HAKSÖZ DERGİSİNİN NİSAN 2018 SAYISI ÇIKTI!

Haksöz dergisi, 325. Sayısıyla okurlarının karşısına çıktı. Filistin´deki ?Büyük Dönüş Yürüyüşü?nün kapağa taşındığı dergide Afrin operasyonu ve Guta´daki gelişmelerle ilgili analizler var.

HAKSÖZ DERGİSİNİN NİSAN 2018 SAYISI ÇIKTI!

?Kur´an´ın aydınlığına doğru? şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz dergisinin Nisan 2018 tarihli 325. Sayısı çıktı. ?İzzet Direniştedir!? manşetiyle çıkan dergide çeşitli konular ele alınıyor.

Gündem´de Gazze´deki ?Büyük Dönüş Yürüyüşü?nde İsrail´in yaptığı katliam ve Filistin halkının ısrarlı direnişi değerlendiriliyor. Yürüyüşün sivil niteliğine rağmen Siyonistlerin gerçekleştirdiği katliamın işgalciler açısından sorunun direnişin yöntemi olmadığı, bizatihi kendisi olduğu vurgulanıyor.

Rıdvan Kaya, Afrin harekâtı ve sonuçlarını analiz ediyor. Kaybedenin Kürtler değil, PKK-PYD ve müttefikleri olduğunu işleyen Kaya, kararlılığın başarı getirdiğini ifade ediyor. Öte yandan milliyetçiliğin zehirli diline de dikkat çeken Kaya, asıl olanın toprak değil, kalpleri fethetmek olduğuna dikkat çekiyor.

Musa Üzer, aynı konuyu Türkiyeli Müslümanların Afrin gündemine dair farklı yaklaşımları, milliyetçi dil, Türkiye solunun tutarsızlıkları ve Afrin-Guta kıyaslamasında İslami direniş farkını tahlil ediyor.

Ali Gözcü, normalleşme sürecinde ordu ve askerlik mefhumuna ilişkin Türkiye´deki çeşitli ideolojik kesimlerin yaklaşımlarını değerlendiriyor.

Hamza Türkmen, sistem ve sistemle ilişkiler, sistem içi mücadele tartışmalarından hareketle mer´i sistemdeki iyileştirmelerden hareketle İslami oluşumların özgünlüğünü irdeliyor.

Süleyman Ceran, iki farklı dünyada yaşananlara dair çarpıcı bir kıyas yaptığı yazısında New York´ta yaşanan bir olaydan hareketle Guta´daki dramı gözler önüne seriyor.

Haşim Ay, Guta merkezli bir denemeyle 8. Yılına giren Suriye intifadasına dikkat çekiyor.

İkram Filiz, Irak Kürdistan bölgesindeki İslami hareketleri ve partileri ele aldığı yazısında bu partiler hakkında genel bir çerçeve çiziyor.

Eyüp Togan, ajan suikast girişimi sonrasında Rusya ile Batı arasında yeniden esen Soğuk Savaş rüzgârlarını ve suikastın anatomisini tahlil ediyor.

Bu sayıda çeviri yazılar da dikkat çekiyor. Fırat Taşdemir´in Batılı iki yazar; Nick Paton Walsh ve Jonathan Freedland´dan çevirdiği makaleler Batı dünyasının özelde Guta genelde Suriye´deki trajedi karşısındaki tepkisizliğini ve sessizliğini eleştirirken; Murat Yürükoğulları´nın Rifaie Tammas´tan çevirdiği makale ?Esed´in iktidarının devamını kabul etmek Suriyelilerin acılarını sona erdirecek mi?? sorusunun cevabını arıyor. Gökhan Ergöçün´ün Ahed Tamimi´nin babası Bassem Tamimi´den çevirdiği yazı ise Ahed´in yanı sıra tüm Tamimi ailesinin Siyonist işgale karşı mücadelesini konu ediniyor. Yine Ergöçün´ün Rania Al Malky ve Walaa Hussein´den çevirdiği diğer iki yazı ise Mısır´da yaklaşan seçimleri ve karşı darbeci Sisi hükümetinin Müslümanlara karşı mücadelesini ele alıyor.

Rıdvan Kaya, bir diğer yazısında Müslümanlar arasındaki ?ayrışma? konusunu irdeliyor. Tartışmaların nedeni, farklı görüşler karşısında nasıl bir tutum takınmak gerektiği, değişim talepleri, ihtilaf ve çekişmeler gibi başlıkları işliyor.

Dergide müzik hayatında 25. Yılını dolduran ve bu vesileyle eski eserlerini yeniden düzenleyip yayınlayan Grup Genç ile 25 yıllık hikâyeleri üzerine bir röportaj var.

Yusuf Yargın, ?Köy Öğretmeni? başlıklı deneme, Yasir Bayram kitap değerlendirmesi, Osman Sevim ve Bünyamin Doğruer şiir ile bu sayıya katkıda bulunurken Erkam Kuşçu da yeni çıkan kitaplardan haberleri paylaşmaya devam ediyor.

haksoz-kapak-325-nisan-2018.gif

İRTİBAT: 0212 524 10 28

haksozdergisi@gmail.com

Kaynak: Haksöz Dergisinin Nisan 2018 Sayısı Çıktı!



Kâtip Kara
8.04.2018 01:26:31
Maşaallah, Haksöz epey zamandır, dış ümmtete sardı, iç ümmeti ise bir tarafa bıraktı. Ümmetle ilgilenmek elbette gerekli, ama bu ülkenin ve insanının hiçbir sorunu yok mu ki onlarla ilgilenilmiyordu? Yoksa o sorunkların çözümü bie başka bahara, ya da mevcut iktidarın giderek daralan ufkuna mı teslim edildi? Eğer tek adres iktidar idi ise, ´İslamî(!) STK´lığa ne gerek vardı?