Hakan Atilla, ABD´li hâkimden hem ceza hem de güvenoyu aldı

Sedat Ergin- 19.05.2018

Hakan Atilla, ABD´li hâkimden hem ceza hem de güvenoyu aldı

HALK Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla´nın, Reza Zarrab´ın 2016 yılında Miami´ye ayak bastığı anda yakalanmasının işaret ettiği bütün risklere rağmen hiç çekinmeden bu ülkeye gidebilmesi neyi gösteriyor?

Atilla´nın bu riski alması, herhalde bir suç işlemediği hususunda kendisine duyduğu güvenin, içinin rahat olmasının bir yansımasıydı.

Ancak bu güven duygusu, geçen yıl 27 Mart´ta New York´tan Türkiye´ye dönerken Kennedy Havalimanı´nda mülakata davet edilerek FBI ajanları tarafından sorgulanması ve ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmesini engellemedi.

Yargılama süreci sonunda jürinin geçen ocak ayı başında Atilla´yı ?ABD´nin İran´a yaptırımlarını delmek´ başta olmak üzere beş ayrı fasılda suçlu bulmasının ardından, mahkemenin yargıcı tarafından kendisine geçen çarşamba günü 32 ay hapis cezası verilmesini nasıl değerlendirmeliyiz?

***

Burada altı çizilmesi gereken nokta, jürinin kararından sonra cezayı takdir etme makamında oturan yargıç Richard Berman´ın, bu cezayı olabilecek en düşük bir sınırdan değerlendirmiş olmasıdır.

Savcılığın Hakan Atilla için müebbet hapis ve 210 ay hapis gibi ceza seçenekleri önermesine karşılık, Berman 32 ay hapis cezasıyla yetinmiştir. Cezaevinde geçirdiği 14 ay ve ayrıca iyi hal indirimleri de eklendiğinde, Atilla´nın 15 ay kadar daha hapis yatacağı anlaşılıyor.

Yargıcın düşük bir ceza takdir etmesinde rol oynayan bir dizi faktör var. Duruşmanın tutanağı, Berman´ın kararının gerekçesini açıkladığı uzun değerlendirmede, Atilla´nın banka yöneticisi olarak bir şekilde karıştığı işlerden herhangi bir şahsi çıkar sağlamadığı hususunda tam anlamıyla ikna olduğunu gösteriyor.

Berman´a göre, İran´da ve Türkiye´de pek birçok kurum ve şahsiyet yürütülen sistem üzerinden çıkar sağlamış olmakla birlikte, Atilla bunlar arasında yer almamıştır. Berman, ?Sayın Atilla, Zarrab tarafından yapılan rüşvet ödemelerinin alıcısı olmadığı gibi bu yönde bir talepte bulunmadığı da şüphe götürmeyen bir durumdur? diye konuşuyor.

Bununla birlikte yargıç Berman, Atilla´nın yöneticisinin (Dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan) kendisine verdiği talimatları uygulayarak kısmi bir sorumluluk taşıdığı kanaatindedir. Ancak talimatları çoğu kez ?itirazlarını dile getirerek? ve ?gönülsüz bir şekilde? uygulamıştır. Bu arada hâkim Berman, Zarrab´ın bir noktada Atilla hakkında ?İşe taş koyduğu? (throw a wrench) yolundaki bir ifadesini de aktarıyor.

Gelgelelim Atilla´yı yakan, yine Zarrab´ın kendisinin aleyhinde verdiği ve işletilen mekanizmayı bildiğine işaret eden ifadeler olmuştur.

***

Tutanağın en çarpıcı tarafı, yargıç Berman´ın Hakan Atilla hakkında Türkiye´den mahkemeye gönderilen çok sayıda (101 adet) destek mektubunun tümünü okuduğunu belirterek, bu mektuplarda kendisinin kişiliği hakkında çizilen tablodan etkilendiğini ve bu mektupların sanıkla ilgili kanaatinin şekillenmesinde yardımcı olduğunu gizlememesidir.

Berman, bu mektuplardan yaptığı alıntılarla Hakan Atilla hakkında ?Kendisini ailesine adamış, kariyerinde başarılı, çalıştığı kuruma sadakatle bağlı, mütevazı bir yaşam tarzı olan, başkalarını da düşünen, onlara yardım eden nazik bir insan? portresi çiziyor.

İşte bütün bu faktörler bir araya geldiğinde, yargıç Berman hükümlü hakkında verilebilecek en düşük cezalardan birini vermiştir.

Ancak bu durum, mahkemede adaletsiz bir durumun ortaya çıktığı gerçeğini değiştirmiyor. Bu adaletsizlik, çevirdiği bütün dolaplar yargılamada bütün delilleriyle ve kendisinin itiraflarıyla ortaya çıkmış olan Reza Zarrab´ın ?tanık´, Hakan Atilla´nın ise ?sanık´ kürsüsünde oturmuş olmasıdır.

***

Buradaki paradoks da bizi Zarrab´ın akıbeti sorusuna götürüyor. Tanık olmakla birlikte, yine de kendisi hakkında verilmesi gereken cezanın ölçüsü, bu cezanın ne zaman verileceği gibi soruların hepsi bu aşamada boşluktadır. Hatta kendisinin halen nerede kaldığı sorusu bile spekülasyon konusudur.

Zarrab´ın geleceği her halükârda büyük bir soru işaretidir. Ancak soru işareti taşımayan bir husus, Hakan Atilla´nın ABD´deki hapishanede kendisine verilen cezayı çektikten sonra Türkiye´ye döndüğünde itibarlı bir vatandaş olarak yeniden toplum hayatına katılacak olmasıdır.