Hey, Türkiye’m hey bu günlerde ne de çok renginsin gene öyle. Renginden gözlerimi alamıyorum. İnan, Karadeniz’in hırçın dalgalarını bile geçtin köpürüp, köpürüp. Bir yükseliyon, bi çıkıyon, bi iniyon, bi coşuyon bi taşıyon. Rabbim gazabından, kahrından esirgesin Türkiye’m. Bi yavaş, Türkiye’m bi yavaş. Yine çok hararetlisin anlıyorum Türkiye’m hissediyom, hararetin kavurucu Afrika çöl sıcaklarını bile geçti.
Sende garip bir haller var Türkiye’m. Var, var bir haller sende sakın inkâr etme sende gelen gidene.
Hani laiktin Türkiye’m laik da kalacaktın hani din siyasete karışmayacaktı siyaset de dine..
Kimisi Peygamber soyundan geliyor son günlerde kimi de peygamber dininden çıkıyo.. Allah sonumuzu hayra çıkara.
Aslında öyle, doğru hangimiz peygamber çocuğu değil ki hangimiz Âdem dışından gelme cahil bir homo sapiensttir ya da bir şempanzen bir maymun dimi minik serçe kuşu..Hadi sen Havvay’ı Ademi bırak da biraz havadan sudan konuş.. Fakat Peygamber çocuğu olmak, soyundan gelmek ise ne zaman takvanın, masumiyetin, hak, hukuk, adaletin ölçüsü kesildi. Peygamberlerden de peygamber doğmuştur doğrudur, genel itibariyle bu İsrailoğulları arasında vuku bulmuştur. Aynı an ve zamanda baba peygamber, oğul peygamber, sonrasında torun peygamberle karşılaşılmıştır. Fakat bu da israiloğullarının iyi olduklarından değildi ki bu azmışlıklarından ötürüydü. Babası putperest olan İbrahim nur gibi bir Peygamberdi. Babası peygamber olan Nuh’un oğlu da tufanda delalet üzre gark olanlardandı. Al size zalimden âlim, âlimden de zalim dedikleri. Denilmedi mi size Allah katında en hayırlınız olan takvada en üstün olanınızdır. Peygamber çocuğu olsak peygamber soyundan gelsek ne yazar olmazsak ne.
Hele Sanat/sanatçı çoktan siyasete, ateiste karıştı gitti Türkiye’m
Yahu sizin derdiniz sanat mı ya da siyaset, ateistlik? Açık, açık söyleyin de bir bilelim eğer sanatı hakkıyla icra edeceksiniz başımız gözümüz üstünde yeriniz var yok eğer siyaset, ateistlik yapacaksınız bozgunculuk yapacaksınız buyurun hodri meydan sizin. Sizi siyasetten esirgeyen namert olsun diyesi gelir insanın yeter ki ne yaptığınızı siz de bi bilin mert olun. Sataşmakla, sanatla, siyaseti karışa kaldınız. Ve nerdeyse kahrınızdan parmaklarınızı ısıra durdunuz kahrınız üzere öle kalacak derecede.
Diva’nın başına gelenlere, kıskanıp çatlayanlara ne dersin Türkiye’m. Hani siz kendi çıkarlarınız uğruna yedi yirmi dört Bülent hanıma cafcaflı, yaldızlı, süslü, püslü püsküllü haline çanak tutarken tüm uydularınızla sizin için her şey keyfe kafiydi ne yani bir asker yolda yağmurda kalmış bir kadına farz edelim ki insaniyet namına bir şemsiye tutmuş, namus elden gitmiş edasıyla coşup, coşup çok gördünüz. Adamı nerdeyse eşeğe ters bindirdiniz be.
Hele bir Enes’in vardı Türkiye’m bahtı soy isminden kara(m). Bi mezarda rahat bıraksaydınız bari dünyada yakasını rahat bırakmadığınızı. Hadi ailesi hak bildiği yolda yürüdü iyi niyetle, diyelim ki doğru ya da yanlış bir şeyler yaptı bi bıraksaydınız yahu. Bir edep, adap namına en azında acılarını usul, usul yaşasaydılar. Ne zaman böyle kalpsiz kesildiniz hani ölülerin ardından konuşulmaz. Hani dinimiz bize meyyit ehlini en azında üç gün boyunca yalnız bırakmayıp teselli, destek olmayı emretmiş. Hadi dine, edeb-i erkana Yusuf’a üşüşen kurtlar gibi saldırdınız örf, adet ve usulünüzü insaniyetinizi de mi unutunuz.
Derdiniz gerçekten Enes mi yoksa HZ. ENES mi onu da bir açık, açık mertçe söyleseydiniz bari namertçe değil. Çünkü kavganın da savaşmanın da öldürmenin de mertliği makbulümüzdür namertliğine hiç kimsenin eyvallahı olmaz, olamaz
Sahiden n’oluyo gene sana öyle, iyi misin Türkiye’m. İnan sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Yüreğim ağzıma, ağzıma geliyor. Çünkü sen çok hassassın Türkiye’m çünkü sen narinsin, sen bel kemiğisin âlemin. O yüzden üstüne, üstüne gelerek yüz yüze veçhinden değil sinsi, sinsi arkandan gelip belinden bel kemiğinden vuruyorlar Türkiye’m seni. Sana nazar değmesin ve sana hiçbir kötülük uğramasın Vatanım benim. Rabbim kem gözlerden korusun Türkiye’m seni. Ve kendine çok iyi bak iki gözüm kendine çok iyi ..
Kaynak: Farklı Bakış