K24 Türkçe'den Cesim İlhan'ın "konu ile ilgili" haberi...
Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin (ENKS) Suriye Muhalefeti içindeki temsilcisi Abdullah Gedo, Rojava’nın Haseke kentinde bulunan Sinae Cezaevi’ndeki DAİŞ saldırısına ilişkin K24’edeğerlendirmelerde bulundu.
ENKS’li Gedo, 20 Ocak Perşembe akşamı, 100'den fazla DAİŞ mensubunun gerçekleştirdiği, Haseke’deki Geviran Mahallesi’nde bulunan Sinae Cezaevi’ne yönelik saldırının arkasında Rusya ve Suriye rejiminin olabileceğini ifade etti:
“Bu saldırılarda Rusya ile Suriye rejiminin çıkarı var. Çünkü Ruslar ve Esad kendi şartlarını Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) dayatmak istiyorlar. DSG de onların şartlarını ABD’nin bölgedeki varlığına güvenerek kabul etmiyor. ABD bölgeden çekildiği gibi Rusya ve rejim Rojava’yı tümüyle almak isteyecektir. Ayrıca herkes biliyor ki ABD çekilirse DSG bölgeyi Esad’a teslim edecek ve Suriye 2011 yılından önceki sınırlarına dönmüş olacak.”
Saldırıların planlanmasında Suriye muhalefetinin bir etkisinin olup olmamasına ilişkin ise Gedo, “Suriye muhalefeti Haseke’de etkili değil. Bundan dolayı saldırıda parmağının olma ihtimali de yok. Ama Haseke’deki saldırılardan sonra binlerce insan yerinden oldu. Muhalefet bölgeden bir sorumlu olarak insanları sahiplenmeye çalışıyor. Suriye muhalefeti hem rejime hem de DSG’ye karşı bir direniş başlatmak istiyor ama o kadar gücü yok. Bu Türkiye için de geçerli. Türkiye’nin Haseke saldırılarıyla ilişkisinin olup olmadığı henüz belli değil. Ama Türkiye’nin Haseke’deki DAİŞ’lilerle bir bağlantısı varsa belki saldırıda parmağı vardır ama ilişkisi olmadığı için saldırıda parmağı yoktur diye düşünüyorum” dedi.
“SİLAHLAR CEZAEVİNE TAŞINMIŞ OLABİLİR”
Dışarıdan DAİŞ’e cezaevine silahların taşınması ihtimalinin olduğunu vurgulayan ENKS’li yetkili, şöyle devam etti:
“PYD’nin rejimle olan ilişkileri bölgede güvenlik zafiyeti oluşturdu. Çünkü rejimin istihbaratı bölgede cirit atıyor. Bu gizli bir durum değil, oluşan güvenlik boşluğuyla DAİŞ’e silahlar cezaevine taşındı, rejim ve Rusya’nın bundan habersiz olduğunu zannetmiyorum. Yaşanan çatışmalar sadece cezaevinde rehine tutulan kişilerin elinden alınan silahlarla yapılmadı. Çatışma günlerce sürdü. Belki yüzlerce Kürt ve Arap genci bu son saldırıda öldürüldü. Onlarca ev yıkılmış bölgede. Bu büyük meseledir. ‘DAİŞ’liler Arap, DSG’liler Kürt’ yaklaşımı hakim olduğu için bu durum, önümüzdeki süreçte bölgedeki Araplarla Kürtleri karşı karşıya getirebilir.”
Farklı bölgelerdeki DAİŞ mensuplarının Haseke’ye getirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Gedo şöyle devam etti:
“Baghoz, Deyr ez-Zor ve Rakka’daki 5 bin DAİŞ’liyi alıp Haseke’deki Sinae Cezaevi’ne kadın ve çocuklarını da Hol Kampı’na getirdiler. Bu kadar teröristi canlı bomba gibi Haseke’de milletimizin arasına getirmelerine gerek yoktu. Ayrıca bunlar için neden bir mahkeme kurulmuyor ve yasal bir süreç başlatılmıyor. Neden bunları yargılamıyorlar? ‘Bunlar sadece Suriyeli değil, Avrupa ülkesi vatandaşları da var, onları yargılama hakkımız yok’ bahanesiyle DAİŞ’lileri yargılamadılar. Sanki yaptıkları her şey meşru ve onların hakkı. Zaten defacto bir statü var. Bölgedeki Kürt ve Arapları tutup yargılamak yerine kendilerini hapishanelerdeki DAİŞ'lilerden kurtarsalardı. Onları halkın ayakları arasında bomba gibi bırakmasalardı. Biz Haseke ve bölgenin tamamını bu DAİŞ masalından kurtulmasını istiyoruz.”
PYD’nin en başta Rojava dışında Suriye topraklarında DAİŞ’le savaşmasının yanlış olduğunu savunan ENKS’li Gedo, “Suriye’de iç savaş başladığından beri ENKS olarak sadece Kürtlerin topraklarını (Rojava) savunmayı amaçladık. PYD ise Kürt topraklarının dışına çıktı, Arapların bölgelerinde Suriye’nin topraklarını savundu, oralarda binlerce Kürt genci öldürüldü. Bizim oralarda işimiz yoktu, gençlerimizin oralarda öldürülmesine gerek yoktu. Bize göre PKK, ABD ve Batı’nın terör örgütleri listesinden çıksın diye PYD, Arapların bölgesinde DAİŞ’le savaşmayı kabul etti” değerlendirmesini yaptı.
YENİ SALDIRILAR OLUR MU?
Önlem alınmadığı takdirde Haseke’de yeni saldırıların olabileceğine dikkat çeken Gedo, şu uyarılarda bulundu:
“DAİŞ bölgedeki varlığını kesin olarak sürdürüyor ve keyfine göre de hareket ediyor. İstediği zaman saldırılar düzenliyor, istediği zaman da yerinde duruyor. Bana göre rejim ve DSG eğer isterlerse bu sorunları bitirebilirler. Eğer DAİŞ’e bir çözüm bulunmaz ve önlem alınmazsa yeni saldırılar olabilir. Tabi burada İran’ın etkisinden bahsetmeden geçmeyeceğim. Suriye rejimi tamamen İran’ın kontrolünde ve İran’a göre hareket ediyor. İran’ın hem Rojava’da hem de Suriye genelinde büyük bir etkisi var. Rusya anlaşarak Suriye’den çıkabilir ama İran’ın çıkması çok zor. İran her yönüyle siyasal, kültürel ve dini olarak Suriye’yi etkisi altına almış ve çok sayıda Şii camisini yaptırmış. İran askeri olarak çıksa bile Şiiliğin bölgedeki etkisi kolay kolay bitmez. Çok sayıda Arap devleti İran’a karşı durabiliyorlar ama Esad İran’a karşı duramıyor. Bana göre rejimin stratejik dostu olarak İran’ı görüyor Rusya’yı değil. Rusya rejimin askeri müttefikidir ama toplumsal ve kültürel olarak bir etkisi yok.”