Yeni parti iddialarıyla gündemden düşmeyen, son günlerin en çok konuşulan iki ismi Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu, Necmettin Erbakan´ın hayatını anlatan belgesel için ekrana çıktı.
Milli Görüş Hareketi´nin efsane lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan´ın hayatını anlatan belgesel yayınlandı. Belgeselde birbirinden sürpriz isimlerin röportajları ekrana geldi.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan´ı 11´inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gazeteci Nihat Genç, Soner Yalçın, akademisyen Işıl Arpacı gibi isimler Erbakan Hoca´yı anlattı.
Son günlerin en çok konuşulan iki ismi Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu da Necmettin Erbakan´la ilgili görüşlerini aktardı. Gül´ün Erbakan´ı anlatırken ´´Kemmiyete değil keyfiyete her zaman önem vermiştir. Kutuplaştıran bir insan da değildi. Çünkü kutuplaştırdığınızda davanızı yayamazsınız´´ ifadelerini kullanması dikkat çekti. Erbakan´ın İslam dünyasına verdiği önemden söz eden Gül, bugün hayatta olsaydı herhalde çok üzülürdü" dedi.
İşte Abdullah Gül´ün ifadeleri:
"Erbakan Hoca hiçbir zaman körü körüne bağlanan Batı hayranı bir insan değildi. Erbakan inanan bir insan olarak haklılığını tek başına da olsa göstermişti. Kemmiyete değil keyfiyete her zaman önem vermiştir. Kutuplaştıran bir insan da değildi. Çünkü kutuplaştırdığınızda davanızı yayamazsınız. Halbuki sizin amacınız ne iyi olan bir şeyi herkese anlatabilmek... Böyle bir siyaset anlayışıyla hareket ettiği için hiçbir zaman kırılmamıştır küsmemiştir. Bugün hayatta olsaydı her halde çok üzülürdü bugünkü İslam dünyasının bu perişan haline. Bugün acılar da daha çok, yıkımlar da daha çok; yok edilmiş darmadağın edilmiş ülkelerin sayısı da daha çok. Bunlara çok önem veren bir kişiydi. İslam ülkelerinin daha güçlü olması için bütün hayatını buna harcamış, dayanışma işbirliğini güçlendirmek için her türlü çabayı hem siyasetçi olarak hem de bir entellektüel bir bilim insanı olarak bugünkü halini görseydi herhalde çok üzülürdü."
Ahmet Davutoğlu ise Erbakan´ın dış politikaya bakışını anlatarak şu ifadeleri kullandı:
Bizim nihai olarak dış politikada takip etmemiz, göz önüne almamız, hedef edimemiz gereken temel husus kendi milli hedeflerimizdir, milli çıkarlarımızdır. Kendi milli hedeflerimizi, milli çıkarlarımızı temel aldıktan sonra diğer ülkelerin ne dediği ikincil bir konudur.
O anlamda bana ne Amerika diye seslenmesinin sebebi biz önce kendimizi düşünmek zorundayız. Bu fiiliyatta da o ülkeleri yok saymak anlamına gelmez. Bugünkü dünya şartlarında her ülkeyle temasa geçilir, her ülkeyle konuşulur. Ama ilke olarak temel alınması gereken, bu ülkenin geleceğidir, onurudur, istiklalidir. Hocanın da o latif konuşmasında vurgulamak istediği budur diye düşünüyorum. Hocamızı her zaman bir büyük olarak, bir ilim adamı olarak örnek aldığımız bir şahsiyet olarak hep takdirle takip ettik."