HAKSÖZ HABER
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır medyasının uzun süredir Türkiye aleyhine yayınlar yaptığı, hükümetin özellikle dış politikasını eleştiren kişileri ve söylemleri öne çıkardığı malum. İlahiyatçı Hayri Kırbaşoğlu da 17 Temmuz günü Arapça el-Vatan gazetesine verdiği röportajla bunların değirmenine su taşımış, âdeta kör muhalefetin insanı getirebileceği noktanın numunesi olmuş.
Kırbaşoğlu´na göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Libya´daki yangına benzin döküyor. Libya savaşına müdahale etmek İslam medeniyetinin değerlerine aykırıdır, en kısa zamanda barış yapılmalı. Bu durumdan istifade eden sadece büyük devletler ve silah şirketleridir.
?Başlangıçta politikanız ?sıfır sorun?du, şimdi ise Erdoğan Libya´daki milislere silah sağlıyor. Görüşünüz nedir?? sorusuna, "Türkiye, AK Parti öncesi Ortadoğu´daki sorunlarda arabuluculuk rolü üstleniyordu, hali hazırda ise bu politika terk edildi. Büyük Ortadoğu Projesinin tahakkuku için ABD Türkiye´yi koçbaşı gibi kullanıyor. İhvan aracılığıyla yönetimleri değiştirmeye çalıştılar, ancak bu proje iflas etti." şeklinde cevap verdi.
Kırbaşoğlu´na göre "Türkiye olan bitenden ders almamış, Suriye, Irak, Libya, Yemen´de taraflı ve mezhepçi politikalar izliyor. Başlangıçta Erdoğan Arap dünyasının yıldızı gibiydi şimdi ise bütün Arap devletleri karşısında. Bu da Erdoğan´ın politikalarının iflasını gösteriyor. Ben Adalet ve Kalkınma Partisinin politikalarını karşıyım, onları tekrar tarafsız arabulucu rolünü üstlenmeye çağırıyorum."
Partinin destekçilerinin sağlıklı düşünemediğini, savaş tamtamları çaldığını ifade eden Kırbaşoğlu, "Halkın çoğunluğunun bu politikaları benimsemediğini ancak partiye aidiyet hislerinden dolayı eleştirilerini açıklayamadıklarını, çünkü bunlar için partinin din gibi olduğunu, açık eleştiriyi hata kabul ettiklerini" belirtiyor.
Muhalefetin başından beri Erdoğan´ın yayılmacı politikalarına karşı olduğunu söyleyen Kırbaşoğlu, bu konuda kendisini muhalefete yakın hissettiğini belirtiyor. Ancak muhalefetin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerinin zayıf olduğunu bu yüzden CHP´yi açılım yapmaya davet ettiğini belirtiyor.
Kırbaşoğlu´na göre "iktidarın İhvan´la irtibatı Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri aşağılara çekti. Erdoğan´ın etrafını menfaatçi kaçkın İhvan mensupları sarmış ve bunlar, Adalet ve Kalkınma Partisi adına çalışıyor. Kimisi de sadece kişisel çıkarı ve paranın peşinde."
Anlaşılan Kırbaşoğlu, Türkiye´nin ABD ve AB´nin politikalarını kayıtsız şartsız kabul ettiği, İsrail´le canciğer kuzu sarması olduğu günleri özlüyor.
ABD ile belki de tarihin en önemli gerilimlerinin yaşandığı dönemde Erdoğan´ın şahsında Türkiye´yi BOP çerçevesinde ABD´nin kuyruğuna takılmakla suçlamak hangi insafla bağdaşır? Libya´da ABD, Fransa, Suud, Mısır, BAE´nin desteklediği darbeci General Hafter, seçilmiş hükümeti devirmeye çalışırken, Trablus´ta sivilleri katlederken tam da ABD silahlarının Fransa aracılığıyla darbecilere verildiği tescillendiği dönemde Türkiye´yi meşru hükümete destek verdiği için suçlamak hangi adalet anlayışıyla bağdaşır?
Irak, Suriye, Yemen´de mezhepçi politikalar güden kim? Türbe koruma bahanesiyle Afgan´ından Bengal´ine şii milisleri Suriye´ye yığan kim? Kırbaşoğlu, milyonlarca insanı mülteci durumuna düşüren, yüz binlercesini katledenleri masum görüyor olmalı ki aleyhlerine bir tek cümle kurmamış.
Suud, BAE ve Mısır üçlüsünün kimin kuyruğuna takıldığı apaçık ortadayken bunların medya organlarına malzeme olmak nasıl bir şeydir? Bunca bedeller ödemiş, bunca zulme uğramış İhvan mensuplarını menfaatçi olarak tavsif etmek hangi ahlaka sığar?
Tabloyu görünce elimizden Allah şaşırtmasın, demekten başka bir şey gelmiyor.