Süleyman Soylu, Abdullah Gül'ün Gezi Parkı eylemleriyle ilgili açıklamaları için "İçime hançer gibi saplanmıştır" dedi. Twitter hesabından paylaşım yapan Gül ise "Gezi olayları ile ilgili kısmın kasıtlı olarak çarpıtılmasını çok büyük bir ayıp ve çirkinlik olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
DUVAR – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Gezi Parkı olayları ile ilgili eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.
AK Parti Tunceli İl Başkanlığı Siyaset Akademisi’nin açılışında konuşma yapan Soylu, “O günkü Cumhurbaşkanımızın sanki o olayların yaşandığı bir ülkede yaşamıyormuş gibi bugün söz söylemesi de bırakın İçişleri Bakanlığını, bu ülkenin bir ferdi olarak, Süleyman Soylu olarak içime hançer gibi saplanmıştır” dedi.
Soylu, “Hem Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakacaksınız hem Tayyip Erdoğan’ın karşısında birileriyle anlaşma yapacaksınız, ondan sonra da bugün gelip sırça köşklerinizde devletin size sunduğu bütün imkanlarla bu milletin size verdiğini bir şekilde bu millete kötülük olarak anlatmaya çalışacaksınız. Yazıklar olsun size” diye konuştu.
Soylu’nun konuşmasının ardından Twitter hesabından açıklama yapan Abdullah Gül ise sözlerinin “kasıtlı olarak çarpıtıldığını” belirtti.
Söyleşinin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bölümünü paylaşan Gül, “Karar Gazetesi’ne verdiğim mülakatta gezi olayları ile ilgili kısmın kasıtlı olarak çarpıtılmasını çok büyük bir ayıp ve çirkinlik olarak görüyorum. Söyleşinin ilgili kısmını kamuoyunun vicdanına aynen sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Abdullah Gül: Gezi olaylarıyla gurur duyuyorum
NE OLMUŞTU?
Abdullah Gül, 18 Şubat’ta Karar gazetesinde yayınlanan söyleşide Elif Çakır’ın “Garantici olduğunuz, riske girmediğiniz eleştirilerine cevap verdiniz. Ama sizin hakkınızda şöyle bir eleştiri de var. Sizin bugünkü duruma gelirken sessiz kaldığınız düşünülüyor, bu yüzden hem laik kesimde hem de muhafazakâr kesimde size kızgın olanlar var” sorusuna şu yanıtı vermişti:
“Nerede sessiz kaldım. Mesela en büyük olaylar Gezi olaylarıydı değil mi? Bana o zaman ilk sorulan soruya verdiğim cevap şuydu: ‘Bununla büyük bir gurur duyuyorum’ dedim. Şaşırdı herkes. Çünkü ‘Türkiye’nin problemlerinin mahiyetini değiştirmişiz. Eskiden insanlar insan hakları için sokağa çıkardı. Faili meçhuller dursun diye çıkardı. Yolsuzluk dursun diye sokağa çıkardı. Şimdi insanlar ağacı kestirmem diye sokağa çıkmış, çevre duyarlılığı için sokağa çıkmış. Türkiye’nin problemlerini İngiltere’nin, ABD’nin problemleri haline çevirmişiz’ dedim. Daha sonra bu toplumsal olay iyi yönetilemeyince terör örgütlerine büyük bir fırsat çıktı ve bildiğimiz vahim olaylar, vandallıklar cereyan eti. Açık söyleyeyim; benim birçok tavrım anlaşılmamış olabilir. Kendi camiamız da anlamamış olabilir. Ondan sonra daha ileri aşamalarda ‘demokrasi sadece seçim değildir’ dedim. Bana o zaman bizim camiadan bazıları milli irade dersi vermeye kalktı. Milli idarenin ne olduğunu anlattım. Demokrasi sadece seçim değildir, seçimin ötesi vardır dedim. Halbuki ben şimdi bunları söylerken bu kadar tatsız politik ortamın içinde bunları tekrar konuşmak istemiyorum. O zamanlar tutuklu yargılamalarla ilgili yaptığım açıklamalara da bakın. Bireysel başvuru hakkı nasıl çıktı zannediyorsunuz, Haşim Bey’e gidin sorun. (HABER MERKEZİ)
Karar Gazetesi'ne verdiğim mülakatta gezi olayları ile ilgili kısmın kasıtlı olarak çarpıtılmasını çok büyük bir ayıp ve çirkinlik olarak görüyorum. Söyleşinin ilgili kısmını kamuoyunun vicdanına aynen sunuyorum. pic.twitter.com/bdup6FObiC
— Abdullah Gül (@cbabdullahgul) February 22, 2020