Bedran, Hamas'ın resmi sitesinin kendisiyle yaptığı röportajda Hamas'ın, Batı Şeria topraklarının işgal rejimine ilhak edilmesine karşı mücadelede kullanabileceği hiçbir aracı ihmal etmeyeceğini, bütün gücüyle mücadele edeceğini ifade etti.
Bedran, işgal rejimi İsrail'le normalleşme içerisinde olan Müslüman ülkeleri uyararak, bu girişimlerin ümmeti temsil etmediğini vurguladı.
Bedran'la yapılan röportajdan öne çıkan notlar şu şekilde:
Batı Şeria'nın ilhakına karşı mücadele edeceğiz
Bedran, işgal yönetiminin Batı Şeria topraklarını ilhak çabaları hakkında yaptığı açıklamada bu bölgenin ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Hamas'ın buna karşı bütün gücüyle mücadele edeceğini, buranın ilhakına karşı verilen mücadelede mümkün olan hiçbir aracı kullanmaktan geri kalmayacağını vurguladı.
Tehlikenin gelmekte olduğunu, işgalcilerle görüşmeler yapılabileceğini düşünenlerin görüşme yapmaları için herhangi bir vakit bulunmadığını, zamanın bu tehlike karşısında bütün Filistinlilerin ortak mücadele vermeleri için güçleri birleştirme zamanı olduğunu söyledi.
ABD'nin Filistinlilerle görüşmelerin başlatılmasını ilhak kararıyla irtibatlandırmasının iğrenç bir tutum olduğunu vurgulayarak ABD'nin bu tavrıyla, siyonist işgalcilerin aşırı sağcı kesimiyle aynı safta durduğunu açıkça gözler önüne seren bir tavır ortaya koyduğuna dikkat çekti.
ABD'nin Batı Şeria topraklarının işgal yönetimine ilhakı planlarıyla ilgili tavrının, bazı göstermelik açıklamalarda aslında ABD'nin tutumunun gerçek yönünün üstünün örtülmeye çalışıldığını ortaya koyduğunu bunun da Filistin halkını aldatamayacağını, gerek toplumsal ve gerekse siyasi alanda kimsenin bunu kabul etmeyeceğini dile getirdi. İlhak işleminin Filistin halkı aleyhine işlenecek bir suç, yeni bir felaket olacağını ve işgal hükümetinin bunu ABD'nin sağlayacağı örtünün altında işlemesinin söz konusu olacağını dile getirdi.
Esirleri özgürleştirme idealimize bağlıyız
Bedran, Hamas'ın esirleri özgürlüklerine kavuşturmak için bütün gücüyle çaba sarf ettiğini, önündeki bütün kartların açık olduğunu ve çeşitli kartlar bulunduğunu belirtti. Esirlerin özgür olması için mümkün olan bütün fedakarlıkları göstermeye hazır olduğunu söyledi.
Filistinlileri esir etmeye devam eden işgal yönetiminin esirler açısından en tehlikeli virüs olduğuna dikkat çekerek esirler davasının Hamas'ın öncelikli konularının başında yer aldığına işaret etti. Hamas'ın esirlerin hem cezaevlerindeki hayatlarına, hem de özgürleştirilmelerine, köylerine ve ailelerine geri dönebilmelerine önem verdiğini belirtti.
Esir takası konusunda da Hamas'ın medya önünde çok laf sarf etmektense gerçek anlamda bir kazanımın sağlanması için uğraştığını, yapılan çalışmaların da olumlu yönde ilerlediğini belirtti.
Esirlere yönelik mesajında da şu ifadeye yer verdi: Esirlerin birçoğunu özgürlüğüne kavuşturmayı başaran direnişin kalanlarını da özgürleştirme idealine bağlı kalacağına güveniniz tam olsun.
Normalleştirmeyi reddediyoruz
Bedran, Hamas'ın İsrail işgal yönetimiyle ilişkilerin normalleştirilmesine tamamen karşı olduğunu, onunla ilişkileri normalleştirmenin varlığını meşrulaştırma anlamına geleceğini belirtti. İşgalin Filistin halkının sırtına saplanmış bir hançer olduğunu, on binlerce insanın şehit edilmesinden ve esir edilmesinden, Filistin'in özgürlüğü için mücadele eden herkesin perişan edilmesinden onun sorumlu olduğunu vurguladı.
Kültürel alanda yürütülen normalleştirme çalışmalarının da Filistin halkı, Arap toplumları ve İslam ümmeti tarafından reddedildiğini, bu çalışmaların doğru çizgiden sapan çalışmalar olduğunu ümmeti temsil edemeyeceğini belirtti.
Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi tutuklamalara ve dışlamalara son vermelidir
Bedran, Filistin Yönetimi'nin Hamas'ın ileri gelenlerinden birçok kişiyi sırf gıda yardımları dağıtmalarından dolayı tutukladığını hatırlatarak bu tutumuyla insanlara gıda yardımı yapmak isteyen herkese "bu çalışmalarınızı ancak hükümete bağlı kurumlar veya Fetih örgütüne bağlı acil durum komiteleri kanalıyla yapabilirsiniz" mesajı vermek istediğine dikkat çekti.
Yapılan tüm çağrılara rağmen Filistin Yönetimi'ne bağlı güvenlik organlarının tutuklama kampanyalarına son verme konusunda herhangi bir adım atmadığını belirtti.
Batı Şeria'daki gelişmeleri inceleyen herkesin bu sıralarda bu bölgedeki yönetimin ve Fetih örgütünün yardım faaliyetlerini tamamen kendi tekellerine almak istediklerini göreceklerine dikkat çekti.
Bu arada sosyal medya organlarında yayınlanan mesajlardan dolayı da birçok kişinin gözaltına alındığına dikkat çekerek bütün bunların kişisel özgürlüklerin kısıtlanması anlamına geldiğini belirtti.
Filistin Yönetimi'ne korona salgını ortamında halkın geneliyle onun aktif organlarına karşı politikalarının farklı olması gerektiğini hatırlattı.
Ulusal ilişkiler, kriz yaşamaya devam ediyor
Bedran, Filistin ulusal ilişkilerinin kısa sayılamayacak bir süreden beri kriz yaşadığını belirterek Yüzyılın Anlaşması planının açıklanmasından ve aynı şekilde korona salgınının ortaya çıkmasından sonra bu konuda olumlu birtakım gelişmeler olmasının, Filistin ulusal ortamında bir yerel yakınlaşma ve karşılıklı anlayışın tahakkuk etmesinin beklendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirtti.
Hamas'ın korona salgınının Filistin halkından uzak tutulması için ortak bir Filistin çalışması yürütülmesi amacıyla her alanda yürütülecek faaliyetlere açık olduğunu, dönemin zorluğuna ve hassas olmasına rağmen ulusal birlik sesinin yükselmesini amaçladığını ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Hareketin lideri İsmail Heniyye'nin Filistin Yönetimi'nin liderleriyle sürekli bağlantı içinde olunmasına önem verdiğini belirterek, ancak Başkan Mahmud Abbas ve Başbakan Muhammed İştiye ile yapılan görüşmelerde kullanılan olumlu dile rağmen bunun üzerine hiçbir şeyin bina edilmediğini, ortaklığın güçlendirilmesi, Batı Şeria'da ulusal çalışmanın genişletilmesi yönünde bir şey yapılmadığını dile getirdi.
Hamas'ın Filistin halkının Batı Şeria'da ve Gazze'de, aynı şekilde Avrupa'daki Filistinli muhacirlerin ileri gelenlerinin ve etkin şahsiyetlerinin bu yolda ortaya koyacağı tüm çalışmaları gönülden destekleyeceğini ifade etti.
"Biz bütün girişimlerin yanındayız. Bu hassas dönemde ulusal bir çalışmanın zorunlu olduğuna inanıyoruz. Fakat Filistin Yönetimi'nden ve Fetih hareketinden herhangi bir olumlu girişim olmamıştır" dedi.