Sait Alioğlu yazdı;
İlk kurulduğu günden bugüne; Kemalistlerce var olan rejimi tümden değiştireceği düşünülen; bunun yanında, bir açıdan karşı tarafta duran Milli Görüş'ün, üzerinde basa, basa durduğu "gömlek değişimi" söylemi de dahil olmak üzere, birçok konuda aslında her şeyden ziyade, ontolojik açıdan AK Parti'ye karşı olan kesimlerin, ona yönelik icraatları, AK Parti'yi bugünlere kadar getirdi.
Eminiz ki, normal şartlarda, var olan Kemalist sistemle pek bir zıtlığı bulunmayan PKK ve onun vesayetinden siyaset yapan partilerinin, Güneydoğu'da AK Parti'ye karşı "yasal ve yasa dışı" faaliyetleri sonucu, onu zor durumda bırakma çabaları;
Şimdilerde ortağı olduğu halde, bir zamanlar AK Parti'yi, birçok konu ile birlikte, çözüm sürecini, rejimim temellerini sarsıcı faaliyetler bağlamında değerlendiren ve buradan yola çıkarak AK Parti'ye yoğun eleştiri getiren MHP'nin çıkışları;
27 Nisan e-muhtırası;
akabinde Cumhuriyet Başsavcılığında açılan, ama sonuçsuz kalan"parti kapatma" davası;
2013 Gezi kalkışması;
keza 15 Temmuz hain darbe girişimi benzeri, akla gelen, ya da gelmeyen; hemen hepsi AK Parti'yi deyim yerinde ise "kodese tıkmaya " ayarlı söylem ve eylemlerin, neredeyse hepsi AK Parti'ye yaramıştı.
Belki de modern Türkiye tarihinde, bir partinin lehinde ve aleyhinde cereyan den birçok söylemin ve eylemin ağırlığına rağmen, -keza CHP gibi rejimin koruma kanatları altında olmadan- bir partinin, dile kolay yaklaşık yirmi yıldır ayakta kalması, adeta siyasi bir mucize olsa gerekir.
Yine keza, bir partinin, bunca yıla rağmen, çeşitli alanlarda -politika üretirken- yaptığı, yapmakta olduğu hatalarını da da işin içerisine kattığımızda, -rejim koruması olmadan-Türkiye tarihinde hiçbir parti, AK Parti kadar şanslı olamamıştı.
Birileri bunun "AK Parti'nin ekmek yemesi" olarak tanımlarken, Altan Tan ise, bu tür işleri deruhte eden çevreleri "AK Parti'nin velinimetleri" bağlamında değerlendiriyor.
Tan, aslında haklı. Hasbelkader, yukarıda sıralamaya çalıştığımız durumlar, çoğunluk itibarıyla; yürütme erki elerinden giden, yasamada da pek bir etkileri kalmamış bulunan bilumum Kemalist bloğun, bu iki kalem dışında kalan medyayı, yargıyı ve orduyu kullanma durumunda kalmaları sonucu, eyledikleri icraatların, giderek, yüzü AK Parti'ye dönük bulunan muhafazakar çoğunluğun nazarında, bir mağduriyetti müşahhaslaştırıyordu.
Bu mağduriyet iki türlü yürüyordu; birisi, hakikaten de Kemalistlerin yıkıcı faaliyetleri ve akim kalsa da, bu faaliyetlerin oluşturduğu ve AK Parti'nin kitleler nazarında çok ustalıkla değerlendirdiği ve belli bir oranda sonuç aldığı mağduriyet durumu...
Altan Tan, AK Parti'in velinimetleri içine, şuan siyasi faaliyet içerisinde bulunan birçok çevreyi de katmakta; "AK Parti'nin velinimeti de İYİ Parti'den, Babacan'a; Ahmet Davutoğlu'ndan, CHP'ye; Saadet Partisi'nden, HDP'ye kadar muhalifleri ve illa da CHP!
Muhaliflerin hepsi bir yana CHP bir yana!
AK Parti ne zaman dara düşse, ne zaman en yaman AK Parti yandaşları bile 'Bu kadar da olmaz, partimiz artık kendine bir çeki düzen vermek zorunda' dese; AK Parti kendi içinde çözülme emareleri gösterse; CHP, 155 imdat gibi anında yetişip AK Parti'ye ilk yardım müdahalesinde bulunarak hayati tehlikeyi atlatmasını sağlıyor.
CHP'yi yıllardır Türkiye'nin ihtiyacı olan gerçek anlamda sosyal demokrat ve hatta liberal demokrat bir parti haline getirebilmek için çırpınan Kılıçdaroğlu'nun bütün uğraşıları hak ile yeksan ve dahi berhava oluyor." (1)l
Keza, Can Ataklı'nın,aslında ne söylediği belli olmayan videolo darbe söylemi '^gösterisi';
İlker Başbuğ'un, "yenilmez komutan" edasıyla, sahneden çekildiği halde, bir yolunu bulup "üstenci" dil kullanarak, ama söz nereye giderse gitsin, ne anlam ifade ederse etsin, keza, "söylenmiş doğru bir sözün" muhatabı tarafından yanlış anlaşılması pahasına darbe'den bahsetmesi de, AK Parti için velinimetlik" bir icrada bulunan, velinimetlerin varlığı söz konusu olduğu sürece, AK Parti ayakta kalacaktı.
Belki de AK Parti değil de, bir başka parti olsaydı, durum değişik olabilirdi, ama Kemalist vesayetin az da olsa yok olduğu bir vasatta, yeniden statükoyu kaldığı yerden onarmaya çalışan CHP'nin, -eğer varsa-iyi niyetlerle bezenmiş çabaları tek başına AK Parti'ye nimet olarak yarayacaktı.
Tabii ki de, CHP'nin Milet İttifakı'na, birçok muhafazakar siyasi partileri dahil etme durumu olmayacaksa eğer.,
Bununla birlikte, AK Parti tabanı ve seçmeni ile birlikte, AK Parti'den -şimdilik- ayrı duran muhalif muhafazakarların CHP'nin yanlışlarla dolu tarihi bagajını görmeleri ve onu dikkate almaları şartıyla...
_______________
1)Altan Tan, AK Parti'nin Velinimetleri, 9.01.2021 İndependent Türkçe