Serbestiyet’teki son yazımda (30 Eylül), popülist liderlerin dünyanın her yerinde seçim kazanarak iktidara gelmelerinin yol açtığı, henüz filiz halindeki fakat besbelli gürbüzleşecek bir tartışmayı ele almaya başlamıştım...
Şöyle özetlemiştim zikrettiğim tartışmayı:
“Popülist-otoriter liderlerin, meşruluğu tartışılmayan seçimleri kazanıp iktidara gelmeleri, şimdilik utangaçça ve üstü kapalı da da olsa genel oy sisteminin günümüz koşullarında isabetli olup olmadığı hususunda bir tartışmayı da tetikledi. Tartışmada, insanoğlunun modern demokrasiyle uyumlu olmadığını öne sürenler de var, popülist liderlerin seçimle geldiğini hatırlatıp ‘hırsızın hiç mi suçu yok’ diye soranlar da...”
Tartışma elbette “Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi” düzeyinde yürümüyor, fakat tartışmaya katılanların, genel oy sisteminde artık işlemeyen bir şeylerin olduğunu imâ ettikleri muhakkak.
Tartışmayı somutlaştırmak için verdiğim örneklerden birincisinde (Prof. Shawn Rosenberg) insanların demokrasiyi taşıyacak özsel niteliklere sahip olmadığı ve dolayısıyla demokrasinin sonuna geldiğimiz savunuluyor... İkincisinde (Prof. Umut Özkırımlı) popülist liderlerin iktidara gelmelerinde hırsızın (halkın) suçuna dikkat çekiliyor... Üçüncüsünde (Filozof Slovaj Zizek) bazı kararların “vizyonsuz” halkın tercihine bırakılmayacağı bir tür “bürokratik sosyalizm” öneriliyordu.
Mevhumu muhaliflerinden yola çıkarsak, bu üç değerlendirmenin de sahipleri açık ya da ima yollu, halkın tercihlerinin sistemin işleyişindeki etkisini azaltma yönünde bazı önerilerde bulunmuş oluyorlar.
Verdiğim örnekler ve burada değinmediğim başkaları, bu meselelere dair bu yılın başında kaleme almaya başladığım yazıların birincisinde sorduğum sorunun bir vehimden ibaret olmadığını gösteriyor. Şöyle sormuştum:
“Demokratlar, liberaller, demokratik solcular, popülist-otoriter liderlerin demokratik seçimleri kazanarak iktidara gelme sürecini durdurmak için, seçimlerin ve seçilmişlerin nispî önemini azaltacak ‘yarı bürokratik’ formüllere gönül indirebilirler mi?” (“Otoriter liderlere karşı mücadelede ‘daha az halk’ formülüne doğru mu?”, Serbestiyet, 7 Ocak 2019).
Kemal Gözler: Demokrasi nereye gidiyor? Nerede hata yaptık?
Bu yılın başında bana bu soruyu, orada burada rastladığım, “halk gidip popülist liderleri seçiyor, ne olacak bu demokrasinin hali” kaygılarının iyice kristalize olduğu iki makale sordurmuştu: Hukuk Nereye Gidiyor ve Demokrasi Nereye Gidiyor, Nerede Hata yaptık?
Makalelerin yazarı, saygıdeğer bir anayasa hukukçusu olan Prof. Kemal Gözler’di.
Kemal Gözler, 2018 Aralık’ında kaleme aldığı makalelerinde, başta “Kamu görevlilerinin halka ve halkın temsilcilerine karşı sorumluluğu mitinin baştan sona sorgulanması” olmak üzere, halkın seçtiği popülist liderleri dizginleyecek bir dizi anayasal öneriyi tartışmaya açıyordu.