Hasbihal

İktidara kayıtsız şartsız ve militanca muhalefet var mı yok mu veya kayıtsız şartsız ve militanca taraftarlık var mı yok mu, ona bakılıyor.

Hasbihal

Hakan Albayrak yazdı;

Yazılarımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile ilgili iç siyasi tartışmalara girmeye bir müddettir hevesim yok.

‘Şunu iyi yapmışlar’ desem, ‘Bu iktidarı savunuyorsun ha? Seni yalaka seni!’ veya ‘O zaman niye sattın davayı? Seni hain seni!’ deniyor…

‘Şunu iyi yapmamışlar’ desem, ‘Eleştirirken niye ihtiyatlı davranıyorsun? Bassana kalayı!’ veya ‘İhtiyatlı da olsa niye eleştiriyorsun? Otur oturduğun yerde!’ deniyor…

Genellikle böyle.

Hakkında yazılan konuyla, o konunun teferruatıyla ilgilenen pek olmuyor.

İktidara kayıtsız şartsız ve militanca muhalefet var mı yok mu veya kayıtsız şartsız ve militanca taraftarlık var mı yok mu, ona bakılıyor.

Aranan ‘Vur vur inlesin’ havası yazıda bulunamayınca, o eksiklik (!) internette paylaşılan zehir zemberek yorumlarla gideriliyor.

Ve evet işte, bir müddettir hevesim yok bu konularda yazmaya; çünkü hem AK Parti’nin hem de muhalefet partilerinin taraftarlarında -başta partilerin kendilerinde- yaygın olarak görülen ‘Vur vur inlesin’ psikolojisinden yaka silkiyorum ve yazılarımın siyasi holiganlığa malzeme yapılmasından hoşlanmıyorum. (Bu arada, dış siyaset yazılarım da iç siyasete ilişkin menfi bir tutum olarak okunup siyasi holiganlığa malzeme yapılabiliyor. İşim çok zor yani.)

***

Bu konulardaki eleştirilerde itidalli davranmayı öteden beri önemserim ama ‘Vur vur inlesin’ havasına kapılarak yazdığım yazılar da oldu maalesef.

O tarz yazılarımın “dincilerden hesap sormak” için çırpınan Kemalistlere “hah şöyle” ve/veya “yiyin birbirinizi” dedirtmekten, ayrıca İslami / muhafazakâr camianın mensupları arasında baş gösteren husumeti beslemekten başka pek de bir şeye yaramadığını gördüm.

Daha dikkatli davranmaya karar verdim.

Tavrımı yumuşattım.

Eleştirdiklerimi gene eleştirirken, savunduklarımı gene savunurken, kışkırtıcı olmamaya daha çok özen gösteriyorum artık.

Ama bu tavırla yazdığım yazılar da ‘Vur vur inlesin’ havasına kurban edildiği için, dediğim gibi isteksizce yazıyorum bu konularda.

Nadiren, olabildiğince nadiren yazıyorum; ‘Bu konuları bu şekilde ele aldığınız için Allah sizden razı olsun’ diyen -o veya bu partiye yakın- üç beş kişi sayesinde isteksizliğimi aşabildikçe.

Azımsamıyorum onları.

Kayıtsız şartsız topyekûn destek yahut kayıtsız şartsız topyekûn muhalefet anlayışının hüküm sürdüğü bir siyasi kavga ortamında bulabildiğim bu üç beş yoldaş için Rabbimize ne kadar şükretsem az.