Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli, AA Enerji Masası´na konuk oldu.
Çatı güneş sistemlerinin saha sistemlerinden farklı olarak ekipman yönünden daha ekonomik olduğunu aktaran Kaleli, "Mesela, mekanik taşıyıcı aksam yok. Sahada yapılan bir hafriyat çalışması yok. Tel, çit çalışması, güvenlik kamerası ihtiyacı yok. Dolayısıyla çatı tipi santraller, saha tipi santrallere göre ekipman açısından biraz daha az maliyetli." ifadelerini kullandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda geçen hafta torba yasa tasarısının binaların çatı ve cephelerinde üretilecek ihtiyaç fazlası elektriğin satışında aboneler için vergi muafiyeti içeren maddelerinin kabul edildiğini hatırlatan Kaleli, bu gelişmeyle çatı güneş sistemlerinin yaygınlaşacağını anlattı.
GÜNDER Başkanı Kaleli, şöyle konuştu:
"Ülkemizin doğal kaynaklarının ne kadar yeterli olduğunu, güneş enerjisinden elektrik üretimi için ne kadar verimli olduğunu biliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını daha verimli, daha sürdürülebilir şekilde ve ülke geleceği adına kullanıyor olacağız. Çünkü vatandaşlarımızın da bu bilinçle hareket edeceğini düşünüyoruz. Çatısına güneş paneli koyacak vatandaşlar iki tane yöntem izleyebilirler. Bunlardan bir tanesi bir vekaletname vermek suretiyle, kurulumu gerçekleştirecek bir firmaya başvuru yapabilirler. Çok çok rahatlıkla geri kalan tüm işlemlerini o firma yönlendirebilir. Diğer yöntem ise kendileri gidip hangi bölgedeyseler ilgili elektrik dağıtım şirketlerine başvurup işlemleri başlatabilirler. Yani, çatısına güneş paneli koyacak vatandaşlar iki yöntem izleyebilir, kurulumu yapacak bir firmaya veya elektrik dağıtım şirketlerine başvurabilirler."
Maliyet hesabı ve vergi muafiyeti
Kurulumun maliyeti konusunda da bilgi veren Kaleli, "Çatı güneş sistemi maliyeti çatı koşullarına göre değişebilir, ancak 10 kilovatlık bir çatı sistemi için 10 bin dolarlık maliyet hesabı yapılıyor. Dolayısıyla işte bugünkü kurlarla baktığınızda 35 bin 40 bin lira bandından gezecek bir rakam gibi duruyor. Bu, yatırımların bulunduğu bölgeye, çatının koşullarına, çatı eğimli olabilir, düz olabilir, güneye doğru güzel bir eğimi olabilir. Çatının koşullarına göre de belirli sürelerde de geri dönecektir. Bunu da 6 ila 8 yıl arası diye düşünebiliriz.?" diye konuştu.
Kaleli, 10 kilovatın altında güneş panelini çatıya entegre edildiğinde şahısların bir vergi muafiyetine tabi olacaklarına değinerek, "Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi yüzde 20 ila 35 arasında değişen bir vergidir, bunu ödemeyecekler. Bu da yatırımların geri dönüş sürelerini hızlandıracak bir rakam, nereden bakarsanız bunun beşte birini vergi olarak ödüyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
Yıllık mahsuplaşma düzenlemesi
Çatıda üretilen elektriğin o saat içerisinde tüketilmemesi durumunda oluşacak kayıpların azaltılmasına ilişkin çalışmalar da yapıldığını belirten Kaleli, şöyle devam etti:
"Tüketilmeyen elektrik sistem tarafından aboneden satın alınıyor. Şöyle bir örnek verebilirim. Diyelim ki Muğla´da bir yazlığınız var. Bu yazlığınızda panelleri de çatınıza koydunuz ve artık oradan elektrik üretiyorsunuz. Bazı aylar fazla elektrik üreteceksiniz, onu sisteme satacaksınız. Bazı aylar ise ürettiğiniz elektrikten fazla tüketim yapacaksınız. Tüketim yaptığınız o dönemlerde para ödemek zorundasınız. Çünkü siz artık üretmişsiniz, ürettiğinizin de fazlasını tüketmişsiniz. Dolayısıyla bir fatura gelecek size. Biz bunu istemiyoruz. Biz diyoruz ki ürettiği elektriği kullanmıyorsa, ihtiyacı olduğu zaman mahsuplaşabilsin. Yıllık mahsuplaşma uygulamasına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da sıcak bakıyor. Çok büyük ihtimalle, önümüzdeki dönemde, bu senenin sonuna kalmadan benzer bir modele geçilecek."
Kaleli, güneş enerjisinde 3 bin 450 megavatı lisansız olmak üzere şu an 3 bin 500 kurulu güce ulaşıldığına dikkati çekerek, çatı ve cephe uygulamaları sayesinde 2023 yılındaki 10 bin megavat kapasite hedefine rahatlıkla ulaşılabileceğini söyledi.