Tarih: 09.01.2019 01:27

Güncelleme Kavramı Hakkında

Facebook Twitter Linked-in

Geçen haftaki ?Mezhep ve Mezhepçilik? adlı yazımızda, ?Paranın sabitesi ve aracı değiştiği için faizin de yeniden incelenmesi ve güncellenmesi gerekiyor? ifadesine takılan birkaç mail geldi. Mailde ?güncelleme?den kastımızı ve ?bu konudaki şahsi görüşümüzü? soruyorlar.

Soruların aynı üslupla olması ve aynı kavrama takılmaları, tuhaf da olsa yine de cevap vermek icap ediyor.

Tuhaf diyoruz zira aynı yazıda meseleden kastımız zaten ifade edilmiş. Çünkü yazıda, ?Zamanın değişmesi ile değişen şey usul değil fetva olabilir. Aksi halde içtihadi olmayan genel kaideler değişmez. İçtihadi de olsa mezheplerin genel kaideleri ancak yeni bir gerekçe veya bilgiye göre değişebilir? deniliyor. Herhalde yazı, Google´de ?güncelleme? kavramı aranarak okunmuş. Çünkü yine aynı yazıda şu cümle mevcut: ?Dinin asli hükümlerinde içtihat olmadığı için ihtilaf da yoktur. Fakat tali meselelerde ve genel ifade edilmiş hükümlerde ihtilaf meşrudur.? O yüzden bu okuma tarzı ve soruların ilimden ve hüsnü niyetten uzak olduğunu ifade etmekle geçen haftaki yazıyla alakalı sorulara cevabı sonlandırmak istiyoruz.

 

***

Güncelleme kavramına dair birkaç kelam etmek gerekirse:

1. Güncelleme, ?tecdîd? kavramının tercümesi olarak kullanılsa da aslında her içtihat ve fetva da bir güncellemedir. Zira içtihat, zamanın şartlarına göre zamanın sorunlarına veya yeni ortaya çıkan şeylere çözüm aramaktır. İçtihat olmasa idi İslam, uygulanamaz hale gelirdi veya insanlar, İslam´dan uzak yaşamak zorunda kalırlardı. Zira yeni ortaya çıkan şeylere dair İslam´ın ne söylediği, ancak içtihat ile anlaşılır.

2. İçtihat kapısının kapalı olmadığını; ancak bunu yapacak ehil ve kabiliyetli kişilerin olmadığına dair de daha önce bir yazı kaleme almış idik. Aynı yazıda içtihadın şartlarına dair de genel bilgiler bulunabilir.

3. ?Mevridinâssda içtihada mesâğ yoktur? yani İslam´ın temel hükümlerinde, sarih farz ve haramlarda içtihat olmaz. İçtihat; sarih hükümlerin olmadığı veya yeni karşılaşılan tali meselelerde olur. Bu yüzden yukarda, ?Zamanın değişmesi ile değişen hükümden kasıt, fetva olabilir. Yoksa dinin temel esasları ve usuller değişmez? diye ifade etmiş idik.

4. Faiz meselesi örneğinden gidilirse; faizin haram olduğuna dair bir kuşku ya da tartışma yoktur. Faizin zarar ya da kriz diye bir bahanesi olamaz. Faizin haram olduğu ve esasta ne olduğuna dair genel hükümler klasik eserlerde mevcuttur. Fakat klasik eserlerin bize vermediği şey; modern para ve ekonomi anlayışında karşımıza çıkan birçok olayı tanımamızdır. Örneğin klasik para birimi altın veya benzeri değerli şeylerdir. Daha sonra bu, kâğıt paraya; sonra da elektronik ve günümüzde de dijital paraya dönüşmüştür. ?Dijital para nedir? Neyin karşılığıdır? Neye göre üretilir? Ekonominin temel değeri eskiden altın iken bugün nedir? Tek midir? Sabit mi yoksa değişken mi olması gerekir?? Bu ve benzeri daha birçok soru önce Kelamcılar sonra da Fıkıh usulcüleri tarafından tartışılıp tanımlanmalıdır. Dijital paranın ne olduğu tanımlanmadan ona haram veya helal demek sadece fanteziden ibarettir.

5. Para ve ekonomi anlayışı değişip geliştiğine göre birileri alışveriş ve faiz kavramlarını da değiştirip geliştirmiş demektir. Bu yüzden de faizin ?borç verilen mal veya para, aynı cinsten geri alınırken, fazladan ödenen miktar?a indirgenmesi doğru olmayabilir. Zira eskiden bankalar aynı parayı birkaç kez kullanıyor iken şimdi dijital parada aynı şey onlarca kez tekrarlanmaktadır. Yani bir başka ifade ile bizim klasik para anlayışımıza göre ?100 TL? örneğin ?15.000 TL? olarak kullanılabilmektedir. Tabi çoğu zaman bunun farkında değiliz. Ama birileri bu sistemi işletmektedir. Bir başka açıdan bakıldığında bankalar asla zarar etmemektedir. Alandan da verenden de; istikrardan da krizden de kâr etmektedirler. Bu sistemi çözüp tanımlamadan ekonomi, ticaret ve faiz hakkında konuşmak abes gibi duruyor. ?Ki faizin yeniden ele alınmasından kasıt da bu ortaya çıkan yeni durumları anlamak ve anlamlandırmaktır.?

6. Özetle ifade etmek gerekirse; mezhep kavramı gibi başörtüsü, sakal, hizmet, cemaat ve son olarak da içtihat ve güncelleme kavramları da tahrif edilmiş kavramlar arasında yerini almışlardır.

7. Son olarak şunu ifade etmek istiyoruz: ?Güncelleme?yi dilcilik ve tarihselcilik anlayışı ile birleştirme çabasında olanların, yanlışın bir tarafında durduğunu ifade ederken; güncellemecilere saldırarak kendilerine alan açmak isteyen tehlikeli grupların bulunduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. ?Bazıları, tebliğ ve terbiye yerine yani insanlara anlatacak konu bulamadıkları veya bazı şeyleri anlatacak kabiliyet veya cesaretleri olmadığı için; saldırma ve çatışma yöntemi ile taraftar toplamak ve kendilerine alan açmak istemektedirler.? Bunları amacı bir şeyler inşa etmek ya da imar etmek değildir. Bunların yegâne maksadı; sağa sola saldırmak, ifsat etmek, bölmek, çatışma ortamı oluşturmak, böylece gündemde kalmak ve düzenlerini devam ettirmektir. Ki ?Mezhep ve Mezhepçilik? yazımızın temel amacı da bu tehlikeyi ifade etmek idi.

Vesselam?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —