam üzerine kurdum.
Bu hikâyeyi yazarken zorlandım. Gözyaşlarım, her bir satıra yağmurun toprağa düştüğü gibi düştü. Yaprakları gözyaşlarımla ıslatıp, her bir satıra yıllardır içimde beslediğim duygularımı ektim.
Çıkmayan sesimle yankılanan odanın içinde kayboldum. Odamın duvarları boğuk sesimle yankılandı. Beni benden alan, her zerreme çıkmayacak şekilde yerleşen o olaydı...
Bu acılarla kaplı olay belki bazılarımıza şükretmeyi öğretecek belki birçoğumuza umut ışığı olacaktır. “Beterin beteri de varmış. Hayatta her zaman umut vardır” diyeceğiz belki de okurken. Hayatın sadece bizim yaşamımızdan ibaret olmadığını anlayacağız. Anlatacağım hikâye gerçekte yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektir.
BU UMUT DOLU HAYAT HİKAYESİNİ DİNLEMEYE HAZIR MISINIZ?