Hasan Aycın’ın çizgileri Murat Pay’ın yönetiminde Ramazanname adıyla hareketlendi. Her akşam iftar saatinde TVNET ekranlarında izleyiciyle buluşan bu özel çalışmayı, yönetmeni Murat Pay’a sorduk.
Ramazanname orjinal bir içerik olarak Ramazan programları arasında yerini aldı. Projenin ortaya çıkışı nasıl oldu?
Projenin uzun yıllara dayanan bir evveliyatı var ancak ciddi olarak 3 buçuk sene Ramazanname ismiyle ve Hasan Aycın’ın çizgileriyle hazırladık. Yayınlamak için çeşitli mecralarla görüştük ama olmadı. Ondan sonra da her Ramazan projeyi tekrar gündeme getirdik ama bu seneye kısmet oldu. TVNET’in yapıcı yaklaşımı sayesinde ekrana gelmeye başladı.
Murat Pay
Proje en başından beri Hasan Aycın çizigileriyle mi hazırlandı?
Adına Ramazanname demiştik zaten bu projenin ve Hasan Aycın çizgileriyle yola çıkmıştık. Şu an ekrana gelen animasyonların bir kısmını da 3 sene önce hazırlamış, ama dediğim gibi mecra sıkıntısı nedeniyle yayınlayamamıştık. Bazı işler yenilikçi ve farklı olabilir ama yayınlayacak mecra olmadığında ‘yok hükmünde’ oluyor maalesef.
Teklifi Hasan Aycın’a siz mi götürdünüz?
Evet biz teklif ettik. Hasan Aycın çizgide ustalaşan, derinleşen bir sanatkar evet, ancak çizimlerinin görüntüye bakan bir tarafı da var. Bizim de görevimiz orada başlıyor. Hasan Aycın da bu bir aradalığa oldukça sıcak baktı. Bizim daha evvelinden bir hukukumuz da vardı Hasan Hoca’yla tabi. Bu hukukun getirdiği güvenle de yola çıktık. Her konuda çok müspet ve yapıcı yaklaştı. Ramazanname yayınlandıktan sonra da arayıp desteğini iletmeye devam etti.
Çizgileri siz mi seçiyorsunuz? Neleri gözetiyorsunuz?
Biz seçiyoruz evet. 3 sene evvel hazırladığımız için bu projeyi Hasan Hoca’nın o zamana kadar yaptığı bütün çizgilerini inceledim ve onların içinden en uygun olanları seçtim. Tabi bu seçimleri yaparken de birkaç hususu gözettim. Yaptığımız tarzı uygulayabileceğimiz çizgiler olması gerekiyordu. Tam bir animasyon yapmıyoruz biz. Bir canlandırma bu ve buna uygun çizimleri seçtik. Ayrıca Ramazan’a uygun çizimler de seçildi tabii. Hasan Hoca bu konuda daha iyi seçimler yapardı muhakkak ama teknik kısımlar nedeniyle seçimleri benim yapmam gerekiyordu. Ben de Hasan Hoca’ya uygun olup olmadığını sordum, o da müspet bir tavır sergiledi sağ olsun
Çizgilerin bizlere verdiği duyguları iletmede müzikler de çok önemli. Müzikler Sedat Anar imzalı bildiğimiz kadarıyla, onunla çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Bizim yaptığımız bu uygulamada ses çok önemli bir unsur. Tam bir animasyon yapmadığımız için Hasan Aycın’ın çizgi dünyasının hareketlenebilmesi ve iç dünyasının yakalanabilmesi için ses çok önemli bir faktördü. Bu tarzın özgün bir tarafı da buydu zaten. Ses üzerinden de bir aktarım yapmak istedim. Tabi ses derken, hem bir müzik çalışmasından hem de ses tasarımından bahsediyoruz. Sedat Anar ile zaten bir ahbaplığımız vardı. Kendisine böyle bir teklif yaptığımda o da çok gayretli ve samimi bir şekilde bazı örnekler yaptı. Müzikler görüntüyle birleşince işe daha da derinlik kattı. O anlamda Sedat’ın katkısı çok büyük 20’yi aşkın çizgide onun eserleri yer alıyor, diğer çizgilerde de ses tasarım yaptık. Öyle olması daha uygun oldu çünkü. Her çizgiye biricik bir dünya şeklinde yaklaşıp ona özgün çözümler geliştirdik.
Bu projenin Ramazan’dan sonra devam etme durumu var mı? Veya Hasan Aycın çizgileriyle yeni bir proje söz konusu mu?
Tabii bu zihnimizde var. Bu proje bir başlangıç oldu. Hasan Hoca’nın çizgilerinin animasyon için çok ufuk açıcı olduğunu düşünüyorum. Baktığınızda bir resim gibi ancak bu çizimlerin ‘hareketli dünyaya’, bakan bir yanı da var. Bunu deşmek gerekiyor daha fazla. Biz küçük bir başlangıç yapmış olduk. Ancak bunların hepsi imkanlar nispetinde olacak işler. Eğer imkanlarımız daha iyi olsaydı Ramazanname de 3 sene beklemezdi mesela. Ramazanne formunu Hasan Hoca’nın çizgileriyle daha uzun vadede ‘Çizgizar’ başlığıyla icra etmeyi düşünüyoruz. Ama tabi yayınlayacak mecra bulmak ve imkanlar dahilinde olabilecek işler bunlar.