Yaşamı derin polarizasyonlarla sürdürebilmek, oldukça yorucu ve yıpratıcıdır. Ancak ilkeli ve değer merkezli duruşların, toplumsal değişimlerin kaçınılmaz olarak bu polarizasyonların ürettiği kırılmalardan geçtiğini de belirtmek gerekir. Zor olan ise her şeye rağmen Kitabı Kerim’in ifadesi ile adil şahitler olarak yaşamın her alanına fıtratın evrensel ışığını yansıtabilmektir. Evrensel ideolojik anlayışların ve realitenin ütopyalara kurban edilmesinin kaçınılmazlıkları üzerinden pragmatik savrulmaların veya yaşanmış gerçekliklere endeksli meşrulaştırılmış sapmaların yaşamın normallerine dönüşmesinin, terbiye edilmemiş mikro ve makro iktidar alanlarının çözücülüğü bağlamında sorgulanması gerekir. İşte bir aydın açısından yazmak, tam da bu nedenle vazgeçilmez bir sorumluluktur.
Gerçekliğin öznel ve nesnel sınırlarının iyice flulaştığı, projelendirildiği, istenilen amaçlar doğrultusunda profesyonel bir hizmet olarak satın alınabildiği acımasız bir çağda, sadece inandığı değerler ve vicdanının rehberliği ve sorumluluğunda, satın alınamayan bir kalem olarak fikri ve entelektüel duruşlar üretme çabalarının, statükonun güç merkezleri tarafından ötekileştirildiği, çeşitli şablonlarla mahkûm edildiği bir Türkiye gerçekliğinin de altını ayrıca çizmek gerekir.
Kendi medeniyet müktesebatımız, eleştirel ve özgür aklının diriltici, uyarıcı dinamiklerini önemsediği, canlı tuttuğu dönemlerde dünyaya öncü değerlerini yansıtmış, bunun akamete uğratıldığı dönemlerde ise kısır çıkar ve güç çatışmaların çürümüşlüğünde kaybolmaktan kendini kurtaramamıştır. Bunun onlarca örneğini tarih sayfalarında görmek mümkündür.
Özgürlük ve adalet ikliminin en güçlü taşıyıcıları, temsilcileri, kuşkusuz evrensel ilke ve değer merkezli fıtri duruşlara hikmeti, basireti ve feraseti kuşanmış ve hayatı bu ufuklarda tanımlayan ve yaşayan güçlü kişilikler olmuşlardır. İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte de bu sorumluk ve duyarlıkta kişilere her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu can alıcı bir husus olarak vurgulamak gerekir.
Yıllarca kendi kadim değerlerinin özgürleştirilmesi mücadelesinin verildiği bir sürecin Ak Parti ile müşahhaslaşan iktidar deneyimi ve adalet ve özgürlük merkezli toplumsal değişimin irtifasını her geçen gün kaybettiği bir vasatta; yeni bir onarıcı ve uyarıcı dile, söyleme, hak ve özgürlükler merkezinde yenilenmeye ihtiyaç var.