Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor, 27.7.2022 Çarşamba günü Afrika'daki Filistinli liderlerin temsilcilerinin toplantısında Filistin’deki olayları Güney Afrika'nın ırk ayrımcılığı tarihiyle karşılaştırdı ve şunları söyledi: ‘Tel Aviv bir apartheid rejimi olarak tanınmalı ve BM Genel Kurulu, bu rejimin gerekenleri yapıp yapmadığını doğrulamak için bir komite oluşturmalıdır.’
Siyonist rejim gazetelerinden The Jerusalem Post konuyla ilgili olarak şunları yazdı: ‘Güney Afrika Dışişleri Bakanı bu konuda, Filistin’deki olayların Güney Afrika'da yaşanan ırk ayrımcılığı ve baskı tarihi deneyimlerini çağrıştırdığını söyledi.’
Güney Afrika'daki ilk Filistin büyükelçiliği 1995'te açıldı. Güney Afrika hükümetinin internet sitesinde yayınlanan bir bildiride şu ifadelerde bulunuldu: '1994'te demokrasinin başlangıcından bu yana, Güney Afrika her zaman Filistin'in bir müttefiki olmuştur ve sürekli olarak Filistin halkının mücadelelerini vurgulamış, onları uluslararası tribünlerde desteklemiş ve elinden gelen en iyi şekilde maddi yardım sağlamıştır.'
Siyonist rejim gazetelerinden The Jerusalem Post'un haberinde şu açıklamalarda bulunuldu: 'Pandor, Siyonist güçlerin mayıs ayında Batı Şeria'ya düzenlediği saldırılar sırasında el-Cezire muhabiri Şirin Ebu Akile'nin öldürülmesini kınayan Güney Afrika hükümetinin ilk temsilcisiydi. Pandor, bu kınama açıklamalarının ardından, Siyonistlerin Ebu Akile'nin cenazesindeki şiddet eylemlerini Güney Afrika'daki apartheid ordusunun vahşetiyle karşılaştırdı.
Güney Afrika Dışişleri Bakanı bu açıklamalarda bulunurken, Haziran ayında Katalonya Parlamentosu da İspanya'nın özerk bölgesindeki yasama organı olarak bir karar yayınladı ve İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği suç ve cinayetleri resmi olarak apartheid kabil etti ve şiddetle kınadı.
Siyonist rejimi tecrit etmeye yönelik küresel bir hareket olan "Boykot" hareketi de yaptığı açıklamada alınan bu kararı destekledi ve takdir etti.
Boykot hareketi tarafından yayınlanan bildiride şu ifadeler yer aldı: 'Katalonya Parlamentosu bu tarihi kararla, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarıyla ilgili sisteminin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin 702. Maddesinde açıkça belirtilen apartheid suçunun bir örneği olduğunu kabul eden Avrupa'daki ilk parlamentodur.
Uluslararası Af Örgütü de 20 Nisan'da Siyonist rejimi bir apartheid rejimi olarak nitelendirerek şu itiraflarda bulundu: 'Siyonist rejimin Filistinlileri öldürmesi, işkence yapması ve onları haklarından mahrum bırakması insanlığa karşı bir suçtur.
Uluslararası Af Örgütü 20 Nisan'da Twitter sayfasında şunları yazdı: 'Apartheid rejimi sadece geçmişin bir parçası değildir. Bu, İsrail'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında milyonlarca Filistinlinin yaşadığı ve bugüne kadar da devam eden bir gerçektir.
Yasa dışı öldürmelerin, keyfi tutuklamaların, işkence ve toplu katliamların raporlarını takip ediyoruz.
Apartheid rejimi, bir grubun hayatını diğer bir grubun hayatından daha önemli görmektedir ve İsrail, Filistinlileri öldürerek, onlara işkence yaparak ve onları temel haklarından mahrum bırakarak apartheid rejimini sürdürmektedir. Bu bir insanlık suçudur ve durdurulmalıdır.'